Yazarımız Ahmet Varol bugünkü yazısını İsrail-Filistin savaşının gerçeklerine ayırdı... Filistin’de Hamas’ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı Gazze’den çevredeki askeri üslere ve yahudi yerleşim merkezlerine yönelik olarak Aksa Tufanı adı verilen bir operasyon başlattı.

Yazarımız Ahmet Varol bugünkü yazısını İsrail-Filistin savaşının gerçeklerine ayırdı... Filistin’de Hamas’ın askeri kanadı İzzettin Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı Gazze’den çevredeki askeri üslere ve yahudi yerleşim merkezlerine yönelik olarak Aksa Tufanı adı verilen bir operasyon başlattı.

Tabii, olayın tarihi arka planı ve gündemdeki gelişmelerle irtibatı gözardı edilerek Filistin direnişi “savaşı başlatan taraf” olarak nitelendirildiğinden “suçlu” çıkarıldı ve değişik açılardan eleştiri saldırılarının hedefi oldu. Bizim burada yapılan tüm eleştirilere cevap verme imkanımız olmadığı gibi gerek de görmüyoruz.

En başta şuna dikkat çekelim ki burada “eleştiri” kılıfı altında gerçekleştirilen sözlü ve yazılı saldırılar, siyonist işgalcilerin attığı füze ve bombalarla aynı hedefi vurmaktadır. Zaten amacı da işgalcilerin büyük katliamlar gerçekleştirmesine zemin oluşturma amaçlı enformasyon savaşına katkıda bulunarak onu rahatlatmak, haklarını savunan halkın direnişini zayıflatmaktır. İşte bu enformasyon savaşına kendilerince gerekçe oluşturup, “İsrail’in karşısında senin ne gücün var? Neyine güveniyorsun? Senin attığın füzeler İsrail’e sinek vızıltısı gibi geliyor vs.” türünden, yumuşak gibi gösterilen gerçekte ise sivri oklarla saldırma yoluna giden, “muhafazakâr” tipler de mevcut.

Siyonist işgale karşı sürdürülen mücadelenin yıpratılması amacıyla gündeme getirilen iddiaların önemli bir kısmı yalan ve iftiralardan oluşuyor. Siyonist işgalci enformasyon savaşlarında bu tür yalan ve iftiralardan her zaman yararlandı. En başta geleni de Filistinlilerin toprak sattıkları iddiasıdır ki biz bu konu hakkında geçmişte çok ayrıntılı bilgiler içeren dosyalar yayınladık. Merak eden inceler, tekrarına gerek görmüyorum. Akıl sahipleri bir halkı toptan mahkum etmek için yalancılar korosuna katılmaktansa, konunun gerçek yönünü inceleyip doğruyu öğrenmenin insani değerlere saygı açısından çok daha onurlu bir hareket olacağını düşünmekte zorluk çekmez.

Aksa Tufanı’yla ilgili iddialar arasında da iftiralar ve asılsız senaryolar önemli bir yekûn teşkil ediyor. Unutmayın bu tür iftiralarla insanların kafalarını bulandırmaya çalışanların iplerini ellerinde tutanların yönlendirdiği enformasyon savaşçıları geçmişte Hamas’ı İsrail’in kurdurduğunu iddia ediyorlardı.

Bugün Filistin’deki direnişe “Senin ne gücün var?” diyenlerle aynı kafa ve zihniyete sahip olanlar, 2005 yılında işgalci siyonistler Gazze’den kovulduğunda bunu bir türlü kabul edememiş ve İsrail’in aslında bunu taktik amacıyla yaptığını, yakında geri döneceğini ileri sürüyorlardı. Artık böyle söylemeleri, Filistinlilerden gasp ettikleri araziler üzerine deniz kenarına inşa ettikleri yalıları kendi elleriyle yıkarak zelil ve rezil bir şekilde Gazze’yi terk etmek zorunda kalan siyonistlerin acziyet ve yenilgilerini göremeyecek kadar büyük bir basiretsizlikten mi kaynaklanıyordu yoksa bir temennilerini mi dile getiriyorlardı, bilemiyorum. İkisi de mümkün. Aynı şey bugün de söz konusudur. Kuruluşundan beri böylesine büyük sarsıntı yaşamamış siyonist işgale Filistin direnişinin attığı binlerce füzenin, sinek vızıltısı gibi geldiğini ileri sürecek kadar büyük bir basiretsizlik midir yoksa, onun orada iyice kazıklarını çakabilmesi için karşısındaki direnişin gerçekten zayıf olmasını arzulamaktan mı kaynaklanıyor, bir şey diyemeyeceğim.

Burada sadece şunu hatırlatayım ki evet son Aksa Tufanı’nı başlatan Filistin direnişidir. Ama savaşı başlatan, 75 yıldan beri Filistin topraklarını işgal altında tutan, onları her gün katleden, evlerine her gece baskınlar düzenleyerek çoluk çocuk demeden toplayıp işkence merkezlerine götüren, binlerce insanlarını buradan Filistin direnişine ok atanların bir saat bile kalmaya tahammül edemeyecekleri zindanlarda yıllarca esaret altında tutan, Gazze’yi 17 yıldan beri vahşi abluka altında tutan, her gün topraklarını gasp eden, evlerini yıkan İsrail’dir. Aslında son gerginliğin fitilini çeken de yine yahudi bayramları bahanesiyle Mescidi Aksa’ya sürekli baskınlar düzenleyerek burayı kirleten işgalci olmuştur.