Dünya genelinde artan enflasyon ve ekonomik krizler emeklileri sert şekilde etkilemiş durumda. Aldıkları gıdım maaşla hayatlarını geçirmeyen emekliler akın akın bu kentte gidiyor. Bu kentte ne vergi derdi var ne de başka bir sorun. Tek kuruş ödemeyen istedikleri yerde oturabiliyorlar. Bu fırsat bir daha ayağınıza gelmez! Bu kentte tek kalma şartı var. Bu şartı sağlayanlar istedikleri evde kalabiliyor. İşte vergisiz yaşayabileceğiniz o kent... Milyonlarca emeklinin hayalini kurduğu bu kent sizi adeta gençleştirecek. Yaşanan ekonomik krizler ve enflasyonda ki yükseliş emekli maaşlarının dibi görmesine neden oldu. Emekliler geçinmek için binbir türlü zorluk çekerken o kentten gelen görüntüler emeklileri heyecana boğdu. Çölün ortasında hiçbir kural ve kanunun geçerli olmadığı bu kentte ne vergi ne de başka bir para alınıyor. Emekliler akın akın bu kente gidiyor. Tek kuruş vergi ödemeden ev sahibi olun!

Dünya genelinde artan enflasyon ve ekonomik krizler emeklileri sert şekilde etkilemiş durumda. Aldıkları gıdım maaşla hayatlarını geçirmeyen emekliler akın akın bu kentte gidiyor. Bu kentte ne vergi derdi var ne de başka bir sorun. Tek kuruş ödemeyen istedikleri yerde oturabiliyorlar. Bu fırsat bir daha ayağınıza gelmez! Bu kentte tek kalma şartı var. Bu şartı sağlayanlar istedikleri evde kalabiliyor. İşte vergisiz yaşayabileceğiniz o kent... Milyonlarca emeklinin hayalini kurduğu bu kent sizi adeta gençleştirecek. Yaşanan ekonomik krizler ve enflasyonda ki yükseliş emekli maaşlarının dibi görmesine neden oldu. Emekliler geçinmek için binbir türlü zorluk çekerken o kentten gelen görüntüler emeklileri heyecana boğdu. Çölün ortasında hiçbir kural ve kanunun geçerli olmadığı bu kentte ne vergi ne de başka bir para alınıyor. Emekliler akın akın bu kente gidiyor. Tek kuruş vergi ödemeden ev sahibi olun!

ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Sonora Çölü, kendine has kanunlarıyla herkesin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu kentte ne bir güvenlik yetkilisi ne de sokak adı var. ABD ve Meksika sınırında olan bu arazi Slab şehri olarak adlandırılıyor. Burası eski bir ABD Deniz Piyadeleri üssü olan Dunlap Kampı'nın arazisinde yer alıyor. 1940'lardaki savaş sırasında bu kamp aynı zamanda bir laboratuvara da ev sahipliği yapıyordu. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonunda durdurulan faaliyetlerden sonra Slab sakinleri bölgeyi bir yaşam haline getirdi. Ellerine geçen tüm malzemelerle, bulabildikleri bütün levhalarla ortaya karmakarışık konutlar inşa etti. Çoğu kişi buraya 'son özgür yer' olarak adlandırılıyor. Çoğu geçinemeyen emekli bu şehre akın akın göç ediyor. Elektrik, akan su, kanalizasyon veya çöp toplama olmadan yaşayan Slab şehri sakinleri aynı zamanda kolluk kuvvetleri, vergilendirme veya idare olmadan da yaşıyor. Sokaklar sertleşmiş topraktan yapılmış, çoğu yapı kurtarılmış malzemelerden yapılmış ve bölgede köpek sürüleri dolaşıyor.

Nüfusu kış aylarında birkaç bin kişiye, sıcaklıkların yaklaşık 48 dereceye kadar yükselebildiği ve çöl sakinlerini özellikle savunmasız bıraktığı yaz aylarında ise 150 kişiye ulaşıyor. Üstelik Slab şehrinin sınırları içerisinde bir düzineden fazla mahalle bulunuyor. Her mahalle, kendi özel kurallarına ve kültürüne sahip insanlardan oluşan küçük bir kamptan oluşuyor. 2020 itibariyle Doğu İsa ve Slab şehri olarak ikiye bölünen şehirde çoğu emekli olan binlerce kampçı ve karavan sahibi kış aylarında burayı kullanıyor. Şehrin olanakları arasında derme çatma bir kütüphane, karavan kiralama birimleri, bir internet kafe ve yiyecek satan yerler alıyor. Slab'ın girişinde yer alan, yerel sanatçı Leonard Knight tarafından yaratılan renkli bir sanat projesi olan Salvation Mountain, günde düzinelerce kamera kullanan turisti de buraya getiriyor ancak çoğu bu noktayı geçmeye cesaret edemiyor.

Zachary isimli adam vandalizm nedeniyle Slab şehrinde yaşamanın zor olduğunu ve orada yaşayan kişilerin başlarının dertte olduğunu söyledi. Kasabasında polis olmadığını ve suç işlemenin de bir problem yaratmadığını söyleyen Zachary, kedisinin çalındığını ve karavanın yakıldığı söyledi. Bunu değiştirmek için kendine bir kamyon aldı ama o da Clan Şehri vandallarının kurbanı oldu. Zachary duygularını şöyle ifade etti: "Zaten arka lambalarımı kırdılar, lastiklerden bazılarını patlattılar ve iki koltuğumu da fena halde yaktılar. Bu insanlardan gerçekten hiç hoşlanmıyorum. Burada insanlar başkalarının mallarını veya huzurunu göz ardı ediyor. Harika tuzlarımı (ter) satmayı düşündüm. Yazın vücudumu kazıyıp terimi topluyorum."