Orta Çağ'dan kalma tarihi dokusuyla Hollanda'nın kuzeyinde yer alan Giethoorn köyü, turistlerin gözdesi Venedik'i aratmıyor. Köy, içinde araba yolu bulunmaması ve masalsı yeşilliğiyle öne çıkıyor.

Orta Çağ'dan kalma tarihi dokusuyla Hollanda'nın kuzeyinde yer alan Giethoorn köyü, turistlerin gözdesi Venedik'i aratmıyor. Köy, içinde araba yolu bulunmaması ve masalsı yeşilliğiyle öne çıkıyor.

Hollanda'nın Overijssel eyaletinde yer alan Giethoorn köyü, görenleri kendine hayran bırakıyor. Dünyanın her bölgesinden turistlerin akın ettiği bu köyün en büyük özelliği araba yolunun olmaması. Köyde ulaşım için kanallar, yaya yolları, ahşap köprüler ve bisikler yolları kullanılıyor.

HOBBİT KÖYÜNÜ ANDIRIYOR Yaklaşık 2 bin 600 kişinin yaşadığı Giethoorn, 176 ahşap köprüsü, dar kanalları, tarihi evleri, yemyeşil doğası ve rengarenk çiçekleriyle adeta masalları andıran dokusuyla ve özellikle Hobbit köyünü anımsatan evleriyle biliniyor.

EN FAZLA TALEP ÇİNLİLERDEN Her yıl yaklaşık bir milyon turistin gezdiği köyü çoğunlukla Uzak Doğu, Orta Doğu ve Türkiye'den gelen turistler ziyaret ediyor, son yıllarda özellikle Çinlilerin kalıcı olarak köye yerleşmeye başladığı görülüyor.

ÇOĞUNLUKLA TEKNELER KULLANILIYOR Araba yolunun bulunmadığı ve sadece girişindeki az sayıda eve araçların gidebildiği köyde ulaşım için çoğunlukla tekneler kullanılıyor.

EN FAZLA GEÇİM KAYNAĞI TURİZMCİLİK Kuzeyden güneye sadece yaya ve aynı zamanda bisiklet yolu olan tek bir dar yoldan gidilebilen Giethoorn'da yaşayanların geçim kaynakları büyük oranda tekne işletmeciliği, otelcilik ve restoran işletmeciliği gibi turizm faaliyetlerine dayanıyor.

Çoğunlukla iki kapısı bulunan tarihi evlerde oturanlar, rutin olarak yan kapıları kullanıyor, ön kapılar ise sadece evlenirken içeriye girmek ve öldükten sonra da cenazeyi dışarıya çıkarmak için kullanılıyor.

Köyün ortasında yer alan göletteki küçük adacıkta yüzmek ve ateş yakmak isteyenler için özel bölümler bulunuyor.

SEL FELAKETİNDEN SONRA OLUŞTU 1776 ve 1885 yıllarındaki iki sel felaketinden sonra bugünkü halini alan köy, birbirine bağlanan çok sayıda kanalın etrafında kurulu evlerden oluşuyor. Çatıları sazlıklarla kaplı tarihi evlerin bulunduğu meydanı çevreleyen kanallarda elektrikli teknelerle gün boyu turistik gezintiler yapılıyor.

Çok sayıda tekne firmasının faaliyet gösterdiği köyde restoran ve kafeler de tekne kiralama hizmeti veriyor, ziyaretçiler genellikle teknelerini kendileri kullanmayı tercih ediyor.

Turist yoğunluğu sebebiyle yerel halkın özel yaşam alanı ve evlerinin sınırlarını tabela ve uyarı levhalarıyla ziyaretçilere hatırlattığı köyde bazı köprülerin özel mülkiyet olması nedeniyle ahşap kapılarla kapatıldığı görülüyor.

KÖY ADINI 'KEÇİ BOYNUZU'NDAN ALIYOR "Keçiboynuzu" anlamına gelen "Giethoorn" isminin, bölgeyi keşfeden ilk yerleşimcilerin yüzlerce keçiboynuzu bulmaları sebebiyle verildiği ifade ediliyor.

Hollandalı yönetmen Bert Haanstra tarafından yönetilen 1958 yapımı komedi filmi "Fanfare"in bazı bölümlerinin çekildiği Giethoorn köyü, filmin 2 milyona yakın kişi tarafından izlenmesiyle bugünkü ününü kazandı.

Giethoorn köyü, sekiz yıldır İstanbul'un da bulunduğu "Monopoly Dünya Şehirleri" oyununda yer alıyor.