"Amma pilaki derler bir güne ot taşından tavalar yaparlar. İbtida bu hapsi balığın pak ayırtlayup onar onar kamışa dizüp ma'denos ve kerefis ve soğan pırasayı pak hürde (ufak) kıyup darçın ve fülfül-i siyah ile halt edüp bir kat kerefis ve ma'denivazi (maydanoz ve soğan ve pırasayı) pilaki tavası içine döşeyüp bir kat hepsi döşeyüp ba'dehü (ondan sonra) Tarabefzünün ab-ı hayata ( Trabzonun hayat suyuna) benzer su zeytun yağın döküp Germa-nerma (orta ısı) ateşde bir sa'at pisüp güya nür olup tenavül eden nür-ı pür olur. (...) mi'idaye nafi'dir(...) ma'ide-i sübhan'dır. Bu hamsi balığını pak ayıklayıp onar onar kamışa dizip maydanoz, kereviz, soğan ve pırasayı pak küçük küçük kıyıp tarçın ve karabiber ile karıştırıp bir kat kereviz ve maydanozu pilaki tavası içine döşeyi, sonra bir kat hamsi döşeyip, daha sonra Trabzon'un hayat suyuna benzeyen zeytinyağını döküp orta hararet li ateşte bir saat pişince sanki nur olup yiyen nur dolu nur olur..."