Arap Birliği'nde ortak bir karar çıkmadı. İhtilaflı görüşmeler devam ederken BAE'nin tutumu tüm Müslümanları hayal kırıklığına uğrattı. Bu tutumun arkasında ise bir neden var.

Arap Birliği'nde ortak bir karar çıkmadı. İhtilaflı görüşmeler devam ederken BAE'nin tutumu tüm Müslümanları hayal kırıklığına uğrattı. Bu tutumun arkasında ise bir neden var.

İsrail'in, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları altıncı gününe girdi.

Elektrik, su ve yakıt tedarikinin İsrail tarafından kesildiği bölgede insani kriz derinleşiyor.

Saldırılarını yoğunlaştıran İsrail ordusunun bombardımanlarında ölenlerin sayısı da her geçen saat artıyor.

Arap Birliği üyesi ülkeler, her ne kadar saldırılara son verilmesi için çağrılar yapsa da, blok ülkeleri arasında fikir birliği oluşmadı.

Çatışmalar 7 Ekim'de başlarken, söz konusu ülkeler 11 Ekim Çarşamba günü Mısır'ın başkenti Kahire'de "acil" toplandı.

Birlik üyesi 22 ülkenin dışişleri bakanlarınca, tırmanan gerilimin feci sonuçları beraberinde getireceğine dair açıklama yapıldı.

Tel Aviv ile ilişkilerini normalleştirme kararı alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ise İsrail-Filistin çatışmasında denge kurmanın yollarını arıyor. BAE'nin İsrail ile yapılan anlaşmalar nedeniyle Tel-Aviv'e net tepki koyamadığı ifade ediliyor.

Ortaya çıkan tablodan İsrail'i sorumlu tutan ülkeler arasında ise Umman, Katar ve Kuveyt var.

Son dönemde Tel Aviv ile normalleşmeye yaklaştığı konuşulan Suudi Arabistan da Filistinlilerin İsrail tarafından temel insani haklardan yoksun bırakıldığına dikkati çekiyor.

Öte yandan The Guardian'ın aktardığına göre, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Suudi Arabistan'ın "İki devletli çözüm olsaydı, bu şiddet yaşanmayacaktı" şeklindeki tavrı nedeniyle hayal kırıklığı yaşadı. Haberde, "BAE, 2019 İbrahim Anlaşmaları'nın ardından İsrail ile bağlarını tamamen normalleştirdi, ancak Riyad bunu yapmadı." denildi.