Güvenlik uzmanı Maya Carlin’e göre Katar’ın F-35 Lightning II savaş uçaklarıyla yeniden ilgilenmesi, İsrail’in Orta Doğu’daki “niteliksel askeri üstünlüğü” açısından ciddi endişe yaratıyor. Washington’un olası satış sinyalleri Tel Aviv’de alarm zillerini çaldırdı.

Güvenlik uzmanı Maya Carlin’e göre Katar’ın F-35 Lightning II savaş uçaklarıyla yeniden ilgilenmesi, İsrail’in Orta Doğu’daki “niteliksel askeri üstünlüğü” açısından ciddi endişe yaratıyor. Washington’un olası satış sinyalleri Tel Aviv’de alarm zillerini çaldırdı.

Yarım yüzyılı aşkın süredir Amerika Birleşik Devletleri, İsrail’in Orta Doğu’daki niteliksel askeri üstünlüğünü (QME) korumayı temel bir ilke olarak benimsiyor.

Ancak Katar’ın F-35 Lightning II savaş uçaklarına yönelik ilgisinin yeniden gündeme gelmesi, bu dengeyi sarsabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İsrail basınına göre Washington, Doha’nın olası F-35 talebini yeniden değerlendirmeye başladı. Katar, 2020 yılında ABD’nin dış askeri satış prosedüründe talep mektubu aşamasına kadar ilerlemiş, ancak süreç tamamlanmamıştı.

İsrailli yetkililer, Katar’ın yanı sıra Suudi Arabistan ve hatta Türkiye ile yapılabilecek olası F-35 anlaşmalarını da yakından takip ediyor.

Washington’un bu ülkelerle savunma iş birliğini genişletme ihtimali, İsrail’in bölgedeki teknolojik ve operasyonel üstünlüğünü zayıflatabileceği gerekçesiyle endişeyle karşılanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın son dönemde Suudi Arabistan’a F-35 satışı konusunda açık mesajlar vermesi, bu kaygıları daha da artırmış durumda.

F-35 Lightning II, beşinci nesil hayalet savaş uçağı olarak gelişmiş sensörleri, düşük görünürlüğü ve çok amaçlı kabiliyetleriyle öne çıkıyor. Bugüne kadar yaklaşık 20 ülke bu platformu ya envanterine kattı ya da tedarik sürecine girdi.

Uçak; Mach 1.6 azami hıza, 50 bin fitin üzerinde servis tavanına ve gelişmiş hassas mühimmat taşıma kapasitesine sahip.

Bu özellikler, F-35’i bölgesel güç dengeleri açısından kritik bir unsur haline getiriyor.

İsrail, F-35 ailesi içinde özel olarak modifiye edilmiş F-35I “Adir” varyantını kullanan tek ülke konumunda bulunuyor. Bu uçaklarda İsrail yapımı elektronik harp sistemleri, sensörler ve veri işleme yazılımları yer alıyor.

Bu sayede İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze, Lübnan ve Yemen gibi bölgelerde İran bağlantılı unsurlara karşı daha etkin operasyon kabiliyeti elde ediyor.

İsrailli yetkililer, Katar veya diğer bölge ülkelerinin F-35 edinmesinin bu teknolojik farkı azaltmasından endişe ediyor.

Analize göre, Katar’ın yanı sıra Suudi Arabistan ve Türkiye de F-35 denkleminde önemli başlıklar arasında yer alıyor.

ABD, Türkiye’nin F-35 programına dönüşünü Rus yapımı S-400 sistemlerinden vazgeçme şartına bağlamış durumda.

Tüm bu gelişmeler, Orta Doğu’da hava gücü dengelerinin önümüzdeki dönemde yeniden şekillenebileceğine işaret ederken, İsrail’in QME doktrininin ilk kez bu kadar ciddi şekilde sınandığı yorumları yapılıyor. Haber Kaynağı: The National Interest