AKİT MENÜ

Dünya

H-20 hayalet uçağı şimdiden korku saldı! Pearl Harbor'ı vurabilir

Güncelleme Tarihi:

Savunma ve istihbarat uzmanı Isaac Seitz’e göre Çin’in geliştirdiği H-20 hayalet bombardıman uçağı, ABD’nin Hint-Pasifik’teki askeri üstünlüğünü zorlayabilecek bir dönüm noktası olabilir.

2

Savunma ve istihbarat uzmanı Isaac Seitz’e göre Çin’in geliştirdiği H-20 hayalet bombardıman uçağı, ABD’nin Hint-Pasifik’teki askeri üstünlüğünü zorlayabilecek bir dönüm noktası olabilir.

3

H-20 hayalet bombardıman uçağının menzili ve gizlilik kapasitesi, Hawaii ve Pearl Harbor gibi stratejik hedefleri dahi risk altına sokabilir.

4

On yıllar boyunca gizli (stealth) uçak teknolojisinde tartışmasız lider olan ABD, artık bu alandaki tekelini kaybediyor. Çin ve Rusya’nın beşinci nesil savaş uçaklarını envantere sokmasıyla birlikte denge değişmeye başladı.

5

Isaac Seitz’e göre Çin, yalnızca beşinci nesil platformlarla yetinmiyor; altıncı nesil savaş uçakları halihazırda test uçuşlarına başlamış durumda. Bu sürecin en dikkat çekici parçası ise Çin’in ilk hayalet bombardıman uçağı olması beklenen Xian H-20 projesi.

6

H-20’nin, ABD’nin B-2 Spirit ve B-21 Raider bombardıman uçaklarına benzer şekilde tasarlanmış, uçan kanat formunda, ses altı hızda ve yüksek gizlilik özelliklerine sahip bir platform olması bekleniyor.

7

Açık kaynak analizlerine göre H-20: Yakıt ikmali olmadan 8.500–10.000 kilometre menzile sahip olabilir, Nükleer ve konvansiyonel mühimmat taşıyabilecek, İç silah bölmelerinde uzun menzilli seyir füzeleri ve potansiyel olarak hipersonik silahlar barındırabilecek. Bu özellikler, Çin’e eksiksiz bir “nükleer üçlü” (kara, deniz, hava) kabiliyeti kazandırma hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

8

Seitz’e göre H-20’nin sağlayacağı asıl avantaj, ABD’nin Orta Pasifik’teki hava sahası güvenliği varsayımlarını sarsması. Uçak, tanker desteğiyle Guam, kuzey Avustralya ve hatta Hawaii’ye kadar uzanan hedefleri tehdit edebilir.

9

Bu durum, ABD’nin onlarca yıldır sürdürdüğü bombardıman uçağı konuşlandırmaları, lojistik merkezler ve ileri üsler için ciddi bir risk anlamına geliyor. Analize göre mesele, bire bir ABD uçaklarıyla yarışmak değil; ABD’nin bölgedeki caydırıcılık mimarisini karmaşık hale getirmek.

10

Çin’in hava gücündeki dönüşüm yalnızca H-20 ile sınırlı değil. J-36 ve J-50 olarak anılan altıncı nesil platformlar da dikkat çekiyor.

11

Özellikle J-36: Üç motorlu, kuyruksuz ve uçan kanat benzeri bir tasarıma sahip, Yan yana kokpit düzeniyle uzun menzilli görevleri işaret ediyor.

12

Gövde altındaki geniş silah bölmeleriyle uzun menzilli hava-hava füzeleri veya ağır taarruz mühimmatları taşıyabilecek kapasitede görünüyor. Uzmanlara göre J-36, hava üstünlüğü sağlama, derin taarruz paketlerine eşlik etme ve insanlı–insansız sistemleri koordine etme gibi çok rollü görevler için tasarlanıyor.

13

Isaac Seitz, bu gelişmelerin ABD ve müttefikleri açısından iki temel risk doğurduğunu vurguluyor: Derin Taarruz Riski: H-20, Çin’in düşman hatlarının çok gerisinde ani ve etkili saldırılar düzenleme kapasitesini ciddi biçimde artırıyor. Uçağın performansına bağlı olarak Pearl Harbor gibi sembolik ve stratejik hedefler bile tehdit altında olabilir. Hava Hakimiyetinin Zorlaşması: J-36 ve J-50 gibi platformlar, ABD’nin hava sahası kontrolünü zorlaştırarak Tayvan senaryosunda müdahaleyi daha riskli hale getirebilir. Çin’in J-20 örneğinde olduğu gibi bu uçakları yüksek adetlerde üretebilme ihtimali, tehdidi daha da büyütüyor.

14

Seitz’e göre tablo her ne kadar endişe verici olsa da ABD hâlâ avantajlı. B-21 Raider halihazırda düşük oranlı seri üretime geçmiş durumda ve ABD, gizli bombardıman uçağı geliştirme ve işletme konusunda benzersiz bir tecrübeye sahip. H-20’nin tasarımı henüz kamuoyuna açıklanmadı ve ilk uçuş tarihi belirsizliğini koruyor. J-36 prototiplerinin hızlı evrimi ise Çin’in hâlâ nihai tasarımı netleştirme aşamasında olduğunu gösteriyor.

15

Ancak uzman uyarıyor: ABD ile Çin arasındaki fark hızla kapanıyor. Gelişmiş uçakların gerçek bir askeri güç haline gelmesi; üretim kapasitesi, bakım bütçeleri, pilot eğitimi ve lojistik altyapı gibi unsurlara bağlı olacak. Sonuç olarak Seitz’e göre ABD’nin önünde hâlâ bir zaman penceresi var; ancak bu sürenin etkili şekilde değerlendirilmesi, özellikle gizli uçak tespit yeteneklerinin ve üs savunma sistemlerinin hızla geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Haber Kaynağı: National Security Journal