Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin halen okyanuslarda keşfedilmeyi bekleyen onlarca adanın bulunduğu tahmin ediliyor. Dünyanın her köşesinde ayrı bir güzellik saklı... İşte, karşınızda pek çok kişinin ismini ilk kez duyacağı birbirinden güzel 9 ada...

Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin halen okyanuslarda keşfedilmeyi bekleyen onlarca adanın bulunduğu tahmin ediliyor. Dünyanın her köşesinde ayrı bir güzellik saklı... İşte, karşınızda pek çok kişinin ismini ilk kez duyacağı birbirinden güzel 9 ada...

Dünyayı gezip bitirmek için yalnızca bir ömre sahip olmak yetersiz gibi... Dünyanın her köşesi, içerisinde ayrı bir güzelliği barındıyor. İşte, çoğunuzun ismini ilk kez duyacağı o adalar:

Niue Adası Niue, sadece uzak bir ada değil, aynı zamanda dünyadaki en küçük ülkelerden biri. Yeni Zelanda’nın yaklaşık 2.500 mil kuzeydoğusunda, Fiji ile Güney Pasifik Okyanusu’ndaki Cook Adaları arasında yer alan ada; kireçtaşı mağaraları, mercan kayalıkları ve abanoz ağaçlarından oluşan Eboni Ormanı ile ünlü. Niue Adası’nın çevresi aynı zamanda yunusların ve balinaların doğal yaşam alanı olduğundan, ziyaretçiler düzenlenen turlar ile bu deniz canlılarını daha yakından görme şansına sahip.

Bouvet Adası, Norveç Issız ve volkanik bir ada olan Bouvet, Ümit Burnu’nun yaklaşık 2.400 km güneybatısında, Antarktika anakarasının ise yaklaşık 1.600 km kuzeyinde yer alıyor. Adını, 1739’da adayı keşfeden Fransız deniz subayı Jean-Baptiste Charles Bouvet de Lozier’den alan ada, 1825’te İngiltere’nin, 1928 yılında ise şimdiki sahibi Norveç’in egemenliğine girdi. Günümüzde yalnızca kürklü foklara ve penguenlere ev sahipliği yapan Bouvet Adası’na bazı yolcu gemileri ile ulaşılabiliyor. Ancak adanın kıyısını çevreleyen buz yarları ve kayalık yüzey yapısı nedeniyle gidiş öngörülemez olabiliyor ve seyahatler aniden ertelenebiliyor.

Tristan da Cunha, Güney Afrika Güney Afrika’da bulunan Tristan da Cunha, dünya üzerinde yerleşimin olduğu karaya en uzak adadır. 1506 yılında Portekizli denizci Tristao da Cunha tarafından keşfedilen ada, günümüzde 275 kişilik bir nüfusa sahip. Buna rağmen adada hastane, postane, okul, bar ve restoran gibi olanaklar mevcut. Britanya Denizaşırı Toprakları’na bağlı olan ve havaalanının bulunmadığı adaya yalnızca gemi ile ulaşılabiliyor. Sakinlerinin çoğu Hristiyanlık dinine mensupken, adanın ana geçim kaynağını çiftçilik oluşturuyor.

Ayı Adası, Norveç Norveç’in Svalbard takımadalarının bir parçası olan Ayı Adası, Norveç anakarası ile Svalbard takımadalarının en büyük adası olan Spitsbergen’in tam ortasında yer alıyor. Ada, 10 Haziran 1596’da Hollandalı kâşif Willem Barents’in keşif seferleri sırasında bulundu. Keşif sırasında kutup ayılarının görülmesi nedeniyle de adanın ismi Ayı Adası olarak kaldı. Dikey uçurumlarla çevrili olan Ayı Ada’sında hiç insan yaşamasa da burası bazı deniz kuşu kolonilerine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca nadiren kutup ayıları bölgeyi ziyaret edebiliyor.

