AKİT MENÜ

Gündem

Somaliland kararı Afrika Boynuzu’nu ateşe atıyor: İsrail’in Somaliland hamlesi Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu hedefliyor

SEBAHATTİN AYAN/İSTANBUL Gazze’de işlediği soykırımın ardından uluslararası alanda giderek tecrit edilen terörist İsrail, yeni diplomatik kapılar aralama ve “en büyük düşman” ilan ettiği Türkiye’yi hedef alma amacıyla skandal bir karara imza attı.

2

SEBAHATTİN AYAN/İSTANBUL Gazze’de işlediği soykırımın ardından uluslararası alanda giderek tecrit edilen terörist İsrail, yeni diplomatik kapılar aralama ve “en büyük düşman” ilan ettiği Türkiye’yi hedef alma amacıyla skandal bir karara imza attı.

3

İsrail yönetimi, Somali’nin toprak bütünlüğünü hiçe sayarak, ayrılıkçı grupların 1991 yılında ilan ettiği sözde “Somaliland” yapılanmasını tanıdığını açıkladı. Diğer yandan haydut devlet İsrail’in Somaliland’i dün “bağımsız devlet” olarak tanıma kararından hemen sonra Türkiye başta olmak üzere Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ile uluslararası örgütlerden art arda tepki geldi. İsrail yönetiminin, Somali’nin toprak bütünlüğünü hiçe sayarak ayrılıkçı grupların 1991 yılında ilan ettiği sözde “Somaliland” yapılanmasını tanıdığını açıklamasının ardından Doç. Dr. Murat Yiğit, gazetemize özel değerlendirmelerde bulundu. Yiğit, söz konusu kararın yalnızca Somali’yi değil, Afrika Boynuzu’ndan Kızıldeniz’e uzanan geniş bir coğrafyayı doğrudan etkileyecek ciddi jeopolitik sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.

4

Somaliland’ın Afrika Boynuzu olarak adlandırılan coğrafyanın tam merkezinde yer aldığına dikkat çeken Yiğit, bölgenin Babül Mendep Boğazı, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nı kapsayan son derece kritik bir hat üzerinde konumlandığını vurguladı. Bu hattın bir yandan Akdeniz’e, diğer yandan Hint-Pasifik bölgesine uzandığını belirten Yiğit, “Bir diğer kritik unsur ise Babül Mendep Boğazı. Boğazın bir tarafında Yemen, diğer tarafında ise Cibuti ve Somali bulunuyor.

5

Bu bölge aynı zamanda Aden Körfezi olarak da biliniyor. Burada Suudi Arabistan, Türkiye, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi “orta güç” olarak tanımlanan aktörler arasında ciddi bir rekabet söz konusu. Türkiye’nin uzun yıllardır Somali’de yatırımları bulunuyor, Sudan’la güçlü ilişkileri var ve bölge ülkeleriyle genel olarak iyi bir diplomatik zemine sahip. Türkiye’nin izlediği çok boyutlu politika sayesinde taraflar 2024 Aralık ayında aynı masaya oturtulabildi. Güvenlik politikaları, ticaret hacmi, ekonomik ve siyasi faaliyetler ile diplomatik temsilin birleşmesi sonucu Türkiye bölgede önemli bir nüfuz alanı oluşturdu. Bu nüfuz, arabuluculuk faaliyetlerinde de Türkiye’ye ciddi bir avantaj sağlıyor” dedi.

6

Türkiye’nin uzun yıllardır Somali’de ciddi yatırımları bulunduğunu, Sudan’la güçlü ilişkiler geliştirdiğini ve bölge ülkeleriyle genel olarak sağlam bir diplomatik zemine sahip olduğunu belirten Yiğit, “Türkiye’nin uzun yıllardır Somali’de yatırımları bulunuyor, Sudan’la güçlü ilişkileri var ve bölge ülkeleriyle genel olarak iyi bir diplomatik zemine sahip. Türkiye’nin izlediği çok boyutlu politika sayesinde taraflar 2024 Aralık ayında aynı masaya oturtulabildi. Güvenlik politikaları, ticaret hacmi, ekonomik ve siyasi faaliyetler ile diplomatik temsilin birleşmesi sonucu Türkiye bölgede önemli bir nüfuz alanı oluşturdu. Bu nüfuz, arabuluculuk faaliyetlerinde de Türkiye’ye ciddi bir avantaj sağlıyor. Ancak Türkiye’nin son dönemde bölgede attığı adımları yakından izleyen İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri koalisyonu da harekete geçmiş durumda. Yemen’in güneyindeki Sokotra Adası’nda bir istihbarat üssü kurdukları uzun süredir konuşuluyor. Ayrıca İsrail’in Sudan’da da Birleşik Arap Emirlikleri ile ortak hareket ettiği, Sudan iç savaşına bu çerçevede müdahil oldukları yönünde güçlü iddialar bulunuyor. Bu gelişmeler, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkeler açısından Birleşik Arap Emirlikleri–İsrail koalisyonunun kendi aleyhlerine faaliyet yürüttüğü yönünde ciddi bir algı oluşturuyor. Suudi Arabistan’ın Somaliland konusunda atılan adımlara sert tepki göstermesi de tesadüf değil. Riyad yönetimi, İsrail’in Yemen ve çevresinde artık bir çizgiyi aştığını düşünüyor” ifadelerini kullandı.

