Doğada yapılan yürüyüşler, alfa dalgalarını artırarak şehirdeki aynı tempodaki yürüyüşlere göre çok daha güçlü bir ruhsal rahatlama sağlıyor; beden kadar zihin için de doğal bir “antidepresan” etkisi oluşturuyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden uzman klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yürümek, bedenin yanında zihnin de en temel ilaçlarından biri” dedi.

Doğada yapılan yürüyüşler, alfa dalgalarını artırarak şehirdeki aynı tempodaki yürüyüşlere göre çok daha güçlü bir ruhsal rahatlama sağlıyor; beden kadar zihin için de doğal bir “antidepresan” etkisi oluşturuyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden uzman klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Yürümek, bedenin yanında zihnin de en temel ilaçlarından biri” dedi.

Yürümek beden sağlığı kadar, ruh sağlığına da iyi geliyor. Demir’in verdiği bilgiye göre doğada yapılan yürüyüş ‘sakinleştirici dalga’ olarak bilinen alfa dalgalarını artırıyor. Şehirdeki gürültü, trafik ve yapay ışıklarsa tam tersine stres sistemimizi aktif tutuyor. Bu yüzden doğada yürüyüş, şehirde yapılan aynı tempodaki yürüyüşten bile daha fazla ruhsal rahatlama sağlıyor.

HAREKET EDEN TERAPİ: Depresyonda motivasyon düşük olduğunu belirten Demir, “Bu nedenle başlangıç noktası ‘motivasyon’ değil ‘rutin’ olmalı” dedi. Teknolojinin yarattığı hareketsizlik döngüsünü kırmanın en etkili yoluysa bedeni yeniden harekete geçirmek. Yürüyüşte sadece kaslar değil, beynimiz de hareketleniyor. Düzenli yürüyüşün serotonin, dopamin ve endorfin gibi ‘iyi hissetme’ kimyasallarının salgılanmasını artırdığını belirten Demir, şöyle devam etti: “Aynı zamanda stres hormonu kortizolün düzeyini düşürür. Yani basit bir yürüyüş, beyinde doğal bir ‘antidepresan’ etkisi yaratır. Bu yüzden bazı araştırmacılar, yürüyüşü ‘hareket eden terapi’ olarak adlandırır.”

Orman, deniz kenarı ve parktaki yürüyüşlerse alfa dalgalarını daha da yükseltiyor. Yeşilin tonları, kuş sesleri, rüzgarın, yaprakların veya dalgaların sesinden beden ‘tehditte değilim’ mesajını alıyor. Demir “Yeşilin tonları, kuş sesi, rüzgârın yapraklarla dansı… Tüm bunlar bedenimizin ‘tehditte değilim’ mesajını algılamasına yardımcı olur” dedi. Depresyon geçiren hastaların kollarını kaldıracak gücü, isteği olmayabiliyor. Demir onlara beş dakika bile olsa, her gün aynı saatte evden çıkmayı öneriyor. Yürüyüş yapmayı değil, kapıdan çıkmayı hedeflemekle başlamayı da. Demir “Hareket ettikçe motivasyon gelir. Kendinizi iyi hissettiğiniz için yürümeyin, iyi hissetmek için yürüyün.”

Hafif ve orta düzey depresyonda yürüyüş, devam eden ilaç, terapi tedavilerinin etkisini de güçlendiriyor. Günlük yaşamını sürdüremeyecek kadar çökkün, kendine bakım yapamıyor ya da intihar düşünceleri yaşıyorsa, yürüyüş tek başına yeterli değil. Demir bu durumda mutlaka bir uzmandan profesyonel destek alınmasını öneriyor.