ABD’de yayımlanan ve CIA’ya yakınlığıyla bilinen bir platformda yer alan analizde, Suriye’de öldürülen ABD askerleri üzerinden Türkiye hedef alındı.

ABD’de yayımlanan ve CIA’ya yakınlığıyla bilinen bir platformda yer alan analizde, Suriye’de öldürülen ABD askerleri üzerinden Türkiye hedef alındı.

Savunma uzmanı Brandon J. Weichert imzasıyla yayımlanan analizde, Suriye’de IŞİD militanlarının düzenlediği saldırıda iki ABD askeri ve bir sivil tercümanın hayatını kaybetmesi üzerinden Türkiye dolaylı biçimde suçlandı.

Yazıda, ABD’nin Suriye’de “İslamcı bir hükümeti desteklediği” ve bunun sonuçlarının yeterince hesaplanmadığı iddia edildi.

Analizde, Palmira yakınlarında gerçekleşen saldırının ardından ABD ordusunun bölgede savaş uçaklarıyla güç gösterisi yaptığı hatırlatılarak, Washington’un Suriye politikasının “geri teptiği” savunuldu.

Weichert, Suriye’nin mevcut lideri Ahmed el-Şara’nın kısa süre önce ABD Başkanı Donald Trump tarafından Beyaz Saray’da kabul edilmesini hatırlattı.

Buna karşın, ABD askerlerinin ölümünden sorumlu tutulan unsurların, geçtiğimiz yıl Suriye’de kontrolü ele geçiren İslamcı gruplarla bağlantılı olduğu ileri sürüldü.

Bu grupların, Suriye iç savaşı boyunca ABD ve Türkiye’den destek aldığı iddia edilerek, söz konusu desteğin “Amerikalılara saldırılmayacağı” varsayımına dayandığı öne sürüldü.

Analizde en dikkat çeken bölüm, Türkiye’ye yöneltilen suçlamalar oldu. NATO üyesi Türkiye’nin, Suriye’deki İslamcı gruplara “silah, fon ve eğitim” sağladığı iddia edildi.

Jerusalem Post kaynak gösterilerek, Ankara’nın Şara yönetimine insansız hava araçları, zırhlı araçlar, topçu sistemleri ve hava savunma unsurları vermeye hazırlandığı ileri sürüldü. Bu desteğin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de Kürt gruplara yönelik operasyonlarına karşılık verildiği öne sürüldü.

Söz konusu Kürt grupların ise ABD tarafından desteklendiği vurgulanarak, Türkiye’nin “ABD müttefiklerine saldırdığı” gibi ağır bir suçlama dile getirildi.

Weichert’in analizinde, Suriye’deki Dürziler, Aleviler ve Hristiyanlar üzerinden de Ankara dolaylı biçimde hedef alındı. Şara yönetiminin bu gruplara yönelik baskı uyguladığı, Türkiye’nin ise bu yönetimi silahlandırarak azınlıklar üzerindeki baskıyı artırdığı iddia edildi.

Yazıda, Mart ayında Alevilere yönelik saldırılar ve Temmuz ayında Suveyda bölgesinde yaşanan çatışmalar örnek gösterilerek, Suriye’de “mezhepsel bir şiddet ortamı” olduğu ileri sürüldü.

Analizin bir bölümünde ABD’nin geçmiş Suriye politikaları da eleştirilse de, sonuç yine Türkiye’ye bağlandı. Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ortaya çıkan güç boşluğunda, Türkiye’nin “El Kaide bağlantılı unsurları güçlendirdiği” iddiası öne çıkarıldı.

Weichert, ABD’li politika yapıcıların şu soruyu sorması gerektiğini savundu: “Son IŞİD pususunda öldürülen Amerikalılar, Türk ordusu tarafından sağlanan silahlarla mı öldürüldü?”

Analizin genelinde, Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelerden ve ABD askerlerinin ölümünden sorumlu tutulmaya çalışıldığı dikkat çekiyor. Somut bir kanıta dayanmayan bu iddialar, ABD kamuoyunda Ankara’yı hedef alan yeni bir algı operasyonu olarak değerlendiriliyor. Türkiye’den ve resmi ABD makamlarından söz konusu iddialara ilişkin herhangi bir doğrulama ya da resmi açıklama ise bulunmuyor. Haber Kaynağı: The National Interest