AKİT MENÜ

Gündem

Tarımda tarihi karar: Zehir taciri Monsanto'ya (Bayer) Türkiye'den büyük şok!

Ankara 18. İdare Mahkemesi tarihi bir karara imza attı. Dünya zehir devi Monsanto/Bayer'in ürettiği “glifosat” etken maddeli RounDup adlı zehri yasaklanabilir.

2020-10-09 17:48:49
1

Ankara 18. İdare Mahkemesi tarihi bir karara imza attı. Dünya zehir devi Monsanto/Bayer'in ürettiği “glifosat” etken maddeli RounDup adlı zehri yasaklanabilir.

2

Türk mahkemesi zehir taciri Monsanto için önemli bir karar verdi. İzmirli Avukat Senih Özay’ın Tarım ve Orman Bakanlığına karşı açtığı davada kritik bir karar çıktı. Ankara 18. İdare Mahkemesi, dünya devi Monsanto firmasının ürettiği “glifosat” isimli kimyasal maddenin tarım ilacı olarak kullanmasının yasaklanması başvurusunun reddedilmesi kararını iptal etti.

3

Mahkeme kararında şu ifadeler yer verildi: “Mevzuat gereğince oluşturulması gereken komisyonlarda risk değerlendirmesi yapılmadığı gibi tarım ilaçlarının kullanımına izin verilmesinde yeterli inceleme ve araştırma yapıldığı yönünde laboratuvar değerlendirmelerinin bulunmadığı görüldüğünden, bu yönüyle eksik incelemeyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

4

Yaygın şekilde ve kontrolsüz biçimde kullanılan tarım ilaçlarının insan sağlığına verdiği zararlar her geçen gün artıyor. İzmirli Avukat Senih Özay, tarım ilacının yasaklanması için açtığı davada karar verildi. Özay, bu konuda dünya devi Monsatta firmasına karşı büyük bir hukuk zaferi kazandı.

5

Özay’ın Ankara 18. İdare Mahkemesi’nde Tarım ve Orman Bakanlığına karşı açtığı dava sonuçlandı. Davada, Monsanto firmasının ürettiği “glifosat” isimli kimyasal maddenin tarım ilacı olarak kullanmasının yasaklanması başvurusunun reddedilmesi kararını iptal etti.

6

RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ YAPILMAMIŞ - Mankeme kararında şu ifadelerde bulundu: "mevzuatın incelenmesinden, çevre ve insan sağlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınmasının devletin ödevleri arasında yer aldığı, zararlı organizmalar ile mücadelede kullanılacak faydalı organizmaları üretenlerin, ithalatını yapanların, piyasaya arz edenlerin ve kullananların Bakanlıkça belirlenen esaslara uymak zorunda olduğu, bitki koruma ürünleri, ziraat mühendisleri, kimya mühendisleri veya kimyagerlerin sorumluluğunda üretildiği ve bu ürünlerin kalite kontrolünün, Bakanlık tarafından uygun görülen laboratuvarlarda yapılacağı, kullanılmasına izin verilecek ürünler hakkında, kurulacak komisyonlardan, bağımsız, tarafsız, şeffaf ve bilimsel esaslara göre risk değerlendirmesi yapılması gerektiği, risk değerlendirmesinin tavsiye niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. "

7

"Bu durumda; alınan kurum görüşlerinden, dünyada kullanımına izin verilen glifosat içerikli tarım ilaçlarının kimi ülkelerde riskli bulunarak yasaklandığı, ancak zararları konusunda bilimsel olarak net bir çalışmanın bulunmadığı görülmekte ise de; idare tarafından, glifosat içerikli tarım ilaçlarının Avrupa Birliği müktesebatı esas alınmak suretiyle kullanımına izin verildiği, mevzuat gereğince oluşturulması gereken komisyonlarda risk değerlendirmesi yapılmadığı gibi tarım ilaçlarının kullanımına izin verilmesinde yeterli inceleme ve araştırma yapıldığı yönünde laboratuvar değerlendirmelerinin bulunmadığı görüldüğünden, bu yönüyle eksik incelemeyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline oybirliğiyle karar verildi”

8

HERKES, SAĞLIKLI VE DENGELİ BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKINA SAHİPTİR - Mahkeme kararında ayrıca şu önemli tespitler de yer aldı: “Dava; glifosat isimli kanserojen madde barındırdığı iddia olunan ilaçların lisanslarının ve ruhsatlarının iptal edilmesi, piyasadan toplatılması glifosat isimli kimyasal maddenin tarım ilaçlarının üretiminde kullanılmasının yasaklanması talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır."

9

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı 56.maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir."

10

"Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.”

