ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) yayımladığı son yıllık rapora göre, Washington açısından doğrudan bir güvenlik tehdidine dikkat çekildi. O ülkenin artan gücüne dikkat çekildi.

ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) yayımladığı son yıllık rapora göre, Washington açısından doğrudan bir güvenlik tehdidine dikkat çekildi. O ülkenin artan gücüne dikkat çekildi.

ABD Savunma Bakanlığı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na ilişkin son değerlendirmesinde, Çin’in son yıllardaki askeri yığılmasını “tarihi ölçekte” olarak nitelendirdi. Raporda, Pekin yönetiminin hem konvansiyonel hem de nükleer kapasitesini eş zamanlı olarak büyüttüğü vurgulandı.

Pentagon’a göre Çin, mevcut üç uçak gemisine ek olarak 2035 yılına kadar altı yeni uçak gemisi daha inşa etmeyi planlıyor. Böylece Çin donanmasının uçak gemisi sayısı dokuza ulaşacak. Bu rakam, ABD’nin envanterindeki 11 uçak gemisinin hemen gerisinde yer alıyor.

Raporda, Çin’in nükleer savaş başlığı stokuna da geniş yer verildi. 2024 yılı sonu itibarıyla Çin’in nükleer başlık sayısının 600’ün altında kaldığı belirtilirken, üretim hızının önceki yıllara kıyasla görece yavaşladığı ifade edildi. Ancak Pentagon, bu durumun geçici olduğuna dikkat çekti.

Değerlendirmeye göre Pekin, 2030 yılına kadar 1.000’in üzerinde nükleer savaş başlığına ulaşma yolunda ilerliyor. Çin ayrıca, olası bir nükleer saldırıyı erken aşamada tespit edip, karşı tarafın başlıkları patlamadan önce misilleme yapmayı mümkün kılan “erken uyarı karşı saldırı” yeteneklerini de geliştiriyor.

Raporda, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in bu askeri dönüşümü, 2049 yılına kadar “dünya standartlarında bir ordu” kurmayı hedefleyen “Çin rüyası” vizyonunun temel unsuru olarak gördüğü belirtildi. Pentagon’a göre bu vizyon, özünde ABD’nin küresel askeri ve siyasi üstünlüğüne meydan okumayı amaçlıyor.

Pentagon raporunda, Çin’in resmi savunma bütçesinin 2023’ten 2024’e enflasyona göre düzeltilmiş olarak yüzde 5,2 arttığı kaydedildi. Bununla birlikte ABD’li yetkililer, Çin’in açıkladığı rakamların gerçek askeri harcamaların tamamını yansıtmadığı konusunda “geniş bir görüş birliği” bulunduğunu vurguladı.

Raporda, Çin’in Rusya ile askeri ve stratejik iş birliğini derinleştirdiği de ifade edildi. Pentagon’a göre bu ortaklık, “ABD’ye karşı koyma konusunda paylaşılan çıkarlar” tarafından yönlendiriliyor. Ancak değerlendirmede, iki ülke arasındaki ilişkinin karşılıklı güvensizlik nedeniyle sınırlı kaldığına da dikkat çekildi.

Xi Jinping’in, silahlı kuvvetlere 2027 yılına kadar Tayvan’ı ele geçirmeye hazır olma talimatı verdiği hatırlatılan raporda, Çin’in Ukrayna’daki savaş sürecinde Rusya’nın yaşadığı askeri ve lojistik sorunlardan önemli dersler çıkardığı belirtildi. Bu dersler arasında operasyonel planlama, silah modernizasyonu ve uzun süreli yıpratma savaşlarından kaçınma stratejileri öne çıkıyor.

Pentagon’un sert uyarıları, Washington ile Pekin arasında diplomatik temasların yeniden canlandığı bir dönemde geldi. ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ay Çin lideri Xi Jinping’in Nisan ayında Çin’e yaptığı daveti kabul ettiğini ve Xi’yi gelecek yılın sonlarında ABD’ye devlet ziyareti için ağırlamayı planladığını açıklamıştı.

Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, “Çin ile ilişkilerimiz son derece güçlü. Artık büyük resme odaklanabiliriz” ifadelerini kullanmış, iki liderin sık ve doğrudan iletişim konusunda mutabık kaldığını vurgulamıştı.

Pentagon raporu ise bu diplomatik mesajlara rağmen, Çin’in askeri kapasitesindeki hızlı artışın ABD’nin uzun vadeli güvenliği açısından ciddi bir meydan okuma olmaya devam ettiğini açık şekilde ortaya koyuyor. Haber Kaynağı: Defense News