İslam
Peygamberimize hangi ismi kim vermişti
Daha dünyaya gelmeden, isim ve sıfatlarıyla zaten biliniyordu.
İslam
Daha dünyaya gelmeden, isim ve sıfatlarıyla zaten biliniyordu.
Daha dünyaya gelmeden, isim ve sıfatlarıyla zaten biliniyordu.
Her peygamber kendi ümmetine O'ndan bahsediyordu. Hatta Hz. İsa O'nu Ahmed olarak çoktan müjdelemişti.Hatta ehl-i kitaptan bazı kimselerin böyle bir beklentiden dolayı çocuklarına “Muhammed” adını verdikleri rivayet edilmektedir.
Mesela Benî Temîm kabilesinden Süfyân İbn Mücaşi',Şam'a gidip bir rahibin evine misafir olmuştu.
Süfyân, kendisinin Mudarlardan olduğunu söyleyince, rahip: “Araplar içinde bir peygamber gönderilecek, kendisine Muhammed denilecektir!” dedi. Bunun üzerine, Süfyân, doğan oğluna Muhammed ismini verdi.
Peygamber Efendimizin annesi Âmine Hatun da rüyasında doğuracağı çocuğa “Muhammed” adını koyması konusunda uyarılmış ve şöyle denmişti: “Sen insanların en hayırlısına ve bu ümmetin Efendisi'ne hamilesin. Onu dünyaya getirdiğinde: “Bütün hasetçilerin şerrinden koruması için tek olan Allah'a sığınırım” de ve onun adını Ahmed veya Muhammed koy!”
Âmine Hatun, Kâinatın Efendisi'ni dünyaya getirince gördüğü şeyleri kayınpederi Abdülmuttalib'e anlattı.O da Peygamberimizin (s.a.) doğumunun yedinci günü kucağına alarak Kâbe'ye götürdü.Yüce Yaratıcı'ya teşekkür etti. Bundan dolayı develer, davarlar kestirerek Mekke halkına üç kez yemek yedirdi.Ayrıca Mekke'nin her mahallesinde develer kesilerek bırakıldı. Onlardan insanların, kurtların, kuşların yararlanmalarına engel olunmadı.
Kureyşliler, bu ziyafetten sonra: “Ey Abdülmuttalib! Doğumu sebebiyle bize ikramda bulunduğun bu oğluna ne isim taktın?” diye sorunca Abdülmuttalib: “Muhammed ismini taktım!” dedi. Kureyşliler: “Ne için, aile halkının, atalarının isimlerinden birini takmadın da, Muhammed ismini verdin?” deyince o: “Gökte Allah'ın, yerde de halkın onu övmelerini istedim!” şeklinde cevap verdi.
Görüldüğü gibi Resûlullah'ın (s.a.) adı insanlar tarafından değil, annesine rüyada ilham edilmesinden konulmuştur.
Peygamberimizin isimleri ve künyeleri nelerdir? Peygambermizin (s.a.) değişik isimleri vardır. Bunlardan Muhammed ism-i şerifleri Kur'ân-ı Kerim'de (Âl-i İmran, 3/144; Ahzâb, 33/40; Muhammed, 47/2; Fetih, 48/29) ayetlerinde zikredilmektedir.Ayrıca Kur'ân-ı Kerim'in 47. sûresi Peygamberimizin bu mübarek ismini taşımaktadır.
Bu isimlerden bazıları geçmiş kitaplarda da zikredilmektedir. Mesela Hz. İsa'nın (alâ nebiyyinâ ve aleyhi's-selâm) O'nu “Ahmed” olarak müjdelediğini Kur'ân haber vermiştir. (Sâf, 61/6)
Muhammed, övülmeye layık olan, herkes tarafından övülen demektir. Ahmed ise, Allah'a en fazla teşekkür eden, hamd eden demektir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) en çok Muhammed ismi ile anılmış, Muhammed ismini kullanmıştır.
Bunların yanında bir de Resûlullah (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) Hz. Hadîce Validemiz'den doğan ilk çocuğu “Kâsım”dan dolayı, “Ebu'l-Kâsım” künyesiyle anılıyordu.
Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz “Benim beş tane ismim vardır: Ben Muhammed'im! Ben Ahmed'im! Ben Mâhî'yim ki, Yüce Allah, küfrü benimle yok edecektir! Ben Hâşir'im ki, insanlar, Kıyamet günü beni takip ederek haşr olunacaklardır! Ben Âkıb'ım ki, benden sonra peygamber yoktur!” (Buhârî, Menakıb 17) buyurmuştur.
Allah Resûlü'nün (s.a.) isimleri bu sayılanlardan ibaret olmayıp bunların sayısının çok fazla olduğunu söyleyen İslâm bilginleri de vardır.
Bunlara göre Kur'ân-ı Kerim'de Peygamberimizin (s.a.) sıfatları olarak anılan, Resûl, Nebi, Şâhid, Mübeşşir, Beşîr, Münzir, Sirâcu'n-Nûr, Müddessir, Müzzemmil, Hâtemü'n-Nebiyyîn gibi isimler de aslında O'nun birer ismidir.Yüce Allah aynı zamanda şerefli elçisini kendine ait iki isim olan “Raûf” ve “Rahîm” isimleriyle de şereflendirmiş ve Resûlullah'ın (s.a.) nezdindeki değerine işaret etmiştir (Tevbe, 9/128).