Dünya
CIA'ya yakın site en büyük düşman için taktik verdi
Eski istihbarat uzmanı Mike Conaway, Çin’in Tayvan’a yönelik olası saldırganlığının yalnızca askeri yöntemlerle değil, başka yöntemlerle de caydırılabileceğini savunuyor.
Dünya
Eski istihbarat uzmanı Mike Conaway, Çin’in Tayvan’a yönelik olası saldırganlığının yalnızca askeri yöntemlerle değil, başka yöntemlerle de caydırılabileceğini savunuyor.
Eski istihbarat uzmanı Mike Conaway, Çin’in Tayvan’a yönelik olası saldırganlığının yalnızca askeri yöntemlerle değil, başka yöntemlerle de caydırılabileceğini savunuyor.
Japonya Başbakanı Sanae Takaichi’nin, Çin’in Tayvan’a saldırması halinde Tokyo’nun askeri karşılık verebileceği yönündeki açıklaması, bölgede diplomatik deprem etkisi yarattı. Pekin açıklamayı “düşmanca” bulurken, Çinli diplomatların sert üslubu tansiyonu daha da yükseltti. Osaka’daki Çin başkonsolosunun Takaichi’yi “başını kesmekle” tehdit eden ifadeleri, krizi zirveye taşıdı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Takaichi ile yaptığı telefon görüşmesinde tarafları yatıştırmaya çalıştığı belirtilse de, Trump’ın Japon liderden sözlerini geri çekmesini istememesi dikkat çekti. Uzmanlara göre bu durum, Washington’ın Çin’e karşı askeri caydırıcılığın artırılmasına sıcak baktığını gösteriyor.
Conaway, Çin’in Tayvan’ı ele geçirme isteğinin bölgede geniş çaplı bir korku yarattığını belirtiyor. Akademisyen Jeff Kingston da Pekin’in sert söylemlerinin Yeni Delhi’den Seul’e uzanan geniş bir coğrafyada “Kaygı Kuşağı” oluşturduğunu ifade ediyor.
ABD açısından bakıldığında, Çin ile sıcak bir çatışma çıkması halinde bu ülkelerin tamamı kritik müttefik konumunda. Ancak Conaway’e göre sadece askeri ittifaklar Pekin’i caydırmaya yetmeyecek.
Makalenin temel savı net: Çin’i durduran gerçek caydırıcı unsur ekonomik baskı olmalı. Conaway, Çin’in bölgesel baskısını finanse eden gücün, Batı’ya düşük maliyetli ürün satışıyla elde edilen devasa ekonomik kaynaklar olduğunu vurguluyor. Pekin’in ucuz üretim stratejisi yıllardır hem ABD’de hem Avrupa’da büyük ticaret açıklarına yol açarken, Çin’e küresel nüfuz avantajı da sağladı. Bu nedenle ABD’nin hedefi sadece askeri dengeyi korumak değil; Çin’in ekonomik avantajlarını sınırlandırmak.
Conaway, ABD’nin öncelikle müttefiklerini Çinli teknoloji şirketlerine olan bağımlılığı azaltmaya zorlaması gerektiğini söylüyor. Huawei’nin ABD’de yasaklanmasına karşın dünya pazarına hâkim olması, Washington açısından büyük bir güvenlik açığı olarak görülüyor. Bu çerçevede ABD istihbaratının Hewlett Packard Enterprise’ın Juniper Networks’ü satın almasına yeşil ışık yakması, Huawei’ye küresel ölçekte alternatif bir güç oluşturma hamlesi olarak değerlendiriliyor.
Conaway’e göre Çin’in ihracata dayalı büyüme modeli, Batı ülkelerinin artıracağı gümrük vergileriyle kesintiye uğrayabilir. Trump döneminde başlatılan tarifeler Pekin’i zorlamıştı; ancak Çin bu baskıyı Almanya gibi ülkelere ihracatı artırarak aşmaya çalıştı.
Fakat Conaway’e göre bu yolun sonu tıkalı: Avrupa ülkeleri kendi sanayilerini riske atmadan Çin’den sınırsız mal alamaz. Ne kadar çok ülke gümrük uygulamaya başlarsa, Çin’in boşaltacak pazar bulması o kadar zorlaşır. Bu süreç, küresel ticarette “demokratik ülkeler arası serbest ticaret – Çin’e karşı ortak koruma duvarı” modeline evrilebilir.
Bu baskı sonucunda Çin’in ihracat odaklı politikasını terk ederek ekonomisini iç tüketime göre yeniden şekillendirmek zorunda kalacağı değerlendiriliyor.
Çin bugün dünya ülkelerinin üçte ikisinin en büyük ticaret ortağı. Bu nedenle Pekin, Tayvan’a yönelik bir saldırı sonrası dünya ekonomisini manipüle ederek ülkeleri politika değiştirmeye zorlayabilir.
Ancak Conaway’e göre: “Eğer ülkeler Çin’e olan ekonomik bağımlılıklarını azaltırsa, Pekin Tayvan’a saldırmadan önce iki kez düşünmek zorunda kalır.” Bu durum, hem bölgesel güvenliği artırır hem de Çin’in siyasi ve ekonomik baskısını sınırlayan yeni bir uluslararası düzenin önünü açar. Haber Kaynağı: The National Interest