AKİT MENÜ

Dünya

Karanlık odaklar bir şeyler peşinde! Türkiye'yi hedef aldılar

Güncelleme Tarihi:

ABD merkezli sitede iki akademisyenin kaleme aldığı analizde Türkiye, Venezuela üzerinden ağır iftiralarla hedef alındı.

2

ABD merkezli sitede iki akademisyenin kaleme aldığı analizde Türkiye, Venezuela üzerinden ağır iftiralarla hedef alındı.

3

Sinan Ciddi ve William Doran imzalı analizde, Türkiye’nin Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro yönetimiyle geliştirdiği ilişkiler “uluslararası yaptırımları delmeye yönelik stratejik bir ortaklık” olarak tanımlandı.

4

Yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Maduro, Vladimir Putin, Xi Jinping ve Ali Hamaney gibi Batı karşıtı liderlerle yakın ilişkiler kurduğu ileri sürüldü.

5

Analize göre Türkiye-Venezuela ilişkileri 2016 sonrası hızla derinleşti ve 2017’de 200 milyon doların altında olan ticaret hacmi, 2018’de 1,1 milyar doları aştı. Yazarlar, orta vadede bu rakamın 5 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini öne sürdü.

6

Analizde, NATO üyesi ve “eski bir demokrasi” olarak tanımlanan Türkiye’nin, Rusya, İran, Çin ve Küba ile birlikte Maduro’nun “destekçi beşlisi” arasında gösterilmesi dikkat çekti. Bu durumun Batı açısından “şüphe uyandırıcı” olduğu savunuldu.

7

Yazarlar, Ankara’nın Venezuela’yı Latin Amerika’da jeopolitik bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve Erdoğan’ın Türkiye’yi küresel bir güç haline getirme hedefinin bu ilişkilerde belirleyici olduğunu ileri sürdü.

8

Metinde, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Nicolas Maduro’nun Erdoğan’a destek veren ilk liderlerden biri olduğu hatırlatıldı. Bu desteğin, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olduğu savunuldu.

9

2019’da Venezuela muhalefet lideri Juan Guaido’nun Batı tarafından tanınmasına karşı çıkan Erdoğan’ın, Maduro’ya “Türkiye senin yanındadır” mesajı verdiği ifade edilerek, iki lider arasındaki “Amerikan karşıtı ortak dil” öne çıkarıldı.

10

Analizde, Türkiye’nin Venezuela’daki doğalgaz, petrokimya ve madencilik sektörlerine yönelik yatırımları mercek altına alındı. 2024 yılında Türk şirketlerinin Venezuela’nın petrol ve gaz sahalarında faaliyet göstermesinin gündeme geldiği, doğalgaz ve gübre üretimine yönelik anlaşmalar yapıldığı iddia edildi.

11

Bu yatırımların, Maduro rejimine yönelik yaptırımları fiilen boşa çıkardığı savunularak, Türkiye’nin uluslararası baskıyı “bilinçli şekilde zayıflattığı” ileri sürüldü. Yazarlar, Türkiye’nin Venezuela altınının çıkarılması, rafine edilmesi ve satılmasında kilit rol oynadığını öne sürdü. 2018 yılında yaklaşık 900 milyon dolarlık Venezuela altınının Türkiye’ye ihraç edildiği, rafinaj sürecinin Ankara üzerinden yürütüldüğü iddia edildi. Bu altın ticaretinin, yasadışı madencilik faaliyetleri, çevre tahribatı ve insan hakları ihlalleriyle bağlantılı olduğu savunularak “kanlı altın” ifadesi kullanıldı.

12

Analizde, Maduro’nun danışmanı Alex Saab’ın Türkiye merkezli şirketler aracılığıyla altın ticaretinde rol oynadığı iddia edildi. Saab’ın, yaptırımları aşmak için Türkiye’yi bir merkez olarak kullandığı ve bu yolla elde edilen gelirlerin Maduro rejimini ayakta tuttuğu öne sürüldü. Bu süreçte Venezuela’daki gıda sübvansiyon programlarının manipüle edildiği ve halkın açlığa sürüklendiği iddiasına da yer verildi. En ağır iftiralardan biri ise uyuşturucu ticareti başlığında dile getirildi. Türkiye’nin Latin Amerika kaynaklı kokain için bir “geçiş ve dağıtım noktası” haline geldiği iddia edilerek, Mersin Limanı özellikle işaret edildi. 2021-2022 yılları arasında Türkiye’de ele geçirilen kokain miktarındaki artışın, iç tüketimle açıklanamayacağı savunuldu. Ayrıca suç örgütü lideri Sedat Peker’in geçmişte ortaya attığı iddialara da analizde yer verildi.

13

Analizde yer alan iddiaların büyük bölümü kamuoyuna açık yorumlara, ikincil kaynaklara ve geçmiş suçlamalara dayandırılırken, Türkiye’nin resmi kurumlarından veya uluslararası mahkemelerden bu iddiaları doğrulayan somut bir karar bulunmuyor. Türkiye cephesinden analizdeki suçlamalara ilişkin herhangi bir resmi açıklama yapılmış değil. Yazının genel tonu ise Ankara’yı, Venezuela merkezli küresel bir suç ağının parçası gibi göstermeye yönelik ağır ve kapsamlı bir ithamlar zinciri olarak değerlendiriliyor. Haber Kaynağı: The National Interest