Türkiye'de Karadedeler olayı olarak bilinen bir hadise uzun yıllardır konuşulmaya devam ediliyor. İşte o köyde yaşanan paranormal olaylar ve meydana gelen ölümler...

Türkiye'de Karadedeler olayı olarak bilinen bir hadise uzun yıllardır konuşulmaya devam ediliyor. İşte o köyde yaşanan paranormal olaylar ve meydana gelen ölümler...

1988-1989 yılları arasında Kırklareli’nin Davutlu köyünde geçtiği iddia edilen olayda köylüler, bazı insanların hayatlarını dahi kaybetmelerine neden olduğu söylenilen paranormal olayların yaşandığını anlatıyor.

Rivayete göre köye inen sisin ardından insanlar, sisin içerisinde cin benzeri varlıklar görmeye başlıyor.

Gördükleri varlıklara Karadedeler adını veren köylüler, bir süre sonra açıklanamayan bazı olaylar yaşamaya başlıyor.

Kimse neler olduğunu tam olarak anlayamasa da olay, bazı gazetelerde yayınlanıp duyulunca bir gazeteci olayı araştırmak isteyerek yola çıkıyor.

Gazeteci H.B., köy meydanında dolaşıp muhtarla görüştükten sonra köylülerle röportaj yapıyor. Neredeyse tüm köylü bu varlıkları gördüğünü söyleyerek olayların gerçekten yaşandığını doğruluyor.

Herkesin ağız birliği yapmış gibi konuştuğunu fark ederek 11 gün boyunca köyde kalmaya devam eden gazeteci, bu süre zarfında köyde herhangi bir paranormal olayla karşılaşmıyor.

Bir haber çıkartamayan ve parası bitmeye başlayan gazeteci, karşılaştığı 14 yaşındaki bir çocuğa kameranın nasıl çalıştığını gösterip olağanüstü bir olay yaşanması durumunda kayıt almasını söyleyerek köyden ayrılıyor.

Geçen 3 günün sonrasında 4 sivil jandarma, gece vakti gazeteciyi kasetler ile İstanbul’daki evinden alarak L. ilçesinin jandarma komutanlığına getiriyor.

Kayda alınan sorgunun kameraya alınmasının nedeni: Gazetecinin köyde röportaj yaptığı 3 evden toplam 7 kişinin evinde kısmen parçalanarak öldürülmesi.

Evin duvarına kanla yazılmış Arapça gazeteci H.B. yazısı ise H.B’yi sorgulatan sebep oluyor. Öldürülenler arasında gazetecinin kamerayı verdiği çocuk da bulunuyor.

Yaşadıklarını detaylarıyla anlatmasının ardından masumiyeti anlaşılan gazeteci, sorgu sonrası serbest bırakılıyor. Olayın üzerinden çok geçmeden 3 Şubat 1989 tarihinde gazetecinin köy yakınındaki bir ormanda kıyafetleri, botları ve not defteri bulunsa da izine rastlanılamıyor. Gazetecinin başına ne geldiği bilinmiyor ve kendisinden bir daha haber alınamıyor.

Davutlu'da meydana gelen olaylar, köy halkı içinde daha fazla panik ve korkuya yol açmasın diye köylülere cinnet vakası olarak aktarılıyor. Cenazeler ise büyük bir gizlilikle yalnızca jandarma ve köy halkı eşliğinde defnediliyor.

İddialara göre köylülerin büyük bir çoğunluğu, köyü terk ettiği için köyde hızla nüfus azalması gerçekleşiyor. Yaşananların üzerinden yıllar geçtikten sonra gazeteciyi sorgulayan jandarma, bunalıma girerek ölüyor.

Söylenilene göre babasının ölümünün ardından gizli kasasını açan yüzbaşının kızı; 3 adet video kaseti, 1989 yılına ait gazete kupürleri ve kayıp gazeteciye ait not defterini buluyor. Paraya sıkıştığı bir dönemde yüzbaşının kızı, bu kasetleri satıyor. 2011 yılında gerçek olduğu iddia edilen bu görüntüler, derleniyor ve Karadedeler Olayı adlı film gösterime giriyor.

Filmin yayınlanmasının ardından gazetede yer alan K. ilinin L. ilçesinin D. köyü ibaresi, Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi Davutlu köyü olarak düşünülse de köy muhtarı, böyle bir olay olmadığını söylüyor. Yine de köy halkında korkuya neden olan bu durum, nüfusun hızla azalmasına yol açıyor. Olayı tanıdıklarından dinleme şansı bulduğundan söz eden birkaç kişi ise konunun ruhani varlıklarla alakası olmadığını ve altında çok başka şeyler olduğunu söylüyor.

Konuyla ilgili çeşitli teoriler var! Bazı forumlarda bunun bir istihbarat savaşı olduğu ve işin içerisinde karanlık sırlar olduğundan bahsediliyor. Olayların bilinmemesi gereken şeylerin öğrenildiği ve istemeden de olsa bazı kişiler olaya dahil olduğu için ölümle sonuçlanan bir durum olduğu teorisi de mevcut. Teoriye göre illegal işler içerisinde bulunan jandarmalar, köylülerin konuyu anlamasını istemedikleri için ve onları uzak tutmak amacıyla Karadedeler adı verilen varlıkları uydurup korkuya neden oluyor. Bir başka yorumda ise kayıtlardaki kişilerin ağzının halk tabiriyle şivesinin, Kırklareli halkının ağzıyla alakası olmadığı belirtiliyor. Ayrıca filmde yer alan bazı kişilerin ve kaybolduğu söylenilen gazetecinin ise başka yapımlarda yer aldığı da görülüyor. Bütün bunlar gazetelerin ve kasetlerin yalnızca film için hazırlanmış olabileceğini düşündürüyor. Peki, bu konuyla alakalı siz ne düşünüyorsunuz? (Onedio)