Yılın bir diğer çarpıcı keşfi ise yıldızlarına o kadar yakın dönen "kuyruklu gezegenler" oldu. Pegasus takımyıldızında bulunan bir gezegen, yıldızının aşırı ısısı nedeniyle adeta eriyerek arkasında 9 milyon kilometrelik devasa bir toz kuyruğu bırakıyor. Her dönüşünde bir "Everest Dağı" kadar kütle kaybeden bu gezegen, bilim insanlarına bir dünyanın iç yapısını incelemek için nadir bir fırsat sunuyor. Aynı zamanda, James Webb Teleskobu’nun hiçbir atmosferi olmaması gereken kavurucu bir lav gezegeninde (TOI-561b) beklenmedik bir atmosfer tabakası saptaması, 2025'in en büyük sürprizlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Yıl kapanırken, Şili ve Arizona’daki teleskoplar henüz oluşum aşamasındaki bir dev gezegeni, toz ve gaz bulutlarını yararak kendi yolunu açarken ilk kez doğrudan görüntüledi. Bu büyüleyici manzara, bir gezegenin doğum sancılarına tanıklık etmemizi sağladı. Öte yandan, 145 ışık yılı uzaktaki ölü bir yıldızın, etrafındaki gezegen kalıntılarını parçalayarak yutması, kendi güneş sistemimizin uzak geleceğine dair karanlık ama bir o kadar da öğretici bir ayna tuttu. 2025 yılı, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna henüz kesin bir yanıt vermese de aradığımız cevapların sandığımızdan çok daha yakın ve çok daha tuhaf olabileceğini kanıtladı.