11

MONSANTO NEDİR? - Ziraat Mühendisleri Odası ve GDO'ya Hayır Platformu tarafından Monsanto şirketi şöyle tanımlanmaktadır: Dünya üzerinde canlı yaşamını ya da ekolojiyi tehdit eden ya da yıkıma uğratan ne kadar tehlikeli ve ölümcül unsur varsa, bunların büyük kısmından tarım, ilaç ve tohum tekelleri sorumludur. Bunlardan biri de Monsanto‘dur.

12

Amerikan menşeli çok uluslu bir şirket olan Monsanto 1901 yılında kurulmuştur. İlk ticari faaliyeti, 1903`de Coca Cola için üretilen yapay tatlandırıcı olan Sakarin ile başlamıştır. Sakarin sağlık örgütleri tarafından kanserojen bir madde olarak nitelendirilmektedir.

13

1920`lerin başlarında Monsanto, Poliklorlanmış bifeniller (PCB)`in üretimine başlamıştır. Bundan 50 yıl sonra canlı sağlığına aşırı zararı saptanmış olan bu kimyasal ABD`de 1979`da yasaklanmıştır.

14

ABD`deki PCB üretimini durduran Monsanto diğer ülkelerde bunların üretimine ve dünyayı zehirlemeye devam etmiştir. Ne zamana kadar? Kalıcı Organik Kirleticilerin tamamen yasaklandığı 2001`deki Stockholm Sözleşmesine kadar.

15

Günümüzde halen bazı insanların kan tahlillerinde kansere neden olan bu bileşiğin kalıntılarına rastlanabilmektedir. Monsanto, 1941`de, gıda ürünlerinin de ambalajı olarak kullanılan sentetik polistiren (polystyrene) üretimine başlamıştır. Günümüzde strafor olarak adlandırılan maddelerin atıkları Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından 1980`de yayınlanan en zararlı atıklar listesinde yer almaktadır.

16

1943-45 yılları arasında ise Monsanto merkezi araştırma departmanı, radyoaktif plutonyum saflaştırma, üretim ve nükleer silah yapım projesi olan Manhattan Projesinde yer almıştır. Yani dünyada üretilen ve kullanılan atom bombasının yapımında da katkı sahibidir.

17

1944`de "İnsanlar ve hayvanlar için çok güvenilir" diye reklamları yapılan DDT`nin ilk üreticisi Monsanto`dur. Sıtmayı önlemek için çıkartılan bu zehir, dünyanın hemen hemen her yerinde tarımda böcek öldürücüsü olarak yıllarca kullanılmıştır. Daha sonra çevre ve canlı sağlığına verdiği zarar nedeniyle 1972`de yasaklanmıştır.

18

İnsan ve hayvanların yağ dokularında biriken ve kansere neden olan DDT‘nin kalıntılarına bugün bile insan ve hayvan kanlarında rastlamak mümkündür. 1945`te Monsanto, tarım ilacı olarak geliştirdiği 2,4,5-T isimli ot öldürücünün Dioxin maddesini üretmiştir. Dioksin; kalp, karaciğer hastalıkları, üreme ve gelişme bozukluklarına yol açan çok toksik bir kimyasal maddedir

19

Dünyayı zehirleyen Monsanto'nun bu ürününü de tehlikeli bulunmuştur. Çok küçük miktarlarda bile çevre ve vücutta biriken dioksin, 1997`de Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olarak sınıflandırılmıştır.

20

Monsanto 1955`de ilk petrol bazlı gübreyi üretmiştir. 1960`larda başlayan Yeşil Devrim`in önemli girdilerinden olan bu kimyasal gübreler, günümüzde hala tartışma konusu olan toprak mikroorganizmalarının yok edilişi ve toprağın bir anlamda sterilize olmasında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasında önemli rol oynamaktadırlar.

21

1960`ların başında Monsanto, Vietnam savaşında ormanların yok edilmesi için Amerikan ordusu tarafından kullanılan Agent Orange denilen zehirin 2 üreticisinden biri olmuştur. 1965`te başlayıp 1973`te biten savaşta ABD 75 bin tonun üzerinde Agent Orange kullanmıştır. Ekolojik tahribatın büyüklüğünün yanı sıra bu zehir nedeniyle 400.000 kişinin öldüğü, yarım milyon çocuğun sakat doğduğu açıklanmıştır.

22

1970`lerin başında Monsanto‘nun Tarım Kimyasalları Bölümü, ot öldürücüler üzerine odaklanarak Glifosat etkin maddeli RoundUp isimli tarım ilacını geliştirmişlerdir. Toprağı, yer altı ve yerüstü sularını hatta havayı zehirleyen bu kimyasalın insan ve hayvanlarda kanser başta olmak üzere, kısırlık ve ölümlü erken doğumlara neden olduğu saptanmıştır. RoundUp Ready, yani ot öldürücülere direnç kazandırılmış GDO‘lu tarım ürünleri arttıkça bu kimyasalın kullanımı da katlanarak artmıştır.

