AKİT MENÜ

Aktüel

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Söylem doğru değil diyerek açıkladı! Deprem geliyor mu, hazır olmamız lazım mı?

Güncelleme Tarihi:

Yer bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, katıldığı bir canlı yayında deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu.

2

Yer bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, katıldığı bir canlı yayında deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu.

3

Yer bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, deprem geliyor diyen uzmanlara katılmadığını belirterek İstanbul için büyük deprem beklentisi olmadığını yayında savundu. Peki deprem geliyor mu, hazır olmamız lazım mı? İşte açıklamaları

4

Yer bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara’da “Adalar depremi” geliyor diyen uzmanların söylemlerine katılmadığını belirterek asıl tehlikenin Yalova–Çınarcık ile Esenköy–Bozburun hattında değil, Silivri–Büyükçekmece arasındaki küçük segmentte olduğunu söyledi ve İstanbul için büyük deprem beklentisi olmadığını savundu.

5

Artık savaş geliyor hazır olmamız lazım Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi’ndeki olası deprem tehlikesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıllardır kamuoyuna yansıyan “Adalar Fayı kırılacak” söylemine itiraz eden Üşümezsoy, harita üzerinde gösterdiği hat boyunca büyük bir depremi tetikleyecek stres birikimi olmadığını ifade etti. Üşümezsoy, Marmara’da esas riskin sınırlı bir segmentte olduğunu, bu hattın da son depremlerle büyük ölçüde kırıldığını dile getirdi. MARMARA’DA RİSK TARTIŞMASI VE ADALAR FAYI POLEMİĞİ Üşümezsoy, özellikle Yalova–Çınarcık–Esenköy hattına ilişkin uzun süredir dile getirilen uyarıları hatırlatarak, “99 depreminden sonra Yalova–Esenköy–Çınarcık hattında bir stres birikimi olduğu söyleniyor ama ben orada fayın deprem üretebilecek birikmiş enerjisi olmadığını söylüyorum.” dedi. Fayın boyuna bakıldığında teknik olarak maksimum 6,5 büyüklüğünde deprem üretebileceğini belirten Üşümezsoy, buna rağmen bu büyüklükte bir deprem için gerekli enerjinin o bölgede bulunmadığını vurguladı. 1894 depreminin söz konusu kesimdeki birikmiş enerjiyi tükettiğini ifade eden Üşümezsoy, medya tarafından yıllarca dile getirilen “6,5’luk deprem olacak” söylemine 25 yıldır itiraz ettiğini söyledi. “ADALAR DEPREMİ SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL” Prof. Dr. Üşümezsoy, Esenköy’den Bozburun’a uzanan bir fay hattı bulunduğunu ancak buradan Adalar’a giden aktif bir devamlılığın olmadığını dile getirerek, “Esenköy’den Bozburun’a doğru bir fay hattı var; ama Adalar’a giden bir fay yok. Bu nedenle Adalar depremi söylemi doğru değil.” ifadelerini kullandı. Silivri’den Büyükçekmece’ye kadar deniz içinde uzanan hattı işaret eden Üşümezsoy, Marmara’da risk oluşturan tek aktif fayın bu segment olduğunu söyledi. 23 Nisan’da kırılan fayın da bu hat üzerinde yer aldığını belirten Üşümezsoy, Marmara’nın büyük bölümünün geçmiş depremlerle kırıldığını, geride sadece bu küçük bölümün kalmış olduğunu savundu. MARMARA’DA KIRILACAK HAT KALMADI İDDİASI Üşümezsoy, Marmara’daki tarihsel depremlere atıf yaparak 1912’de Saros’a kadar olan kısmın, 1894’te başka bir segmentin, 1999’da ise Yalova–Çınarcık–Esenköy kesiminin kırıldığını hatırlattı. Tüm bu depremlerle bölgede enerji boşalmasının gerçekleştiğini öne sürdü.

6

“Kırılan bir fay tekrar kırılmaz; bu önemli bir ilkedir. Dolayısıyla Marmara’da kırılacak hat kalmadı.” diyen Üşümezsoy, Büyükçekmece–Avcılar–Yeşilköy hattına uzandığı iddia edilen ikinci fay için de “ölü fay” ifadesini kullandı ve 2005’ten bu yana kitaplarında bunu anlattığını belirtti. İSTANBUL İÇİN BÜYÜK DEPREM BEKLENTİSİ YOK MU? Prof. Dr. Üşümezsoy, İstanbul için büyük deprem tartışmalarına da değinerek, “Benim yıllardır söylediğim çok basit: Marmara’da büyük deprem riski olan tek küçük segment Silivri–Büyükçekmece arasındaki faydı ve o da kırıldı. İstanbul’un geri kalanı için büyük deprem beklentisi yok.” açıklamasını yaptı. Sındırgı depremiyle ilgili uyarılarının gerçekleşmesiyle birlikte kendisine olan ilginin arttığını belirten Üşümezsoy, uzun süredir savunduğu bilimsel çerçevenin aynı olduğunu vurguladı. İZNİK GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ FAY HATLARI Üşümezsoy, son dönemde özellikle Papa 14’üncü Leo’nun ziyaretiyle gündeme gelen İznik Gölü çevresindeki faylara ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Bölgede kabul gören bazı bilgilerin yanlış olduğunu savunan Üşümezsoy, fay hattının gölün hemen kıyısından geçtiğini ifade etti. Bu alanda yükselmeler ve gölün çökmesiyle ilgili bir jeolojik süreç bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bölgedeki fayların konumu ve karakteri hakkında farklı bir okumanın yapılması gerektiğine işaret etti.