AKİT MENÜ

Dünya

CIA'ya yakın isimler sızlanıyor! Koca kıtayı kaybediyoruz

Güncelleme Tarihi:

Matthew Burrows ve Benjamin Weise’ın değerlendirmesine göre Washington’un yardım kesintileri, diplomatik geri çekilme ve gümrük tarifeleri Afrika’da ABD nüfuzunu hızla zayıflatıyor. Çin ve Rusya ise kıtada etkisini artırıyor.

2

Matthew Burrows ve Benjamin Weise’ın değerlendirmesine göre Washington’un yardım kesintileri, diplomatik geri çekilme ve gümrük tarifeleri Afrika’da ABD nüfuzunu hızla zayıflatıyor. Çin ve Rusya ise kıtada etkisini artırıyor.

3

BD’nin Afrika’daki nüfuzu, son yıllarda uygulanan politikaların etkisiyle ciddi biçimde aşınıyor. Analistler Matthew Burrows ve Benjamin Weise, özellikle Trump yönetiminin gümrük vergilerini artırması, insani ve kalkınma yardımlarını azaltması ve diplomatik kadroları boş bırakmasının, Çin ve Rusya’nın kıtadaki etkinliğini güçlendirmek için geniş bir alan açtığını belirtiyor.

4

Pekin ve Moskova’nın Afrika’da kendilerini alternatif bir çok taraflı düzenin parçası olarak konumlandırdığı, buna karşılık ABD’nin kıtayı ihmal ettiği ifade ediliyor.

5

Afrika, ABD’nin dış yardım kesintilerinden en fazla etkilenen bölgelerden biri oldu. ABD uzun yıllardır Afrika’ya giden tüm yardımların yaklaşık dörtte birini sağlıyordu. Yardımların kesilmesi yalnızca ekonomik kayıplara değil, çözümü yıllar süren insani krizlerin derinleşmesine yol açacak sonuçlar doğuruyor.

6

Güney Afrika’da yarım milyondan fazla HIV hastasının tedaviye erişemeyeceği, Kongo’da milyonlarca insanın gıda yardımını kaybedeceği ve çocuklarda ölümcül düzeyde yetersiz beslenmenin artacağı öngörülüyor. Uzmanlar, önümüzdeki yıl içinde milyonlarca Afrikalının aşırı yoksulluğa itileceğini, bu durumun kıta genelindeki istikrarsızlığı daha da artıracağını belirtiyor.

7

ABD ve Avrupa’nın iklim finansmanı dâhil kalkınma yardımlarını kesintiye uğratması, Afrika’nın iklim değişikliğine karşı giderek artan kırılganlığı göz önüne alındığında daha kritik bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

8

Kıta genelinde sıcaklık ortalamaları her on yılda 0,3 derece yükseliyor. Çin ise tam tersine, Afrika’ya yönelik enerji yatırımlarını büyütüyor. Xi Jinping’in geçen yıl açıkladığı 30 yeni temiz enerji projesi ve nükleer alandaki işbirliği teklifleri, Pekin’in uzun vadeli stratejisini güçlendiriyor.

9

Trump yönetiminin Afrika ülkelerine yüzde 10 ile yüzde 30 arasında değişen gümrük vergileri uygulaması ve 25 yıllık Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası’nın uzatılmaması, Afrika ekonomileri için yeni bir darbe anlamına geliyor.

10

AGOA’nın sona ermesi, yalnızca ihracat gelirlerini düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda yüz binlerce Afrikalının iş kaybı riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açacak. Buna karşılık Çin, 53 Afrika ülkesine gümrüksüz erişim tanıyarak ticari ilişkilerini hızla genişletiyor ve ABD’nin onlarca yılda kurduğu ekonomik bağları kendi lehine çeviriyor.

11

ABD’nin Afrika’ya ilgisinin kritik bir boyutu da kritik mineraller alanına yoğunlaşması. Trump’ın Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos, kıtanın “hayırseverliğe değil ticarete” ihtiyacı olduğunu vurgularken, ABD’nin özellikle kobalt, nikel ve diğer stratejik madenlerde Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Afrika’ya yöneldiğini savunuyor. Ancak analize göre bu yaklaşım ciddi açmazlar barındırıyor.

12

İnsani yardımları azaltmak, madencilik sektöründe çalışan toplumların yaşam koşullarını kötüleştirecek, özellikle de kobalt sektöründe görülen çocuk işçiliği vakalarını daha da tehlikeli hale getirecek. Washington, kıtanın sadece maden çıkarmakla sınırlı olmayan daha geniş ekonomik potansiyelini görmezden geliyor. ABD’nin madencilikten ziyade işleme sanayisini desteklemesi gerektiği belirtiliyor; çünkü altyapı eksikliği ve siyasi istikrarsızlık bu alanlarda ciddi engeller yaratıyor. Çin uzun yıllardır Afrika’da hem maden çıkarımı hem de işleme tesisleri kurarken, ABD geleneksel olarak bu alanlara yatırım yapmaktan kaçındı.

13

Diplomatik cephede ise durum daha da dikkat çekici. ABD’nin birçok Afrika ülkesindeki büyükelçiliklerinde personel eksikliği yaşanıyor. Reuters’ın görüştüğü eski ve mevcut yetkililere göre personel ve kaynak yetersizliği, ABD’nin Nijer’de önemli bir istihbarat üssünü kaybetmesine ve Sudan’daki iç savaşın patlak verdiği ilk günlerde sahada etkili olamamasına yol açtı.

14

Trump yönetimi, Nijerya, Kenya ve Etiyopya gibi kıtanın en kritik ülkelerine dahi büyükelçi atamış değil. Geçtiğimiz aylarda sızdırılan belge, Lesotho, Eritre, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gambiya ve Güney Sudan’daki büyükelçiliklerin kapatılmasının gündemde olduğunu ortaya koydu. Bu durum, ABD’nin Afrika’daki diplomatik görünürlüğünün daha da azalacağı anlamına geliyor.

15

Tüm bu gelişmelere rağmen Afrika, kendi bölgesel yapılanmasını hızla güçlendiriyor. Afrika Birliği’nin rolü her geçen yıl artarken, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi gibi büyük ölçekli ekonomik projeler kıtanın iç ticaretini dönüştürmeye hazırlanıyor. Ayrıca 2024 Kıtasal Yapay Zeka Stratejisi ile teknoloji alanında da ortak bir vizyon oluşturuluyor. Analize göre Afrika, yalnızca kaynaklara dayalı bir kıta değil; genç nüfusu, hızla büyüyen metropolleri ve bölgesel ticaret projeleriyle küresel ekonominin geleceğinde kritik bir oyuncu olabilir.

16

Burrows ve Weise’a göre ABD’nin Afrika’da kaybettiği alanı geri kazanması hâlâ mümkün, ancak bunun için yalnızca kritik minerallere odaklanan dar kapsamlı bir yaklaşım yeterli olmayacak. Yardımları güçlendirmek, diplomatik varlığı artırmak, eğitim, sağlık, altyapı ve teknoloji alanlarında geniş kapsamlı ortaklıklar kurmak ve kıtanın uzun vadeli potansiyeline yatırım yapmak gerekiyor. Aksi hâlde Washington, Afrika’nın Çin ve Rusya merkezli yeni çok kutuplu düzenin bir parçası hâline geldiğini seyretmek zorunda kalabilir. Kaynak: National Interest