23

Normal şekerden 200 kat daha tatlı ve kalorisi yüksek olan yapay tatlandırıcı Aspartam 1965`te keşfedilmiş, fakat bunu üreten şirket Aspartamın canlı sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri savıyla yaygın kullanımını sağlayamamıştır. Çeşitli oyunlar ile ancak 1983`te onay alan ürüne 1985`te Monsanto sahip olur ve NutraSweet şirketi ve ticari ismiyle şekerli tüm ürünlerde kullanılmaya başlanır.

24

Aspartamın insan vücuduna girince hem bir kanserojene, hem sinir sistemi üzerinde zararlı etkileri olan bir zehire, hem de sinir hücrelerini öldüren toksik maddeye dönüştüğü yönünde bilimsel araştırma sonuçları vardır. Monsanto, 2000 yılında NutraSweet şirketini satmıştır.

25

Sığır büyüme hormonu olarak adlandırılan rBGH hormonu yine Monsanto tarafından geliştirilmiş bir biyoteknoloji ürünüdür. Sığırlarda süt verimini arttırmak için üretilen bu yapay hormonun onayı, 1993`te 30 fare ile 90 günlük bir araştırmanın sonucuna göre alınmıştır.

26

Posilac ticari ismiyle satılan bu hormonun potansiyel bir kanser zararlısı olduğu, 1998`de bazı bilim insanlarınca kanıtlanmıştır. Posilac hayvanların sağlığını bozduğu gibi, elde edilen süt de insanlarda meme, ilik ve prostat kanserine yol açabildiği için Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa Birliği de dahil olmak üzere 27 ülkede yasaklanmıştır. Monsanto, Posilac`ı 2008 yılında başka bir şirkete satmıştır.

27

Kirletici ve zehirli ürünlerini "Güvenilir ürünler" iddiası ile pazarlayan Monsanto, bu kez de 1996`da tarımsal biyoteknoloji ile yarattığı GDO`lu soya ve pamuğunu dünyaya tanıtmıştır. Bu ürünleri GDO‘lu mısır ve kanola takip etmiştir. Her zaman söylediği gibi bu ürünler de yine "güvenilir" ve "GDO‘suz ürünler ile aynı besin değerlerine sahip sağlıklı ürünlerdir; hem ekoloji hem de sağlık açısından yıkım yaratan tarım kimyasallarının kullanımını azaltacaklardır".

28

Yaklaşık 110 yıldır ürettiği ürünler için söylediği gerçek dışı beyanlarını bu sefer de GDO‘lu ürünler için tekrarlamaktadır. GDOlu ürünler nedeniyle bugün tarım kimyasalı, özellikle de herbisit (ot öldürücü) kullanımı azalmamış, denilenin aksine katlanarak artmıştır. Toprak, yer altı ve yer üstü suları, hava, insan, hayvan ve böcekler bu tarım kimyasalları ile kirlenmekte, zehirlenmektedir.

29

Bağımsız kurumlar ve üniversiteler tarafından yapılan bilimsel araştırmalar, GDO‘lu ürünlerin canlılar için ölümcül riskler taşıdığını ispat etmiştir. Tarım ilacı pazarı 2011 yılında % 15 oranında artış göstererek 44 milyar dolara ulaşmıştır. Monsanto yaklaşık 3,2 milyar dolarlık cirosu ile pazarın %7,4`üne hakimdir. Pazarın %95`ini elinde tutan 10 çokuluslu şirket içerisinde Monsanto, dünya sıralamasında 5. sırada gelmektedir.

30

Küresel tohum pazarında ise Monsanto tartışmasız lider pozisyonundadır. Çokuluslu 10 şirket yaklaşık 26 milyar dolarlık ciro ile küresel tohum pazarının %75`ine hakimdir. Yaklaşık 35 milyar dolar ciroya ulaşan küresel tohum pazarında Monsanto 9 milyar dolarlık cirosu ile küresel tohum pazarın % 26`sını elinde tutmaktadır. Aynı zamanda Monsanto, dünyada GDO‘lu tohum pazarının da yaklaşık % 90‘ına hükmetmektedir.

31

Monsanto ürünlerinin canlı sağlığı üzerine yaşamsal risklerinin, patentler ve biyolojik çeşitlilik de dahil olmak üzere her türlü ekolojik tehdidin dünya genelinde tartışıldığı günümüzde, dünya halkları Monsanto‘ya karşı bir mücadele başlatmışlardır.