AKİT MENÜ

Ekonomi

Rusya Türkiye'den sessiz sedasız almaya başladı: 'Türklere açık çek verildi' diyerek duyurdu

Güncelleme Tarihi:

Siyamend Kaçmaz, Gazetemru'da "Türk-Rus Ticaretinde Sessizce Başladı, Güçlü Geliyor: Tıbbi Cihaz İhracatı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Rusya, tarım, yaş sebze-meyve, turizm ve tekstil gibi geleneksel ithalatın yanında çok önemli bir alana yöneldiği ortaya çıktı. İşte Kaçmaz'ın o yazısı...

2

Siyamend Kaçmaz, Gazetemru'da "Türk-Rus Ticaretinde Sessizce Başladı, Güçlü Geliyor: Tıbbi Cihaz İhracatı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Rusya, tarım, yaş sebze-meyve, turizm ve tekstil gibi geleneksel ithalatın yanında çok önemli bir alana yöneldiği ortaya çıktı. İşte Kaçmaz'ın o yazısı...

3

Türkiye ile Rusya arasındaki ticarette Türkiye’nin ihracat payını artırma hedefi konuşulurken, gündem çoğu zaman tarım, yaş sebze-meyve, turizm ve tekstil gibi geleneksel sektörlere odaklanıyor. Oysa bu başlıkların gölgesinde, sessiz ama derinden ilerleyen, potansiyelinin henüz yüzde birine dahi ulaşmamış bir sektör dikkat çekiyor. Rusya pazarında açık biçimde talep gören, adeta “gel” çağrısı yapılan bu alan; uzun yıllar Türkiye’nin ithalatçı konumunda bulunduğu ancak bugün ihracatçı kimliğiyle öne çıkmaya başladığı tıbbi cihaz sektörü.

4

İsterseniz bu gelişimi rakamlarla anlatayım; ne demek istediğimi çok daha net anlayacaksınız. Türkiye’nin Rusya’ya yönelik tıbbi cihaz ve hastane ekipmanları ihracatı 2019 yılında yıllık 14 milyon dolar seviyesindeydi. 2020’de bu rakam yıllık 20 milyon dolara çıktı, 2021’de 19 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. 2022’de ise neredeyse ikiye katlanarak ilerledi ve yıllık bazda 41,3 milyon dolara ulaştı. 2023’te yıllık 60 milyon doları aşan ihracat, 2024 itibarıyla yıllık 70 milyon dolar seviyesinin üzerine yerleşti. Bu rakamlara Rusya’dan Türkiye’ye yönelik sağlık turizmi gelirlerini de eklediğimizde, sağlık sektörünün iki ülke arasındaki dış ticarette, bizim payımız olan yaklaşık 8,5 milyar dolarlık ihracat hacmi içinde neyi ifade etmeye başladığını sanırım daha kolay kavrayacaksınız..

5

Sektör temsilcileriyle yaptığım görüşmelerden ve sahadaki gözlemlerimden şunu çok net söyleyebilirim: Rusya pazarında tıbbi cihaz alanında ciddi bir oyuncu arayışı var ve Türk üreticilere bu konuda adeta açık çek verilmiş durumda. Eskiden Türkiye’den gelen üreticiler masaya oturduğunda Rus muhatapların yaklaşımı daha çok “Bir anlatın, neler yapıyorsunuz, kendinizi bize tanıtın” şeklinde olur, B2B görüşmeleri bu sorularla başlardı. Bugün ise Türk firmalarının ne ürettiği, hangi kapasiteye sahip olduğu ve bunu nasıl yaptığı karşı tarafça zaten araştırılmış, biliniyor. Masaya oturulduğunda artık ilk soru “Nasıl iş birliği yapabiliriz, bu işi birlikte nasıl büyütebiliriz?” oluyor. Bana göre bu tablo, Türkiye’nin tıbbi cihaz alanında Rusya’da artık söz sahibi ve güvenilir bir iş ortağı olmaya başladığının en net göstergesi.

6

Bu tabloyu önemli kılan bir başka unsur da tıbbi cihaz sektörünün Rusya’da yalnızca bugünün ihtiyacına değil, onlarca yıl sürecek bir sağlık altyapısına hitap etmesi. Görüştüğüm Rus muhataplar, hastanelerin yenilenmesinden yoğun bakım altyapılarına, ameliyathane donanımlarından sarf malzemelerine kadar çok geniş bir alanda uzun vadeli planlardan söz ediyor. Üstelik konuşulan rakamlar öyle bir çırpıda telaffuz edilebilecek rakamlar değil. Bu da tıbbi cihaz ihracatını geçici bir fırsat olmaktan çıkarıp, sürdürülebilir ve kalıcı bir ticaret başlığı haline getiriyor. Türkiye’nin Rusya’ya coğrafi yakınlığının yanı sıra üretim çeşitliliği ve pratik çözüm avantajı, bu pazarda güçlü bir konum elde etme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.

