Türkiye, çocuk ve gençlerin dijital dünyada maruz kaldığı olumsuzluklara karşı bir hazırlık içerisinde. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nda yaptığı açıklamada, 15 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandıracak bir düzenleme taslağının hazırlandığını duyurdu. 13 yaş altındaki çocuklar için erişim tamamen engellenirken, 13-16 yaş arası kullanıcılar için ebeveyn izni ve denetimi zorunlu olacak. BTK ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortaklığıyla hazırlanan taslak, yaş doğrulama sistemleri ve dijital onay mekanizmalarını öngörüyor; sosyal medya şirketlerine yaptırımlar ve para cezaları uygulanması planlanıyor. Mevzuat taslağının 2026 yılı başında Meclis’e sunulması öngörülüyor.

Türkiye, çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandıracak bir taslak hazırlıyor; 13-16 yaş arası kullanıcılar için ebeveyn izni zorunlu olacak. Ancak yasaklar tek başına geçici bir çözüm; asıl çare, gençleri milli, manevi ve kültürel değerlerle besleyecek, doğru ve ahlaki içeriklerle dolu kalıcı bir dijital kültür oluşturmaktır.

Türkiye, çocuk ve gençlerin dijital dünyada maruz kaldığı olumsuzluklara karşı bir hazırlık içerisinde. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nda yaptığı açıklamada, 15 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandıracak bir düzenleme taslağının hazırlandığını duyurdu. 13 yaş altındaki çocuklar için erişim tamamen engellenirken, 13-16 yaş arası kullanıcılar için ebeveyn izni ve denetimi zorunlu olacak. BTK ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ortaklığıyla hazırlanan taslak, yaş doğrulama sistemleri ve dijital onay mekanizmalarını öngörüyor; sosyal medya şirketlerine yaptırımlar ve para cezaları uygulanması planlanıyor. Mevzuat taslağının 2026 yılı başında Meclis’e sunulması öngörülüyor.

Yasaklar ters tepki doğurabilir Bu adım, şüphesiz çocukları dijital tehditlerden koruma niyetinin bir göstergesi. Ancak mesele yalnızca yasaklarla sınırlı kalırsa, gençleri zararlı içeriklerden uzak tutmak geçici bir çözüm olur; merak ve erişim isteği yasaklarla ters tepki doğurabilir. Asıl çözüm, sosyal medyanın boş ve zararlı alanlarını kendi kültür ve değerlerimizle doldurmak; gençlerin zihnini, manevi ve ahlaki ölçülerle besleyecek bir içerik ekosistemi tesis etmektir.

Doğru politikalarla zihin dünyası en verimli surette şekillendirilebilir Sosyal medya, artık bireylerin hayatında merkezi bir alan hâline gelmiş durumda. Buradaki boşluk, gençlerin dünyasını şekillendirme potansiyeli taşıyor. Boş bırakılan bu alan, karanlık ve yozlaştırıcı içeriklerle dolarken, doğru bir vizyonla iyi ve güzel olan ikame edilerek bu fırsattan en verimli şekilde istifade edilebilir. Bu, yalnızca fertleri korumak buudundan değil aynı zamanda milletimizin kültürel ve ahlaki geleceğine yatırım manasına da gelir.

Dolayısıyla, yasaklar ve sınırlamalar yalnızca başlangıçtır. Asıl iş, gençleri yozlaşmadan koruyacak, onları kendi medeniyetleriyle buluşturacak ve dijital dünyayı milli ve manevi değerlerle uyumlu bir mecraya dönüştürecek sistemli bir vizyonu hayata geçirmektir. Bu, Mutlak Fikir ölçülerine dayanan bir anlayışla mümkündür: Sosyal medya bir araçtır; onu iyiye ve doğruya hizmet edecek şekilde düzenlemek, gençliğe ve millete yapılacak en değerli yatırım olacaktır.

Sosyal medya kültürünü kendimize tahvil ettirerek taçlandırmak Türkiye’nin hazırlığı, dijital çağın getirdiği tehditlerin fark edilmesi açısından önemli bir adım. Ama asıl sınav, bu yasakların ardında pozitif, yapıcı ve kalıcı bir sosyal medya kültürü inşa edebilmekte yatıyor. Yasaklar, sorunların köküne inmeden sadece yüzeyde bir mani oluşturur; oysa hedef, dijital dünyayı ahlaki ve kültürel bir ufka taşımak olmalıdır. BARAN HABER