Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Sözcü yazarı Uğur Dündar’ın 4 Mayısta yazdığı “Şerefsiz” başlıklı yazısını gündemine aldı. Karahasanoğlu yazısında Dündar’ı paçavraya çevirecek cümleler kurarak “Yüreğin varsa söyle, lafı çevirme, dansöz gibi kıvırma, net soruyorum…” diyerek sorusunu yöneltti.

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Sözcü yazarı Uğur Dündar’ın 4 Mayısta yazdığı “Şerefsiz” başlıklı yazısını gündemine aldı. Karahasanoğlu yazısında Dündar’ı paçavraya çevirecek cümleler kurarak “Yüreğin varsa söyle, lafı çevirme, dansöz gibi kıvırma, net soruyorum…” diyerek sorusunu yöneltti.

Karahasanoğlu, Dündar’ın eleştirilerini tek tek çürütürken kendisine hangi soruyu sordu? İşte Uğur Dündar’ı paçavraya çeviren “Dündar’ın 4 Mayıs başlığı: Şerefsiz!” başlıklı o yazı…

“Uğur Dündar’dan tarihi konuşma” diye vermişler.. Hemen tüm İyi Partililer, Meral Akşener başta olmak üzere, zaten bu şablon sözlerle kamuoyunun önüne çıkıyorlar ama.. Seçmeden tokatı da yiyorlar.. Olsun, onlarda bir özeleştiri yapma, seçim sonuçlarından ders çıkarma diye bir dert yok.. “Biz bunları söyledik. Seçmen bu söylemi ciddiye almadı. Seçmen bizi kaale almadı. Tokatı suratımıza yapıştırdı” diyerek, seçmenin tercihini anlamaya çalışmak diye bir gayret yok..

Uğur Dündar sormuş: “Bunları Kılıçdaroğlu mu yaptı?” diye.. Neymiş “Kılıçdaroğlu mu yaptı” diye sordukları? Birinci soru Saadetlilerden çalma: “BOP eş başkanlığını Kılıçdaroğlu mu yaptı?” Arıyorum, tarıyorum, BOP Eşbaşkanlığı nedir diye? Resmi bir tanım yok. 20 yıl öncesinde gündeme taşınan, sonrasında unutulan, Ortadoğu’da sınırların değişmesini öngören ama o bölgede hiçbir ülkenin o günden bu yana sınırının değişmediği gerçeği karşısında “fasa-fiso” diyeceğimiz bir kavram..

BOP eşbaşkanlığının bugün dünya kamuoyunda bir karşılığı yok ama. Kılıçdaroğlu henüz, gazetecileri ekip, ABD’de uçak ile gitmesi gereken Newyork’a karayolu ile niye gitti, giderken nerelere uğradı, hâlâ açıklanmış değil. Hani ektiği gazeteciler, iktidar yandaşları olur, anlarım. Adam, kendi yandaşlarını ekip, uçakla gideceğini açıkladığı yere, karayolu ile gitti. Ama açıklamasını yapamadı. Geçelim.

İkinci soru şu: “Habur’da PKK’lılar kahraman gibi karşılanırken bu ülkeyi Kılıçdaroğlu mu yönetiyordu?” Aç davayı, hesaplaşalım, Uğur Dündar.. PKK’lılar Habur’da kahraman gibi karşılanmadı.. Sahtekârsın sen.. Yalancısın. Üçkağıtçısın.. Ki olay şu idi: Çözüm süreci içinde, PKK silah bırakma sözü verdi.. Bu çerçevede, PKK’ya katılan, ama hiçbir silahlı eyleme karışmayanlar, Habur’da savcı önünde ifadeleri alındı, bazıları hakim önüne çıkarıldı..

Büyük çoğunluğu, silahlı eylemleri olmadığı için, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.. hani siz şimdi, Selahattin Demirtaş için istiyorsunuz ya.. sabah akşam, Osman Kavala’nın bırakılmasını istiyorsunuz, tutuksuz yargılansınlar” diyorsunuz ya..

İşte onun gibi, yalancı Uğur.. Sahtekâr Dündar… Ve tekrar hatırlatıyorum? Siz öyle ahlaksızsınız ki. Öyle sahtekârsınız ki. Öyle ilkesiz, öyle vicdansızsınız ki..

Şimdi PKK’lıların tamamı, Murat Karayılan da.. Cemil Bayık da. Mustafa Karasu da.. Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir kahraman gibi alkışlıyorlar. Oyların Kılıçdaroğlu’na gitmesini söylüyorlar.. Kemal Kılıçdaroğlu da, PKK’nın en tepe yöneticilerinin bu ilgisine layık olmak için, onlar izin vermediğinden olsa gerek, Diyarbakır Anneleri’nin 3 yıldır süren eylemlerine bir defacık olsun gidemiyor.. Ama sizden tık çıkmıyor..

