AKİT MENÜ

Dünya

Demokrat Kongre üyelerine yönelik tehdit tepki toplamaya devam ediyor: Çılgın isteğini açıkladı

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Donald Trump'ın Demokrat Kongre üyelerine yönelik Çılgın isteğine 'ölüm cezası' açıklamalarını savunarak, onların askerleri kışkırttığını öne sürdü. Her dediği söz ile savunma yaptı.

2

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Donald Trump'ın Demokrat Kongre üyelerine yönelik Çılgın isteğine 'ölüm cezası' açıklamalarını savunarak, onların askerleri kışkırttığını öne sürdü. Her dediği söz ile savunma yaptı.

3

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın Demokrat Kongre üyelerine yönelik 'ölüm cezası' açıklamalarını savunarak, onların askerleri kışkırttığını öne sürdü. Tartışmalar, Trump'ın sosyal medya paylaşımı ve Demokratların askerlere yönelik yaptığı çağrı üzerine yoğunlaştı. ölüm cezası sözü en çok dikkat çeken konulardan biri oldu.

4

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Donald Trump'ın Demokrat Kongre üyelerine yönelik "tehdit içerikli" ifadelerine açıklama getirerek, Demokratların ABD askerlerini Trump'a karşı kışkırttıklarını savundu. Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, düzenlediği basın brifinginde, Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında büyüyen "ölüm cezası" tartışmalarına katıldı.

5

Leavitt, Trump'ın bir paylaşımında "Demokrat Kongre üyelerinin orduyu kendisine karşı itaatsizliğe kışkırttıkları için ölüm cezasına çarptırılabileceklerini" ima eden açıklamasını izah etti. ABD'li sözcü, "Başkan, Kongre üyelerini idam etmek mi istiyor?" sorusuna, "Hayır. Başkan'ın neye tepki gösterdiğini netleştirelim. Çünkü kimse Başkan'ın bu şekilde tepki vermesine neden olan şeyi konuşmak istemiyor. ABD Kongresi'nin aktif görevdeki bazı üyeleri, Amerikan ordu mensuplarına yönelik bir video hazırlayarak onları başkanın yasal emirlerine karşı gelmeye teşvik ettiler." diye yanıt verdi.

6

Demokrat Kongre üyelerinin, askerlere, "Trump'ın emirlerine uyulmaması yönünde" çağrı yapmalarının kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulayan Leavitt, "Bu çok tehlikeli bir mesaj ve belki de kanunen cezalandırılabilir." yorumunu yaptı. Trump'ın paylaşımı tartışma yarattı ABD Başkanı Trump'ın Truth Social hesabından yaptığı bir paylaşım Amerikan kamuoyunda tartışmalara neden olmuştu. Altı Demokrat Kongre üyesi, yayınladıkları mesajda, askerlere yasa dışı emirleri reddetmeleri için çağrıda bulunmuştu. Trump da söz konusu videonun haberini alıntılayarak, "Bu gerçekten çok kötü ve ülkemiz için tehlikeli. Bu sözlere izin verilemez. Bunlar hainlerin kışkırtıcı davranışları. Onları hapse atalım mı? Bunlar, ölüm cezasıyla cezalandırılabilir kışkırtıcı davranışlar." ifadelerini kullanmıştı. Öte aydan Trump'ın imzaladığı yasa, Epstein'ın gizli kayıtlarını açıyor. Amerikan elitinin en karanlık sırrı artık saklanamayacak.2025'in en büyük depremi başladı; ya bataklık kuruyacak ya da herkes birlikte batacak.

7

KORKTUKLARI BAŞINA MI GELECEK? ABD Başkanı Donald Trump'ın Jeffrey Epstein dosyalarının tamamının kamuoyuyla paylaşılmasını zorunlu kılan yasayı imzalaması, sadece bir haber değil, adeta bir siyasi nükleer bomba oldu. Yıllardır "kısmi" dökümlerle idare ettiğimiz bu dosya, artık tamamen açılacak. Bu, sadece bir cinsel suç skandalı değil; Amerikan elit tabakasının en karanlık bağlantılarının gün yüzüne çıkacağı bir süreç demek. Neden tam da şimdi? Trump'ın ilk döneminde Epstein'ın 2019'daki "intiharı" sonrası dosyalar kısmen açılmış, ancak Clinton, Prens Andrew, Bill Gates gibi isimler hep "hafif" sıyrılmıştı. İkinci döneminde ise Trump, "şeffaflık" kartını en sert şekilde oynuyor. Kongre'deki Cumhuriyetçi çoğunluk bu yasayı hızla geçirdi; Demokratlar ise büyük ölçüde sessiz kaldı. Çünkü dosyaların içinde en çok korktukları şey, kendi partilerinin en büyük isimlerinin de yer alması. Trump bunu hem siyasi intikam hem de "bataklığı kurutma" vaadinin en büyük kanıtı olarak sunuyor. Anketler gösteriyor ki, halkın yüzde 68'i dosyaların tamamen açılmasını istiyor. Trump bu talebi karşılayarak tabanını konsolide ediyor. Dosyalarda ne olabilir? Bugüne kadar yayınlanan kısımlarda bile Epstein'ın adası Little St. James'e giden uçak manifestolarında Bill Clinton 26 kez, Prens Andrew defalarca, Alan Dershowitz, Kevin Spacey, Naomi Campbell gibi isimler yer alıyordu. Ancak asıl bomba, FBI'ın elindeki "şantaj kayıtları". Epstein'ın evlerinde bulunan gizli kameralar, CD'ler ve hard disklerdeki materyaller olduğu uzun zamandır iddia ediliyor. Ghislaine Maxwell davasında bile bu kayıtların çoğu "mağdur mahremiyeti" gerekçesiyle gizli tutulmuştu. Şimdi bu gerekçe kalkıyor. Eğer bu kayıtlarda gerçekten üst düzey siyasetçi, iş insanı, bilim insanı veya kraliyet üyesinin çocuk istismarı görüntüleri varsa, 2026 ara seçimlerinden önce ABD siyaseti yeniden şekillenecek. En büyük tehlike kurumsal güvenin çökmesi! Epstein skandalı sadece bireysel suçlar değil, aynı zamanda istihbarat bağlantılarını da içeriyor. Epstein'ın Mossad ve CIA ile ilişkisi olduğu iddiaları yıllardır dolaşıyor. Dosyalar açıldığında, "derin devlet" tartışması somut delillere dönüşebilir. Bu da Trump'ın en büyük kozu olacak. Öte yandan, eğer dosyalar "beklenenden daha az" şey içeriyorsa, bu sefer de Trump "kontrollü yayın" yapmakla suçlanacak. Her iki senaryoda da kazanan yine Trump gibi görünüyor; çünkü gündemi tamamen o belirliyor.