Gündem
Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığı yüzde kaç? ROKETSAN Genel Müdürü açıkladı
SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, Türk savunma sanayisinde dışa bağımlılığın yüzde kaç olduğunu açıkladı.
Gündem
SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, Türk savunma sanayisinde dışa bağımlılığın yüzde kaç olduğunu açıkladı.
SAHA İstanbul Başkan Yardımcısı ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, Türk savunma sanayisinde dışa bağımlılığın yüzde kaç olduğunu açıkladı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve SAHA İstanbul tarafından Türkiye savunma sanayisinin milli ve yerli yapısına katkı sunmak amacıyla 7’ncisi düzenlenen “Savunma Sanayii Buluşmaları” İstanbul’da sektörü bir araya getirdi.
kinci, dünya genelinde de hava savunma anlamında çok ciddi bir talep ve atılım olduğuna işaret ederek şöyle dedi: “Bizim en büyük buradaki projemiz biliyorsunuz Çelik Kubbe. Çelik Kubbe kapsamındaki unsurların üretimine hız vermiş durumdayız. Bunları daha da fazla artıracağız ama aynı zamanda da bu unsurların sayısını artırdığımız gibi kabiliyetlerini de geliştireceğimiz, hızlı geliştireceğimiz bir sürecin içine giriyoruz. Bundan sonra önümüzdeki dönem içinde hem sayıca fazla hem de kabiliyet oranı ciddi şekilde artan bir Çelik Kubbe entegre hava savunma sisteminden bahsedebiliriz ama önümüzdeki yıl itibarıyla 3 alan özellikle ön plana çıkacak diye değerlendiriyoruz.
Birincisi hava savunma sistemleri, ikincisi balistik ve seyir füzesi tarafı, uzun menzilli füze tarafı ve üçüncüsü de dron ve bunların üzerindeki hava-hava, hava-yer mühimmatları ve bunların entegrasyonları, kamikaze dronlarla beraber özellikle bu 3 alanın çok ciddi bir şekilde ön plana çıkacağını değerlendiriyoruz.”
SAHA İstanbul’un yalnızca bir kümelenme değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji üretme iradesinin kurumsal karşılığı olduğunu vurgulayan İkinci, sözlerini şöyle sürdürdü: Bir gazetecinin, TAYFUN BLOK-4’ün testinin ne zaman yapılacağı ve testin Türkiye’den mi yoksa başka bir ülkeden mi gerçekleştirileceğine ilişkin sorusuna da İkinci, şu yanıtı verdi: “TAYFUN’un tabii çok fazla testini yapıyoruz ama en son testi aslında envanter kabul testlerinden bir tanesiydi. Dolayısıyla hani TAYFUN zaten seri üretimde ve envanterde olan bir sistem, bunların sayılarını gittikçe artırıyoruz. TAYFUN BLOK-4 de bu serinin güçlü temsilcilerinden biri olarak inşallah çok kısa zaman içinde testini yapacak. O da hızlı bir şekilde envantere girecek diye bekliyoruz. Tabii balistik füze özellikle ülkemiz açısından çok kıymetli bir unsur, savunma sanayinin gerçekleştirmiş olduğu en önemli projelerden bir tanesi. Kara Kuvvetlerimizin, Silahlı Kuvvetlerimizin de vurucu gücünün en üst noktada olduğu sistemler. Dolayısıyla bunların sayılarının artırılması, kabiliyetlerinin artırılması için var gücümüzle gayret gösteriyoruz. İlk testleri Türkiye’de olacak ama sonra duruma göre bakacağız, nasıl bir test merkezi olacağına bakacağız.”
Murat İkinci, savunma alanında gelecek yılki ihracat hedefine ilişkin soruya karşılık, “Hedef vardır mutlaka ama şu anda bilmiyorum ama 10 milyar doların üzerinde gerçekleşeceğini söylemek herhalde doğru olur diye değerlendiriyorum. Devamlı bir artış içinde. Bu yıl yüzde 30’un üzerinde arttı, önümüzdeki yıl da benzer bir oranı sürdürmeyi istiyoruz açıkçası.” dedi. Savunma sanayisinin finansmanı konusundaki soruya cevap verirken de İkinci, bu konuda ciddi finansal argümanların üretildiğini söyledi. İkinci, özellikle krediler konusunda, savunma sanayisine özel krediler konusunda çok fazla çalışma olduğunu belirterek, “Bunların bir kısmı hayata geçti ama bir kısmı da hayata geçecek çalışmalar var. Bunlarla ilgili SAHA olarak, İstanbul Sanayi Odası olarak da bizler sanayicimizin önünü açacak bu kredilerle ilgili potansiyeli artıracak çalışmalara destek vermeye gayret gösteriyoruz.” diye konuştu.
Savunma sanayisinde yerlilik oranının hatırlatılması ve yüzde 100’e ulaşılması için gereken adımların sorulması üzerine de İkinci, şunları kaydetti: “Yüzde 100 gibi bir hedef aslında dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Burada mümkün olduğunca kritik teknolojileri ülkemizde üretmek ve bu kritik teknolojilerde dışarıya bağımlılığı ortadan kaldırmak temel hedef. Onun için yüzde 80’in üzerinde bir yerli katkı gayet güzel bir nokta ama bunu yüzde 90’ın üzerine çekmeye ancak yerlileştirme faaliyetleriyle devam ediyoruz ama yüzde 100 yerli bir sanayiyi hedeflemekten ziyade sanayiyi büyütmek, üretimi artırmak ve burada kritik teknolojiler konusunda kesinlikle yurt dışındaki farklı ülkelere bağımlılığı ortadan kaldıracak olan adımları atmamız gerekiyor. Bunu da ancak işte teknoloji geliştirmeyle ve özellikle de AR-GE’ye yatırımla ve bizim kendi sanayicilerimize yatırımla gerçekleştireceğiz diye düşünüyoruz.”