Yaşanan her olay sonrası güvenlik kemeri biraz daha sıkılıyor. Yetkililer terörle mücadele için sosyal medya verilerinden de yola çıkarak tüm dijital iletişim altyapısını da büyük ölçüde mercek altına alıyor.

Küresel terör dünyanın dört bir tarafında can almaya devam ediyor. Brüksel’de yaşanan saldırıların ardından Avrupa başkentlerinde yürütülen tartışmaların başında alınması gereken yeni güvenlik önlemleri bulunuyor.

Gerçekleştirilen son terör saldırılarında spor faaliyetleri, konserler, havaalanları ve tren istasyonları gibi insanların kalabalık halde bulunduğu noktaların hedef olarak seçilmesi halka açık alanların daha sıkı korunması gerektiği sonucunu ortaya çıkardı.

Bu konuda ülkelerin güvendikleri en önemli silahın ise yine teknoloji olduğu görülüyor. Bu çerçevede video kamerası destekli ve gerçek zamanlı takip, yüz ve ses tanıma sistemleri, çanta ve beden tarama cihazları hatta beden dilini analiz eden yazılımlara kadar çok farklı güvenlik önlemleri ülkeler tarafından kullanıma alındı.

Yaşanan her olay sonrası güvenlik kemeri biraz daha sıkılıyor. Yetkililer terörle mücadele için sosyal medya verilerinden de yola çıkarak tüm dijital iletişim altyapısını da büyük ölçüde mercek altına alıyor.

Şüpheli olup takip altında olanlar bu yolla kolayca yakalanıyor. Ancak tüm teknolojik desteğe rağmen sıradan insan statüsünde olup bir anda saldırgana dönüşen teröristler için ne yazık ki hâlâ önleyici bir çözüm bulunmuyor.

Havaalanları ve tren istasyonlarında arama sistemleri büyük ölçüde yolcular üzerinde yoğunlaşıyor. Parmak izi ve bedenin tamamının röntgenini çeken cihazlar uçaklara izinsiz binmelerin yanı sıra yasaklı maddelerin alınmasını önlüyor.

Ancak bu sistemlerin çoğu havaalanının iç kesimlerinde bulunması özellikle terminal bölümlerini savunmasız bırakıyor. Bu bölgelerdeki önlemler de yetersiz kalıyor.

YÜZ TARAMASI YAYILIYOR Kalabalığın içerisinde insan aramak söz konusu olduğunda yüz tarama sistemleri büyük önem kazanıyor. İnsan yüzünün 6 bin farklı noktasının birbirine olan mesafesini ölçen sistemi takma sakal veya bıyık da aldatamıyor.

BEDEN DİLİ KİŞİNİN NİYETİNİ GÖSTERİYOR Kameralarla desteklenen takip sistemleri, insanları beden diline göre de değerlendirebiliyor. Özellikle kalabalık bölgelerde şüpheli görülen kişiler takibe alınıyor ve mobil görevliler tarafından sözlü olarak sorgulanıyor.

HASSAS KULAKLAR KALABALIĞI DİNLİYOR Kalabalık içerisinde kişi belirlemenin bir diğer yolunun da ses olduğu belirtiliyor. Telefonu dinlenmiş ve bu yolla sesi dijital olarak kodlanan şüpheliler yoğun kalabalık içerisinde de olsalar konuşmaya başladıkları an yakayı ele veriyor.

KİŞİSEL ÖZGÜRLÜKLER AZALIYOR Terörle mücadele nedeniyle dünya çapında güvenlik önlemlerinin artırılması kişisel özgürlük sorununu da gündeme getiriyor. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı ülkelerde dijital iletişim araçlarının takip için izlemeye alınması özellikle Avrupa’da yoğun tepkilere neden oluyor.

Londra’da sıradan bir insanın gün boyunca en az 300 kamera tarafından izlendiği belirtiliyor. Avrupalılar ise terör tehdidine rağmen Londra’daki durumu kendi ülkelerinde veya şehirlerinde görmek istemiyor.

Son saldırıların ardından AB’nin Brüksel’de bulunan kurumları konuya uygun çözüm bulmakta iyice zorlanmaya başladı. (Habertürk)