Teknoloji-Bilişim
Kur'an-ı Kerim'de adları geçiyor! Bilim adamları şoke oldu
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de adı geçen arılar hakkında yapılan yeni araştırma bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattı.
Teknoloji-Bilişim
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de adı geçen arılar hakkında yapılan yeni araştırma bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattı.
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de adı geçen arılar hakkında yapılan yeni araştırma bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattı.
Queen Mary Üniversitesi’nin yeni araştırması, arıların nokta–çizgi benzeri ışık flaşlarını ayırt ederek doğru yolu bulabildiğini ortaya koydu.
Bu şaşırtıcı zamanlama yeteneği, daha önce yalnızca insanlarda ve birkaç omurgalıda görülen gelişmiş bir bilişsel beceriye işaret ediyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi araştırmacıları, arıların kısa ve uzun ışık flaşlarını ayırt ederek yiyeceğe ulaşmayı öğrenebildiğini keşfetti. Çalışma, arıların Mors alfabesindeki nokta ve çizgi mantığına benzer şekilde, ışık sinyallerinin süresini yorumlayabildiğini gösteriyor. Bu yetenek, böceklerde daha önce tanımlanmamış gelişmiş bir zaman işleme kapasitesini gözler önüne seriyor.
Araştırma ekibi, Bombus terrestris türü arılara odaklandı. Arılar için iki daireden oluşan bir labirent tasarlandı. Dairelerden biri kısa bir ışık flaşı verirken diğerinde uzun süreli bir flaş yanıyordu. Kısa flaş şekerli çözeltinin bulunduğu yolu, uzun flaş ise arıların doğal olarak kaçındığı acı bir çözeltinin yerini işaret ediyordu.
Araştırmacılar, arıların sadece bir konuma alışmaması için işaretlerin yerini sürekli değiştirdi. Buna rağmen arılar, ışık sinyallerinin süresine güvenerek şekerli çözeltinin olduğu rotaya yöneldi. Ödül kaldırıldığında bile doğru süreyi takip etmeye devam etmeleri, kokunun veya izlerin değil, tamamen zamanlamanın belirleyici olduğunu kanıtladı.
Projeyi yürüten doktora öğrencisi Alex Davidson, arıların bu görevi başarıyla tamamlamasının son derece etkileyici olduğunu söyledi. Arıların doğal ortamlarında ışık flaşlarıyla karşılaşmadığına dikkat çekerek, böceklerin bu kadar soyut ve yapay bir görevi öğrenebilmesinin son derece dikkat çekici bir bulgu olduğunu ifade etti. Bu yeteneğin, arıların doğada kullandığı ritmik hareket ve navigasyon becerilerinin bir uzantısı olabileceği düşünülüyor.
Böcek beyni bir milimetreküpten daha küçük olmasına rağmen arılar, hassas zamanlama gerektiren bu zor görevi yerine getirdi. Bu durum, karmaşık bilişsel yeteneklerin minimal sinirsel alt yapıyla nasıl mümkün olabildiğine dair yeni sorular doğuruyor. Araştırmacılar, bu zamanlama becerisinin tek bir iç saatten mi yoksa birbirine bağlı çoklu iç zamanlayıcılardan mı kaynaklandığını araştırmaya devam ediyor. Çalışma, hayvanlarda zamana dayalı karar süreçlerini anlamak için temiz ve güçlü bir model sunuyor.
Çalışmanın kıdemli araştırmacılarından Dr. Elisabetta Versace, zamanlama sürecinin iletişimden navigasyona kadar pek çok karmaşık davranışın temelinde yer aldığını belirtti. Arıların bu kadar küçük bir sinirsel yapı ile bu görevi çözebilmesinin, yapay zekâ ve robotik tasarımlar için ilham verebileceğini söyledi. Versace’ye göre, biyolojik zekânın minimal altyapıyla sergilediği verimlilik, gelecekte daha küçük, daha hızlı ve daha etkili yapay sistemlerin geliştirilmesinde büyük rol oynayabilir.
Bilimsel bulguların ardından araştırmacılar doğaya ve arıların sistematik çalışmasına dair daha geniş bir perspektif ortaya koyuyor. Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim’de bal arısından söz edilen ayetler, arıların doğadaki düzenli ve şaşırtıcı davranışlarına dikkat çekiyor: “Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve insanların kurdukları çardaklarda kendine göz göz kovan edin.” “Sonra her türlü meyveden ye ve bal yapmak üzere Rabbinin sana belirlediği yolları tam bir itaatle tut. Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır.” Bilimin ve doğanın kesiştiği bu noktada arıların davranışları, hem biyolojik hem de kültürel açıdan insanlık için hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Kaynak: Yeni Akit-Intresting Engineering