Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, ANKA-3 uçağıyla ilgili dikkat çeken bir gelişmeyi canlı yayında aktardı.

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, ANKA-3 uçağıyla ilgili dikkat çeken bir gelişmeyi canlı yayında aktardı.

TUSAŞ'ın insansız hayalet uçağı ANKA-3 semalarla buluşma yolunda gün sayarken mühendisler test uçuşunda herhangi bir aksaklık yaşanmaması için adeta kılı kırk yarıyor.

Delta kanat formunda tasarlanan ve dikine kuyrukları bulunmayan uçak, özellikle derin harekât görevlerinde Türk ordusunun caydırıcı etkisini artıracak.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tesislerine giderek millî platformlar üzerinde incelemelerde bulunan savunma ve güvenlik uzmanı Mete Yarar, ANKA-3 ile ilgili önemli bir gelişmeyi Haber Global'de aktardı.

Mete Yarar yaptığı açıklamada, "Türkiye Kızılelma'da çok ileride. Akıncı'yı zaten devreye soktuk. Anka-3 Aralık ayında uçması bekleniyor.

Mesela Anka-3'ün uçması Milli Muharip Uçak'tan daha zor. Neden mi? Bu tip uçakların üzerinde diğer kanat sistemleri olmadığı için bu uçak kalkmakta zorlanmıyor.

Bu uçağın sorunu inmekte. Bu uçak kalktıktan sonra inmek istemiyor. Başka bir zorluğu var. Buna benzer 1 ve 2 uçak var.

Siz arayı nasıl açacaksınız? Başka ülkelerde alarak değil, kendiniz yaparak bunu yapacaksınız. TUSAŞ her seferinde ileriye gitmeye devam ediyor" dedi.

Türk mühendislerin yakında bu sorunun üstesinden geleceği düşünülürken Mete Yarar, geçtiğimiz aylarda Ne Var Ne Yok programında da benzer bir sorundan söz etmişti.

Mete Yarar yaptığı açıklamada, ""Mühendisler şunu söylüyor: Bu uçak kalkarken zorlanmıyor. Bu uçak inerken zorlanıyor. Özelliklerini anlatırken şöyle söylediler; dikey kanadı olmayan uçaklar kalkışta zorlanmazlarmış. Bu uçak kalktıktan sonra inmek istemezmiş. Yani inmesi daha zor. Asıl zorluğu uçağı indirirken yaşayacaklar. Peki niye bu kadar zor uçak yapmışlar? Eğer o delta kanatların dışında dikine kanatlar olsa radarda görünecek.

Bu uçak görünmeyen bir uçak... Bu sayede ANKA-3 düşman hattı derinliklerinde görev icra edip geri gelebilecek." demişti.