Haydi yüreğiniz yetiyorsa, PKK’nın en tepe yöneticilerinin, Erdoğan’a mı, yoksa Kılıçdaroğlu’na mı oy verilmesini istediğini söyle, algıcı Uğur.. Yüreğin varsa söyle.. Lafı çevirme.. Dansöz gibi kıvırma.. Net soruyorum.. Net cevap istiyorum..

Üç gün önce, 4 asker ve bir korucuyu şehid eden PKK’lı teröristler, Kılıçdaroğlu’nu mu destekliyorlar, yoksa Erdoğan’ı mı?.. Yalancı Uğur Dündar’ın, algı operasyonundaki soruları sürüyor: “Akil insanları diyar diyar Kılıçdaroğlu mu gezdirdi?” PKK’lı teröristler, “askerimize kurşun sıkmasın” diye başlatılan çözüm sürecinde, akil insanların belirlenen bölgelerde, halkın düşüncelerini alıp, rapor hazırlaması, seni niye rahatsız etti, Uğur?

Kan akmasının önlenmesi için atılan bu adım, seni niye rahatsız etti? Ama bir sonraki sorun, senin ne kadar vicdansız olduğunu, ne kadar çelişkiler yumağında yüzdüğünü ispatlıyor: “PKK’lıların şehirlere silah yığmasını Kılıçdaroğlu mu görmezden geldi?” Bre vicdansız. Bre ilkesiz. Bre kör, bre sağır.. Şehirlere silah yığılmasını, hendekler kazılmasını bertaraf eden kim, Kılıçdaroğlu mu?

O hendeklerin kazılmasında belediye araçları kullanıldığı için, HDP’li başkanları görevden alan, kayyım atayan, Tayyip Erdoğan değil mi? Senin gazeten Sözcü dahil, şimdi desteklediğiniz Kemal Kılıçdaroğlu dahil, hepiniz, hendek kazılmasında kullanılan belediye araçları sebebi ile kayyım atanan belediyelerdeki uygulamaya, karşı çıkmadınız mı?

İBB’ye seçtiğiniz Ekrem İmamoğlu, hendek kazılmasına destek veren belediye başkanlarının görevden alınmasına defalarca itiraz etmedi mi? Kılıçdaroğlu, protesto açıklaması yapmadı mı? Şimdi desteklediğiniz Kılıçdaroğlu’nun vaadleri arasında, hendekçi başkanlar yerine kayyım atanması uygulamasına son vermek yok mu? Hendek kazıldığında, operasyon yapan askerimize hakaret üstüne hakaret eden sözde akademisyenlerin bildirisine karşı çıkan Erdoğan değil miydi? Bildiriye yandaşlık yapan da Kılıçdaroğlu değil miydi?

O sözde akademisyenleri görevden uzaklaştıran Erdoğan değil mi? O hendekçi sözde akademisyenleri, CHP’li belediyelerden, dandik görevlendirmelerle maaşa bağlatan Kılıçdaroğlu değil mi? Şimdi onları görevlerine iade edeceğine söz veren Kılıçdaroğlu değil mi? Siz ne kadar yalancısınız.. Ne kadar ilkesizsiniz..

Yalancı Uğur’dan bir soru daha: “FETÖ’ye dershaneleri Kılıçdaroğlu mu teslim etti?” Uğur yine yalan söylüyor ama, varsayalım, dershaneler, taa 1990’lardan bu yana FETÖ’nün elinde değildi de, AK Parti döneminde ellerine geçti.. Varsayalım, öyle olsun.. Peki o dershanelerin tamamını kapatan, binalarını devlete geçiren Erdoğan değil mi? Onlar kapatılırken, ciyaklayan Kılıçdaroğlu değil miydi? Şimdi o dershanelerin tekrar FETÖ’cülere iade edileceğine dair imalarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi değil mi? Daha neyi soruyorsunuz? Daha neyin algısını yapmaya kalkıyorsunuz?

Bu ilkesizlerin 14 Mayıs öncesindeki bir haftalık yazı başlıklarını vereyim, nasıl algı peşinde olduklarını siz de görün: “Değişim rüzgarı ve Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesi! 12 Mayıs 2023 Kılıçdaroğlu’nun Adapazarı mitingi!.. 11 Mayıs 2023 Kılıçdaroğlu iktidarının dış politikası karşılıklı güven üzerine inşa edilecek... 10 Mayıs 2023 Büyük dip dalga geliyor!.. 7 Mayıs 2023 Zuhurat Baba’dan Tayyip Erdoğan’a kötü haber!... 6 Mayıs 2023 Millet İttifakı’nın Meclis’te 301 milletvekili elde etmesi hayati önem taşıyor!.. 5 Mayıs 2023 Şerefsiz!.. 4 Mayıs 2023 Affedersiniz, 4 Mayıs’ta, Uğur Dündar’ın yazısının başlığı ne imiş? Köşem doldu, yer kalmadı..