Türkiye’nin SİHA alanındaki ihracat başarıları, özellikle ABD ve İsrail’in silahlı insansız hava aracı ihracat politikalarını sorgulamalarına neden oldu. ABD, istisnai birkaç durum hariç olmak üzere; şu ana kadar MQ-1 Predator ve MQ-9 Reaper gibi SİHA’ları, yalnızca arasının çok iyi olduğu Fransa, İngiltere ve İtalya gibi stratejik müttefiklerine çok yüksek fiyatlarla ihraç etti.
İsrail ise ABD’den çok daha fazla ülkeye insansız hava aracı ihracat gerçekleştirdi. Ancak bilindiği kadarıyla bunların tamamı silahsız statüdeler ve yalnızca keşif ve gözetleme görevlerini yerine getirebiliyorlar.
Çin’in ise “Ben SİHA istiyorum” diyen hemen hemen herkese bu platformları ihraç ettiğini söylemek mümkün. Ancak Çin’den tedarik ettiği SİHA’larda büyük kalite sorunları yaşayan ülkeler, bu platformları etkin bir şekilde kullanamadılar. Hatta Endonezya gibi Çin SİHA’sı tedarik eden ülkeler, daha sonra Türkiye’den SİHA tedarikinde bulundular. Ayrıca Çin’den savunma tedariki gerçekleştiren ülkeler, ABD’nin yaptırımlarının veyahut yaptırım tehditlerinin de hedefi oldular.
Özetle, Türkiye’nin pazara girişinden önce; Fransa, İngiltere, İtalya ve Hollanda gibi ABD’nin ‘seçkin müttefiki’ olan ülkeler, yüksek maliyetlerle de olsa ABD’den silahlı insansız hava aracı tedarik edebildiler. Geriye kalan ülkeler ise İsrail’den muharip kabiliyeti bulunmayan İHA’lar ile kalite sorunlarıyla boğuşan Çin SİHA’larını tedarik etmenin arasında kaldılar.