7

Burada Türkiye’nin bir avantajı daha açık biçimde öne çıkıyor. Türk firmaları yalnızca tıbbi cihaz üreten şirketler değil; mobil hastane kurabilen, anahtar teslim sağlık kompleksi projelerini hayata geçirebilen bir kapasiteye sahip. Moskova’da yaptığım görüşmelerde, bu bütüncül yaklaşımın Rus tarafında ciddi bir ilgi uyandırdığını bizzat gördüm. Bazı Rus muhataplar, iş birliğini yalnızca ürün tedarikiyle sınırlı tutmuyor; üretimin bir bölümünün Rusya’ya taşınması ya da ortak üretim tesisleri kurulması gibi başlıkları da masaya getiriyor.

9

Bu noktada dikkat çeken bir diğer başlık ise Türkiye’nin tıbbi cihaz üretiminde ulaştığı teknoloji seviyesi. Özellikle robotik tıbbi cihazlar ve ileri teknolojiye dayalı ürünlerde Türkiye, dünya ölçeğinde ilk sıralarda yer alan bir üretim kapasitesine sahip. Moskova’daki temaslarımda, bu alandaki gücümüzün geçmişe kıyasla Rus muhataplar tarafından çok daha iyi bilindiğini ve yakından takip edildiğini açıkça gördüm. Eskiden daha çok sarf malzemesi ve ara ürün tedarik eden bir konumdayken, bugün teknoloji ihraç eden bir noktaya gelmiş olmamız bu değişimin en somut göstergelerinden biri. Her ne kadar bu kapasite uluslararası alanda yeterince anlatılamamış olsa da, sahadaki ilgi ve yöneltilen sorular Türk üreticilerinin artık yalnızca Avrupa’dan temin edilemeyen ürünler için bir alternatif değil, tercih edilen bir teknoloji ortağı olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.

10

İhracatçılarımızın yaşadığı sorunlara da değinmeden geçmek geçmemek gerek Bu alandaki en büyük kaygı, ticarette para transferi meselesi. Rusya birçok alanda yaptırımlara tabi olduğu için, sağlık ve tıbbi ekipmanlar bu yaptırımların dışında kalmasına rağmen, uluslararası ticarette “Rusya” adının geçmesi bankacılık işlemlerinde bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir tedirginlik yaratıyor ve bu da ciddi aksaklıklara yol açıyor. Oysa bu ürün grubu için herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Bu nedenle mevcut durumun geçici çözümlerle değil, kalıcı ve net mekanizmalarla aşılması gerektiği kanaatindeyim. Bu konu için kurulacak bir masa etrafında muhataplar bir araya getirilip işin doğrusu anlatıldığı anda, bugün konuştuğumuz rakamların çok kısa sürede ikiye hatta üçe katlanabilecek bir potansiyele sahip olduğu açık.

11

Özetle, Moskova’da gezdiğim fuarlar, katıldığım toplantılar ve yaptığım birebir görüşmeler bana şunu çok net gösterdi: Tıbbi cihaz sektörü Türkiye için henüz yolun başında olunan, ancak potansiyeli son derece yüksek bir alan. Önümüzdeki süreçte Rusya’da en son 1960’lı yılarda restore edilen ve çoğu yaklaşık 150 yıllık hastanelerin büyük bölümünün baştan sona yenilenmesi gündemde ve bu tablo Türk üreticiler için adeta açık bir davet niteliği taşıyor. İnşaat sektöründe Türkiye’nin Rusya’da uzun yıllara dayanan, neredeyse dokunmadığı alan kalmamış ciddi bir tecrübesi var. Bu gücün hastane ekipmanları ve tıbbi donanımlarla birleşerek anahtar teslim projelere dönüşmesi halinde, tıbbi cihaz ihracatı ikili ticarette beklenmedik ölçüde belirleyici bir rol üstlenebilir. Sessiz başladı ama artık güçlü geliyor; tıbbi cihaz ihracatı Türk-Rus ticaretinde dengeleri Türkiye lehine değiştirebilecek yeni alanlardan biri olmaya aday. Çok değil, birkaç yıl içinde ticaretimizde ana kalemlerden biri haline geleceğini şimdiden söylemek mümkün.