AKİT MENÜ

Gündem

Türk hava sahasına giren İHA neden izlendi, neden hemen vurulmadı? Gizli planı açıkladı

Güncelleme Tarihi:

Karadeniz üzerinden Türk hava sahasına giren ve F-16’lar tarafından vurulan menşei belirsiz insansız hava aracıyla ilgili stratejist Emre Erciş dikkat çeken tespitlerde bulundu.

2

Karadeniz üzerinden Türk hava sahasına giren ve F-16’lar tarafından vurulan menşei belirsiz insansız hava aracıyla ilgili stratejist Emre Erciş dikkat çeken tespitlerde bulundu.

3

Emre Erçiş, insansız hava aracının Çankırı'ya kadar gelmesine bilinçli olarak müsaade edildiğini öne sürdü.

4

Emre Erciş yaptığı açıklamada, "Bir sabah uyandık ve öğrendik ki bir İHA Karadeniz'den gelmiş, Türkiye hava sahasında izlenmiş ve bir F-16 tarafından vurulmuş. Dakikalar içinde aynı cümle sosyal medyada dolaşıma girdi. "Bu nasıl hava savunması?" Oysa asıl sorulması gereken soru bu değildi.

5

Asıl soru, "Bir devlet gökyüzünde gördüğü her şeyi anında vuruyorsa, gerçekten güçlü müdür; yoksa neyi vurduğunu bilmeden refleks mi gösteriyordur?" olmalıydı. Türkiye o gün gökyüzünde refleks değil, akıl kullandı. Ve bu, sandığımızdan çok daha önemliydi. Şimdi biraz duralım. Ve "hava zafiyeti" diye bağıranlara küçük ama can yakıcı bir soru soralım. "Zafiyet dediğiniz şey, hedefi görmeden vurmak mıdır; yoksa görüp, tanıyıp, izleyip, doğru yerde indirmek midir?"

6

Çünkü askeri literatürde "zafiyet", hedefin fark edilmemesidir. Bu olayda ise hedef fark edildi, takibe alındı, davranışı analiz edildi ve kontrollü biçimde etkisizleştirildi. Yani ortada zafiyet falan yok; ortada işleyen bir hava savunma mimarisi var.

7

"MADEM SAVUNMA GÜÇLÜYDÜ, NEDEN HAVA SAHAMIZA GİRDİ?" Bu soru, popüler ama bilgisiz bir sorudur. Modern hava savunması, hiçbir şeyin sınırına yaklaşmaması üzerine değil; yaklaşan her şeyin nasıl yönetileceği üzerine kurulur. ABD hava sahasına her yıl yüzlerce tanımlanamayan hava aracı yaklaşır. Rus uçakları Baltık'ta NATO sınırına kadar gelir. Çin uçakları Tayvan ADIZ'ine girer. Bunların hiçbiri otomatik olarak "zafiyet" sayılmaz. Çünkü hava savunması bir duvar değil, canlı bir organizmadır.

8

ASIL KRİTİK DETAY, NEDEN F-16? İşte burada "askeri cahillik" ile "askeri akıl" arasındaki fark ortaya çıkar. F-16'lar, radar verisini gözle teyit eder, hedefi görsel olarak sınıflandırır, gerekirse eskort eder gerekirse yönlendirir ve gerekirse milimetrik biçimde vurur. Kara konuşlu uzun menzilli bir füze sistemiyle yapılacak müdahale daha serttir, daha kördür, daha tırmandırıcıdır. Bu yüzden modern ordular, barış zamanında İHA benzeri hedeflerde önce uçağı gönderir.

9

Yani F-16'nın kalkması bir "acizlik" değil, lüks bir seçenektir. Çünkü o uçağı kaldırabilen ülke, gökyüzünde kontrol sahibidir. "NEDEN İZLENDİ, NEDEN HEMEN VURULMADI?" Çünkü her düşen İHA, konuşamayan bir tanıktır. Her izlenen İHA ise istihbarat kaynağıdır. Nereden geldi? Hangi irtifada uçtu? Manevra kabiliyeti ne? Sinyal yayıyor mu? Karıştırma yapıyor mu? Kime benziyor? Bu soruların cevapları, vurulduktan sonra değil, izlenirken alınır. Zafiyet, bu verileri toplamadan ateş etmektir. Türkiye bu tuzağa düşmedi.

10

"AMA ROKETSAN'A YAKINDI" Bu iddia, askeri planlamayı Google Haritalar zannedenlerin ürünüdür. Bir hedef, yerleşimden uzaklaştırılır, kritik tesislerden ayrıştırılarak izlenir, enkazının kontrol edileceği alana yönlendirilir. Yani mesele "neden oraya geldi?" değil; "neden şehir üstünde indirilmedi?" sorusudur. Cevap basit... Çünkü hava savunması bağırarak değil, hesap yaparak çalışır.

12

ZAFİYET ARAYANLAR, SİSTEMİ GÖRMEZDEN GELENLERDİR. Bu olayda, hava sahası görüldü, komuta-kontrol çalıştı, QRA prosedürü işletildi, siyasi-askeri tırmanma önlendi, sivil risk sıfırlandı. Buna zafiyet demek için ya askeri literatürü bilmemek gerekir ya da bilip görmezden gelmek. Gökyüzünde panik yoktu. Gökyüzünde acele yoktu. Gökyüzünde bağıranlar yoktu. Ama yerde, klavye başında çoktu. Ve ne yazık ki bugün "zafiyet" diye konuşulan şey, aslında sessiz çalışan Türk Devleti'nin hava savunma sistemine ait bir gücün en net göstergesiydi" dedi.