AKİT MENÜ

Türkiye

Uzmanı korkutan uyarıyı yaptı! O ilçe felakete sürükleniyor

Prof. Dr. Şakir Şahin, Eğirdir’de bir elma bahçesinde oluşan yaklaşık 1 metre derinliğindeki obruklar ve mahalledeki evlerdeki çatlakların, bölgede bulunan fay hattından kaynaklanmadığını, göldeki yer altı su seviyesinin düşmesi sonucu meydana geldiğini belirtti ve uyardı: "Acil önlem alınmazsa ilçedeki binalarda çökme ve yangınlar meydana gelecek." dedi.

2

Prof. Dr. Şakir Şahin, Eğirdir’de bir elma bahçesinde oluşan yaklaşık 1 metre derinliğindeki obruklar ve mahalledeki evlerdeki çatlakların, bölgede bulunan fay hattından kaynaklanmadığını, göldeki yer altı su seviyesinin düşmesi sonucu meydana geldiğini belirtti ve uyardı: "Acil önlem alınmazsa ilçedeki binalarda çökme ve yangınlar meydana gelecek." dedi.

3

Isparta'nın Eğirdir ilçesinde bir elma bahçesinde yaklaşık 1 metre derinliğinde obruklar oluşurken, mahalledeki bazı evlerin duvarlarında da çatlaklar meydana gelmişti. Olayın ardından gölün çekilen kısımlarında ortaya çıkan kayalıkların ürettiği metan gazının hava ile temas etmesi sonucu alevlenme yaşandığı belirtilmişti.

4

Konuya ilişkin açıklama yapan Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (SDÜ) Mühendislik Fakültesi Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Şahin, ilçe halkını uyararak evlerde oluşan çatlakların çökme riski taşıdığını belirtti. Şahin ayrıca, su seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkan metan gazının gerekli önlemler alınmadığı takdirde sıkışarak binalarda yangın felaketine yol açabileceğini ifade etti ve olası afetlere karşı daha dikkatli ve hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Şahin, şu bilgileri paylaştı: "Isparta ve çevresindeki göllerde son dönemlerde yaşanan çekilmeler ve kurumalar, artık sıklıkla karşılaştığımız bir durum hâline geldi. Bunun temel nedenlerine baktığımızda, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin artması ve yağış rejimindeki bozulmalar önemli rol oynuyor. Ancak göl seviyelerindeki bu ciddi düşüşün tek nedeni iklim değil. Kaçak kuyular da su kaybında büyük bir etken. Özellikle gölleri besleyen yüzey sularının göletler aracılığıyla engellenmesi, su akışını keserek göllere ulaşması gereken suyun ciddi ölçüde azalmasına yol açıyor."

5

"Bunun yanı sıra mermer ocakları gibi çevresel müdahaleler de gölü besleyen havzalarda ve yer altı su kaynaklarında azalmaya neden oluyor. Göl seviyesindeki düşüş, her iki yanı faylarla çevrili olan Kovada Graben'i içerisinde yer altı su seviyesinin de azalmasına sebep oluyor. Yer altı suyu çekildikçe zeminde boşluklar oluşuyor. Bu boşluklu alanlar zamanla üzerlerindeki kütleyi taşıyamaz hâle geliyor ve çökmeler meydana geliyor. Çökmenin nedenlerinden biri, kumlu yapının oluşturduğu boşluklar, bir diğeri ise kil ve silt tabakalarında suyun çekilmesiyle hacimsel daralma yaşanmasıdır. Bu daralma, üstten binen yükle birlikte zeminde zayıflamaya, oturmalara ve deformasyonlara yol açıyor."

6

Zemindeki bu örselenmenin, üzerinde bulunan binalarda farklı oturmalar oluşturduğunu ve ağırlık merkezinin değişmesine neden olduğunu belirten Şahin, "Bu nedenle yapılarda çeşitli ölçülerde çatlaklar ve hasarlar ortaya çıkıyor. Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta, boşluk suyu basıncının ne kadar azaldığının belirlenmesi ve göllerdeki su girişi–çıkışı dengesinin mutlaka analiz edilmesidir. Bu denge sağlanmadan göl seviyelerindeki düşüşün ve zemin kaynaklı risklerin önüne geçmek mümkün değildir" dedi.

7

Yer altı su seviyesinin azalmasıyla birlikte zemindeki basıncın düştüğünü ve bunun "bataklık gazı" olarak bilinen metan gazının yüzeye çıkmasına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Şahin, şöyle devam etti: "Üstteki basıncın azalmasıyla alttaki basıncın yukarıya doğru çıkması, ‘terslenme' dediğimiz olaya yol açıyor. Açığa çıkan bu gaz hava ile temas ettiğinde kolayca tutuşabilen bir gazdır. Tehlikeli olmasının nedeni ise, özellikle binaların altında sıkışan metan gazının, yapıların ağırlığının oluşturduğu basınçla birlikte havayla temas etmesi hâlinde büyük bir yangına sebep olabilmesidir."

8

"Eğirdir Gölü'nün kuruması, ekosistemin tamamen bozulmasına ve bölgenin çorak bir alana dönüşmesine yol açar. Bu durum tarımsal üretim alanlarını azaltır, yağış rejimini olumsuz etkiler ve geniş bir bölgesel iklim değişikliğine sebep olur. Gölün kuruması Eğirdir için büyük bir felaket olur. Acilen bir eylem planı devreye sokulmalıdır çünkü yakın gelecekte gölün tamamen kuruma riski vardır. Bunun en çarpıcı örneği Burdur'daki Yarışlı Gölü'dür. "İki yıl önce 4 metre su seviyesi bulunan göl bugün tamamen çorak bir araziye dönüşmüş durumda. Benzer bir örnek de Akşehir Gölü'dür; birkaç yıl önce balıkçılık yapılabilirken bugün tamamen kurumuş hâle geldi. Eğer gerekli önlemler alınmazsa aynı tabloyu kısa süre içinde Eğirdir Gölü'nde de göreceğiz."

9

Şahin, su seviyesine bağlı olarak bölgede meydana gelen çökmelerin ve binalardaki çatlakların ilerleyen süreçte ciddi çökme riskine yol açabileceğini belirterek, "Bölgedeki su seviyesinin azalması zeminde hacimsel küçülmeye neden oluyor. Bu durum zamanla binaların oturmasında farklılıklar ortaya çıkararak yapının yük taşıma kapasitesini zayıflatıyor. Çatlaklar artarsa bina artık yükü taşıyamaz hâle gelir ve çökmeler meydana gelebilir. Bu nedenle o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın binalarındaki durumları düzenli olarak kontrol etmeleri gerekiyor. Ayrıca kaçak kuyular konusunda daha duyarlı olunmalı ve su tüketimi konusunda tasarruflu davranılmalıdır. Çünkü temel sorun gölün ve yer altı sularının hızla çekilmesidir. Vahşi sulamada kullanılan su göle geri dönmeden buharlaşıyor ve bu da yer altı su kaybını hızlandırarak zeminde çöküntülerin oluşmasına sebep oluyor" dedi.

10

Prof. Dr. Şahin son olarak, "Küresel iklim değişikliğiyle birlikte kişi başına düşen yıllık su miktarı bin 350 ton seviyelerindeyken son yıllarda bin 200 tonlara kadar geriledi. Bu miktarın bin tonun altına düşmesi, ülkemizin ‘su fakiri' ülke konumuna gelmesi anlamına gelir. Bu nedenle bir an önce önlem alınması şart. Hatta acil şekilde bir Afet Bakanlığı kurulmasının da son derece faydalı olacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.