7

İsrail açısından bölgenin son derece stratejik olduğuna dikkat çeken Yiğit, “Kızıldeniz’in güvenliğini sağlama hedefi bunun başında geliyor. Bunun yanı sıra Somaliland’daki petrol kaynaklarını kullanma arzusu var. Ancak bu petroller uluslararası hukuki engeller nedeniyle dünya pazarına açılamıyor. Somali’nin itirazları nedeniyle büyük şirketler bölgede faaliyet gösteremiyor. İsrail ise bu petrolü çıkarmayı, Kızıldeniz’de güvenliğini artırmayı ve bölgedeki nüfuzunu genişletmeyi hedefliyor. Aynı zamanda başta Türkiye olmak üzere diğer etkili aktörleri dengelemeye çalışıyor” açıklamasını yaptı.

8

Yiğit, İsrail’in Somaliland üzerinden Türkiye’yi dengelemeye çalıştığını, Etiyopya’da Mısır’ın etki alanını daraltmaya yönelik adımlar attığını ve Sudan’da BAE ile birlikte iç savaşa müdahil olmasının Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye’yi ciddi biçimde rahatsız ettiğini ifade etti. Bu sürecin söz konusu üç ülkeyi daha yakın iş birliğine zorlayabileceğini belirten Yiğit, önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye’nin bölgede daha koordineli hareket edebileceğini söyledi. Öte yandan İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de sürdürdüğü saldırıların da bu denklemde önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Yiğit, Netanyahu’nun Gazzeli Müslümanları Mısır’a sürme teklifinin reddedildiğini, çöl bölgelerine yönlendirme girişimlerinin de kabul görmediğini hatırlattı.

9

Filistinlilerin Siyonist İsrail tarafından Somaliland’a sürülmesi yönünde iddiaların gündeme gelmesini ise “son derece tehlikeli” olarak nitelendiren Doç. Dr. Murat Yiğit, “Bu kapsamda iki senaryonun tartışılıyor. Birincisi Filistinlilerin Güney Sudan’a taşınması, ikincisi ise Somaliland seçeneği. Somaliland’ın tanınmasıyla birlikte ikinci seçenek daha fazla konuşulmaya başlandı. İsrail açısından Somaliland’a tahliye, Güney Sudan’a kıyasla çok daha kolay bir seçenek olarak görülüyor. Somaliland yönetiminin tanınma karşılığında bu tür bir plana razı olabileceği yönünde güçlü bir kanaat de var. Ancak Gazze’yi iki yıla yakın süredir tüm yıkıma ve saldırılara rağmen tam anlamıyla kontrol altına alamamış bir İsrail’in, Gazze nüfusunu topluca başka bir bölgeye tahliye edebilme kapasitesine sahip olduğunu düşünmüyorum. Üstelik mevcut ateşkes ortamında böyle bir girişimin İsrail açısından ciddi diplomatik ve siyasi sonuçlar doğuracağı açık” dedi.

10

Son olarak Türkiye’nin Somali’de askeri deniz üssü kurma planına değinen Yiğit, “Bu proje bir süre önce rafa kaldırılmıştı. İsrail’in Somaliland’ı tanımasıyla birlikte bu planın sekteye uğrayıp uğramayacağı sorusu gündeme geliyor. Ben Türkiye’nin bölgede İsrail’i dengeleyecek yeni adımlar atacağını düşünüyorum. Türkiye yalnızca Mısır ve Suudi Arabistan’la değil, Cibuti veya Umman gibi ülkelerle de askeri iş birlikleri ve üs anlaşmaları gündeme getirebilir. Bu tür adımlar, İsrail’i sınırlamak ve dengelemek açısından Türkiye’ye önemli manevra alanları sağlayacaktır. Türkiye’nin bu süreçte nüfuz alanını genişletecek yeni hamleler yapacağı kanaatindeyim. Bu bağlamda Cibuti’nin ön plana çıkan pilot ülkelerden biri olması kuvvetle muhtemel görünüyor” şeklinde konuştu.