Akdeniz Üniversitesi Botanik Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Gökhan Deniz ise, Termessos'un yalnızca arkeolojik yapılarıyla değil, biyolojik çeşitliliğiyle de Türkiye'nin en özel bölgelerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Termessos Antik Kenti, arkeolojik öğelerinin yanında ekolojik ve özellikle biyolojik açıdan çok öne çıkan bir bölge. Antalya'da, dünyada başka hiçbir bölgede yayılış göstermeyen yaklaşık 250 bitki türü bulunuyor. Bu türlerin bir bölümü oldukça hassas ekolojilerde gelişiyor. Termessos çiğdemi de bunlardan biri. Dünyadaki çiğdem türleri arasında yalnızca Termessos ve yakın çevresinde yayılış gösteren son derece nadir bir bitki. Bunun önemli nedenleri var. Antalya'nın ve özellikle Termessos'un bulunduğu topografya çok hızlı biçimde iklimsel ve jeomorfolojik değişimler gösteriyor. Bu değişimlere ayak uydurmak isteyen bitkiler, kendi içlerinde anatomik, fizyolojik, edafik ve genetik bazı uyum mekanizmaları geliştirmek zorunda kalıyor. Bu süreçte o kadar özel türlerle karşılaşıyoruz ki, dünyada yalnızca çok dar bir alanda yayılış gösteren bu bitkileri ‘endemik tür' olarak tanımlıyoruz. Termessos çiğdeminin yakın akrabaları bile bu coğrafyada yayılış göstermiyor; bu açıdan hem morfolojik hem ekolojik olarak son derece izole bir tür. Renklerin solduğu, doğanın sarıya döndüğü sonbahar döneminde mor çiçekleriyle ortaya çıkması da onu zamansal olarak diğer türlerden ayırıyor. Hem arkeolojik zenginlik hem de bu hassas ekolojik yapı bir araya geldiğinde Termessos bizim için adeta bir biyolojik hazine niteliğinde" dedi.