“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü”ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye değinen Bakırhan, demokrasinin yalnızca sandığa gitmekle sınırlı olmadığını, "siyaseti iddianame esaretinden" kurtarmanın zamanının geldiğini savundu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

ABD'nin Suriye'ye yönelik "Sezar yaptırımlarını" kaldırılmasını önemli bulduklarını belirten ve bunun Suriye için bir fırsat penceresi araladığını ifade eden Bakırhan, “Ama kritik bir soru var: Suriye yönetimi, bu fırsatı kimin için ve nasıl kullanacak? Tek bir grup için mi yoksa tüm Suriye hakları ve inançları için mi kullanacak?” diye konuştu. Suriye konusunda Türkiye'ye önemli rol düştüğünü, bu süreçte hiçbir ayrım gözetmeden Suriyelilerin kardeşliğini destekleyebileceğini, demokratik dönüşüm konusunda yardımcı olabileceğini ifade eden Bakırhan, Türkiye'nin Suriye'deki rolünü önemsediklerini bildirdi.

Irak seçimlerine değinen, sonuçların yapısal krizleri çözecek bir değişimi sağlamadığını iddia eden Bakırhan, Irak'ta en kısa sürede bir hükümetin kurulmasını, şeffaf, adil, demokratik bir yönetimle halkın beklentilerini karşılamasını temenni ettiklerini söyledi.

“İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü”ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye değinen Bakırhan, demokrasinin yalnızca sandığa gitmekle sınırlı olmadığını, "siyaseti iddianame esaretinden" kurtarmanın zamanının geldiğini savundu.

Bakırhan, 2026 yılı bütçesini de eleştirerek, vatandaşların geçim derdi çekmesinin sebebinin bu bütçe olduğunu iddia etti. Bakırhan, şunları söyledi: “2026 bütçesinde faiz savunmadan daha önce geliyor. Vergi harcamalarına 3 trilyon 597 milyar lira ayrılmış durumda. Bütçe gelirlerinin yarısı bu üç kalemdeki çevrelere gidiyor. Türkiye'de yardıma muhtaç durumda neredeyse 20 milyon yurttaş var. Faize gidecek kaynağın yarısını 20 milyon yurttaşımızın sorunlarını çözmek için kullanalım. Diğer yarısını da her yıl düzenli olarak ekstradan emeklilere 71 bin 500 lira olarak kaynak olarak aktaralım. Emekliler derin bir yoksullukla mücadele ediyor. Hayatta kalmaya çalışıyor. Neden bu sefaleti çekiyorlar? Çünkü kaynaklar yanlış yerlerde kullanılıyor. İktidarın bütçe tercihleri yanlış. İktidarın bütçe tercihlerinde emekliler, öğrenciler, kadınlar yok. Bu vatandaşlarımız gözetilmiyor. Biz diyoruz ki faiz lobilerine rest çekin, emeklilerin, kadınların yüzünü beraber güldürelim.”

Terörsüz Türkiye kapsamındaki çalışmalara değinen Bakırhan, hükümetin bazı adımlar atması gerektiğini savundu. Bakırhan, şöyle konuştu: "Geçiş dönemi yasası çıkarılmalı ve demokratik entegrasyon sağlanmalıdır. Her kalıcı barış, hukuk zeminde kurulmuştur. Bizde de öyle olmalı. Hukuku olmayan barış olur mu? Dünyada yok. İkincisi, kayyımların tamamen kaldırılması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir. Demokrasi, sandığa saygıyla büyür. Üçüncüsü, cezaevlerindeki idari gözlem kurullarının kapatılması ve hasta tutukluların bırakılmasıdır. Dördüncüsü barış akademisyenlerinin ve ihraç edilen KHK'lilerin işine iadesidir. Beşincisi ise adalet reformudur. TCK, CMK, İnfaz Kanunu değişmeli, Terörle Mücadele Kanunu komple ortadan kaldırılmalı, düşünce suç olmamalı, ifade özgürlüğü güvence altına alınmalı."

TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına değinen Bakırhan, Komisyon'un bugün önemli bir toplantı gerçekleştireceğini belirtti. Komisyon'un görev alanının belli olduğunu dile getiren Bakırhan, şunları kaydetti: "Her bir Komisyon üyesinin bir çözüm aklına, çözüm vicdanına sahip olduğuna inanıyorum. Elbette ki önemli işler yapılırken kimi ithamlar, eleştiriler olabilir ama 100 yıllık bir meseleyi çözdüğümüz için kimi eleştirileri de bence kaldırmalıyız, bunlara katlanmalıyız. Çünkü barış sağlandığında 86 milyon insan yıllarca bizlere dua edecekler. Komisyon, artık uzatmadan bir an önce İmralı'ya gitme konusunda cesurca bir karar almalıdır. Geçiş yasası netleştirilmeli, özgürlük yasaları tarif edilmeli, ihtisas komisyonları harekete geçirilmelidir. Bu Komisyon'un bunu başaracağına inanıyorum. Çünkü Komisyon tarihin doğru yerinde duruyor. İnanıyoruz ki her bir Komisyon üyesi, yarın milyonların duasını alacağı bilinciyle hareket edecektir. Bu tarihi sorumluluk Komisyon'un omuzlarında. Biliyoruz ki bu sorumluluğu bu Komisyon layıkıyla taşıyacaktır."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin bugünkü grup toplantısında yaptığı açıklamalara da değinen Bakırhan, "İfade ettikleri son derece önemli ve takdire şayandır. 'Komisyon gitmiyorsa ben giderim' demesi tarihi bir sorumluluk alma cesaretini göstermektir." dedi. Her zaman diyalogdan, sorunların masada konuşulmasından yana olduklarını ifade eden Bakırhan, "Sayın Bahçeli'nin süreci zamana yayan ve erteleyen tutumlara karşı süreci korumak ve enfekte olmasını engellemek için yaptığı bu çıkışın gereği bir an önce yapılmalıdır." diye konuştu.

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bakırhan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarına ilişkin soruyu şöyle cevapladı: "Değerlidir, önemlidir. Komisyon'un da artık bir an önce bu meseleyi çözmesi gerekiyor. Bu işin asıl muhatabına giderek sorunun çözümü konusunda bence bir yol alması gerekir. Ben İmralı'ya Komisyon üyelerinin gitmesiyle birlikte bu süreci daha da büyüten, daha da zemini güçlendiren bir sonuç ortaya çıkacağına inanıyorum. Sayın Bahçeli'nin belirlemelerine de katıldığımızı belirtmek istiyorum."