Uyku tedavisinin en az 4-6 hafta, en fazla ise 6 ay sürebildiğini anlatan Uçar, şöyle devam etti:
"Uyku eğitiminin verilmesi, uyku saatlerinin düzenlenmesi ve kişilerde daha erken uykuya dalmak için ortamın düzenlenmesi lazım. Aynı saatte yatıp aynı saatte uyanmalarını öneriyoruz. Saat en geç 23.00'te uyumalarını, sabah da saat 07.30 ya da 08.00'de kalkmalarını öneriyoruz. Yatağa yatıp uyuyamazsak kalkıp 15 dakika içinde kitap okuması, müzik dinlemesi gibi rahatlatıcı bir aktivitede bulunarak tekrar yatağa girmeleri tavsiyelerimiz arasında. 21.00'den sonra televizyon, telefon gibi, mavi ışığa maruz kalmaması, evdeki ışıkların da mümkünse gün ışığına çevrilmesi ve ışık düzeyinin azaltılması gerekiyor ayrıca uyku sorunu çekenlerin gündüzleri vakit geçirmesi gerekiyor. Sabah güneşi uyku sorunu yaşayan gençler için önemli. Güneş, tek başına ilaç. Sabah saat 11.00'e kadar bir yarım saat bile güneş görseler akşam saat 21.00'den sonra vücudumuzdaki melatonin hormonu daha rahat salgılanabiliyor ama sabah güneşi olmayınca melatonin salgısı daha geç saatleri buluyor. Bu da uyku düzenini ve sistemini etkiliyor."
Sosyal jetlag yaşayan ve tedavi için hastaneye başvuran 20 yaşındaki Batuhan Bulut da trafik kazası geçirdikten sonra hayatının değiştiğini ve uyuyamadığını söyledi.
Son bir aydır uyku sorunu yaşadığını anlatan Bulut, "Sabahın 6'sında yatıyorum, saat 16.00'da kalkıyorum. Düzenim yok, hayatım yok. Gündüz vakti uyumuş oluyorum. Bütün gün uyuyorum. Ben de sosyal jetlag grubunun içindeyim. En çok arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim." diye konuştu.