Mutfağınızda yıllardır kullandığınız o tencere ya da tava düşündüğünüz kadar masum olmayabilir... Çizik, eğrilmiş ya da eski malzemeler yalnızca yemeklerin lezzetini bozmakla kalmıyor; sağlığınız için ciddi risk oluşturabiliyor. “Artık atmalı mıyım?” sorusunun cevabı işte burada…

Mutfağınızda yıllardır kullandığınız o tencere ya da tava düşündüğünüz kadar masum olmayabilir... Çizik, eğrilmiş ya da eski malzemeler yalnızca yemeklerin lezzetini bozmakla kalmıyor; sağlığınız için ciddi risk oluşturabiliyor. “Artık atmalı mıyım?” sorusunun cevabı işte burada…

Günlük yemekleri hazırlarken en çok temas ettiğimiz mutfak gereçleri tencereler ve tavalar. Ancak bu eşyaların ömrünün sonsuz olduğunu düşünmek büyük bir yanılgı. Zamanla çizilen, kaplaması aşınan, tabanı eğilen ya da yıllanmış malzemeler yalnızca pişirme performansını düşürmekle kalmıyor; sağlığı tehdit eden sonuçlar doğurabiliyor. Mutfağa yıllar önce giren bir tencere çoğu zaman “alışkanlık” nedeniyle kullanılmaya devam ediliyor ama aslında atılması gereken en kritik eşyalardan biri olabiliyor. Doğru zamanda yenisiyle değiştirmek hem güvenlik hem de hijyen açısından büyük önem taşıyor.

Tencerelerdeki çizikler, görünenden çok daha ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Kaplaması hasar gören ürünlerde parçacıklar yemeğe karışabiliyor; ayrıca çizik yüzeyler bakterilerin tutunması için ideal bir ortam oluşturuyor. Özellikle eski yapışmaz kaplamalarda risk daha da artıyor. Çizilmiş bir tencerenin mutfakta kalmasına izin vermek, hem hijyen hem de sağlık açısından doğru değil.

Zamanla ısıl değişimle eğilen tencereler ve tavalar ocakla tam temas edemediği için yemek eşit ısınmıyor. Bazı bölgeler yanarken bazı kısımlar çiğ kalabiliyor. Bu durum hem lezzeti bozuyor hem de özellikle et ve tavuk gibi ürünlerde gıda güvenliği riski doğuruyor. Gazlı ocakta kullanılan eğrilmiş tavalar ayrıca alevin yanlış yönlenmesine neden olarak yangın tehlikesi bile oluşturabiliyor.

Birçoğumuz mutfakta eski bir tencereyi “belki lazım olur” diye saklıyor. Fakat kullanılmayan, yıllarca dolapta bekleyen bu tencereler hem yer kaplıyor hem de zamanla kendi kendine deforme olabiliyor. Üst üste yığılmaları, çizik ve göçük riskini artırıyor. Mutfak düzeni ve hijyen açısından, yalnızca sağlam ve kullanılan tencereleri elde tutmak en doğrusu.

Annenizden ya da büyükannenizden kalan bir tencerenin manevi değeri olabilir; ancak özellikle eski non-stick kaplamalı ya da malzemesi belirsiz ürünler güvenli sayılmıyor. Eski seramik kaplamalarda dahi kurşun riski bulunabiliyor. Aynı şekilde ikinci el pazarlardan alınan tencerelerde de materyal güvenliği her zaman açıklanmıyor. Bu nedenle, geçmişi bilinmeyen ürünleri mutfağa sokmamak en sağlıklısı.

Yeni bir tencere ya da tava seçerken yalnızca fiyatına değil; malzeme kalitesine, ısı dağılımına ve yüzey güvenliğine bakmak gerekiyor. Dengeli ısı yayan, dayanıklı ve asitli gıdalara karşı reaksiyon göstermeyen malzemeler mutfağın ömrünü uzatıyor. Temizliği kolay, bakteriyi tutmayan yüzeyler ise hijyen açısından büyük avantaj sağlıyor. Kaliteli bir tencere uzun yıllar kullanıldığı için aslında ekonomik bir yatırım hâline geliyor.