Borç, ABD’yi bir gecede krize sokmayacak. Fakat zaman ufkunu kısaltıyor, stratejik özgürlüğü daraltıyor ve rakiplerin sabrını ödüllendiriyor.
Çin’in hemen kazanmasına gerek yok. Rusya’nın küresel bir hegemonya kurmasına da gerek yok. Yalnızca ABD’nin “şekillendiren güç” olmaktan çıkıp “reaksiyon veren güç” haline gelmesi işlerini kolaylaştırıyor.
Borç Amerikan gücünü yok etmiyor; fakat onu daha seçici, daha disiplinli, daha sürdürülebilir bir stratejiye zorluyor. Kontrol, yayılmacılık veya aşırı angajman değil; denge, önceliklendirme ve stratejik odaklanma yeni gereklilikler haline geliyor.
En önemli ironi ise şu:
ABD’yi sınırlayan borç, doğru şekilde yönetilirse ABD gücünü yeniden tanımlayarak kurtarabilir.
Çünkü büyük güçlerin çöküşünü genellikle dış düşmanlar değil, kendi içlerinde biriken stratejik tükenmişlik hazırlar. Bugün ABD’nin asıl yanıtlaması gereken soru, Çin’den daha çok harcama yapıp yapamayacağı ya da Rusya'yı caydırıp caydıramayacağı değil:
Kendi yönetimini sürdürülebilir kılacak siyasi iradeye sahip olup olmadığıdır.
Haber Kaynağı: National Security Journal