Kuzey Sentinel Adası, Hindistan Kuzey Sentinel Adası, Andaman ve Nicobar Adaları’nın bir parçası ve aynı zamanda Hindistan’a bağlı bir yerleşim yeri. Ancak bu adaya gitmek günümüzde neredeyse imkânsız. Zira adanın yerli halkı olan Sentinel kabilesi, dünyanın temas kurulmamış son kabilelerinden biri. Dış dünyaya oldukça kapalı olan bu kabile, adaya gelen yabancıları mızrak ve oklarla karşılıyor. Öyle ki, adaya giden insanların öldürülmesi nedeniyle Hindistan hükümeti 2005 yılında Kuzey Sentinel Adası’nı “girişi yasak bölge” ilan etti.

Ittoqqortoormiit, Grönland Grönland’da bulunan Ittoqqortoormiit, teknik olarak bir ada sayılmasa da Grönland’ın en ücra yerleşim yerlerinden biri. Yılın dokuz ayı buz ve karla kaplı olan bölge yalnızca 450 insana ev sahipliği yapıyor. Kasaba rengarenk ahşap evlerle dolu ve bolca Arktik manzarası sunuyor. Ulaşım ise batı Grönland’dan haftalık uçak seferleriyle veya yolcu gemileriyle yapılabiliyor.

Hans Adası, Kanada/Danimarka Hans Adası, Kuzey Amerika’da bulunan küçük ve ıssız bir adadır. İsmini, 19. yüzyılda keşif gezilerine katılan avcı ve kâşif Hans Hendrik’ten alıyor. Adanın Kanada’ya bağlı Ellesmere Adası ile Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Gröland arasında yer alması, iki ülkeyi sık sık karşı karşıya getiriyordu. Hatta her iki ülke, Hans Adası’nı kendi egemenliklerinde gördüklerinden buraya bayraklarını dikerek ve yerli viskilerini koyarak ‘Viski Savaşı’ adlı bir süreç yaşamışlardı. Neyse ki, 2022 yılında yapılan bir anlaşma ile Hans Adası iki eşit bölgeye bölündü ve her iki ülke de adada söz hakkına sahip oldu.

Sokotra Takımadası, Yemen Yemen’e bağlı olan Sokotra takımadası, ana ada Sokotra ve diğer küçük adacıklar olan Abd Al Kuri, Samha ve Darsa’dan oluşuyor. Tropikal çöl ikliminin hâkim olduğu takımadada harika bir endemik bitki örtüsü bulunuyor. Araştırmacılar, Sokotra’da bulunan 800’den fazla bitki türünün yaklaşık üçte birinin Sokotra dışında bulunmadığını söylüyor. Bununla birlikte, Unesco Dünya Doğal Miras Listesi’nde yer alan adada tahminlere göre 50.000 insan yaşıyor. Bunların çoğu ise ana adadaki Hadiboh kentinde ikâmet ediyor. Adaya yemenden hava yoluyla ulaşılabilirken, deniz yoluyla da gidilebiliyor. Ancak ada yılda iki kez muson yağmurları aldığından, deniz yolu her zaman güvenli olmuyor.

Longyearbyen, Norveç Longyearbyen, Kuzey Buz Denizi’nde Norveç’e bağlı takımadalardan biridir. Dünyanın en kuzeyindeki kasaba olarak da bilinen Lonyearbyen’de yaklaşık 3.000 kişi yaşıyor. Kışların oldukça çetin geçtiği adada, yaz ayları geldiğinde kaymayı ve batmayı önlemek için evler kazık üzerine inşa ediliyor. Gezginlerin önemli bir noktası olan Longyearbyen Adası’ında yerel ren geyikleri, kutup ayıları, morslar, tilkiler ve hatta nadir görülen balina türlerini canlı canlı görmek mümkün. Bu açıdan bakıldığında turizm açısından önemli bir lokasyon olan Longyearbyen’e Oslo’dan direkt uçuşlar bulunuyor. Kaynak: listelist com