Suriye'de hareketli günler yaşanıyor. Ahmed El Şara yönetiminin terör örgütü SDG'ye karşı yavaştan alan tutumu teröristlerin elini güçlendirirken emekli istihbaratçı Coşkun Başbuğ'dan önemli bir çıkış geldi.

Suriye'de hareketli günler yaşanıyor. Ahmed El Şara yönetiminin terör örgütü SDG'ye karşı yavaştan alan tutumu teröristlerin elini güçlendirirken emekli istihbaratçı Coşkun Başbuğ'dan önemli bir çıkış geldi.

Merkezinde terör örgütü YPG'nin yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Şam yönetimine nasıl entegre edileceği tartışılmaya devam ediyor.

Ankara, SDG'nin örgütsel yapısının dağıtılmasını, Suriyeli olmayan unsurların ülke dışına çıkarılmasını, kalanların da bireysel temelde merkezi orduya katılmasını şart koşarken, örgüt kaynakları ise özellikle Rakka ve Deyrezor'da SDG birliklerinin kendi yapısını koruyacağını öne sürüyor.

SDG'li 70 ismin merkezi orduda sorumlu olarak yer alması için Şam yönetimine bildirildiği de konuşuluyor. Güvenlik ve terör uzmanı Coşkun Başbuğ'un sahadan aktardığı son bilgilere göre ise örgüt, kendisine yönelik olası bir askeri müdahaleye karşı, tüneller kazarak tahkimat yapıyor.

Son günlerde kamuoyu bu gelişmelere odaklanırken, Syrian Observer'da SDG'nin İsrail'e dayanarak Şam yönetimine yaptığı dayatmalara yer verildi. Arapça Al Madon kaynaklı habere göre örgüt, Suriye'deki bazı azınlıklarla ilgili talepleri Şam'la anlaşmasının temeline yerleştirerek, entegrasyonu zorlu bir hale getirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de karşılanamaz talepler öne sürerek 10 Mart Mutabakatı'nın çökmesini hedefliyor.

Söz konusu kuliste şu bilgilere yer veriliyor: "SDG lideri Mazlum Abdi, Şam ile yapılacak müzakereler sırasında sadece Kürt unsurların değil, farklı grupların da temsiline ve katılımına vurgu yaptı. Bu, müzakerelerin coğrafi olarak kuzeydoğu Suriye ile sınırlı kalmaması, Suriye kıyısı ve Süveyde bölgesini de kapsaması gerektiği anlamına geliyor."

SDG ile Suriye merkezi yönetimi arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma kapsamında, SDG'nin hem sivil hem askeri yapılarının yıl bitimine kadar devlet yapısına entegre edilmesinin planlandığı hatırlatılırken, "Abdi’nin bu yeni talebi, anlaşmanın uygulanmasında yaşanan gecikmeleri sorgulatıyor. Abdi’nin çıkışı, bazı gözlemcilere göre entegrasyon sürecinin kendi başına yürümemesi durumunda kaçış ya da erteleme mekanizması olarak kullanılabileceği izlenimi veriyor" ifadeleri yer alıyor.

SDG'nin içinde Kürtler dışında Araplar, Süryaniler, Asuriler ve şimdi Dürzi/Alevi unsurların da yer alabileceği “çoğulcu” bir yapı düşüncesinin öne çıktığı belirtilirken söz konusu haberde "Hukukçu ve siyasetçi kaynaklar, Abdi’nin talebini müzakere sürecini geciktirme ya da Şam hükümetine ek yük getirme amacı taşıyan bir strateji olarak değerlendiriyor. Özellikle Dürzi ve Alevi dosyasını müzakereye koşul olarak koymak, entegrasyon anlaşmasının uygulamasını zorlaştırabilir ve süreci uzatabilir" deniliyor.

SDG ile ilgili Suriye'de bu gelişmeler konuşulurken, güvenlik ve terör uzmanı Coşkun Başbuğ sahadan önemli bilgiler aktardı. Şam yönetimi tarafından terör örgütüne Aralık ayına kadar süre tanındığını hatırlatan Başbuğ şunları söyledi: "SDG için Aralık son tarih ama bugüne kadar en ufak bir adım bile atmadılar. Süreç tersine işliyor. Suriye'de SDG bulunduğu bölgelerde tahkimat yapıyor, tüneller kazılarak hazırlık yapıyor. Bunları yapan bir örgütün diplomatik yollarla anlaşmasını kimse beklemesin. Aralık ayı geldiğinde vaatler yerine gelmeyecek. Bu oyuna kimsenin düşmemesi gerekiyor. Aralıkta süre dolduğunda yapılacak tek şey operasyondur. Bunu Suriye mi yapar, yoksa Türkiye ile el ele mi olur bekleyip göreceğiz."