Buna göre, ortalama 20 yıllık bir periyoda odaklanan araştırmada, yeşil alan etkileşimine dair veri elde etmek için katılımcıların ikametlerine ait uydu görüntüleri kullanıldı. Yaş gruplarına ayrılan katılımcılar, ikamet ettikleri yerin 5 kilometre çevresindeki yeşil alan miktarı ve bu alanlarda geçirdikleri zaman üzerinden değerlendirmeye tabi tutuldu.
Çalışmada ayrıca cinsiyet ve ırk, eğitim düzeyi, vücut kitle indeksi, medeni hal, yıllık hane geliri, fiziksel aktivite, sigara içme durumu gibi değişkenler de göz önünde bulunduruldu.
Akademisyenler, katılımcıların biyolojik yaşlarını ölçmek için onlardan alınan kan örneklerindeki DNA metilasyonu (değişim) sürecini incelendi.
Araştırmanın sonuçları, daha fazla yeşil alana sahip yerlerde oturanların daha az yeşil alanın bulunduğu bölgelerde ikamet edenlere göre biyolojik olarak iki buçuk yıl daha genç kaldığını gösterdi. Çalışmada, uzun yıllar yeşil alanlarla devamlı etkileşim halinde olmanın, biyolojik yaşlanmanın yavaşlanmasında önemli rol oynadığı ve ilerleyen yaşlarda bunun kendisini daha çok hissettirdiği bildirildi.