AKİT MENÜ

Teknoloji-Bilişim

Milli Muharip Uçak Kaan mı F-35 mi? Dünyanın merak ettiği soru cevap buldu

F-16 alımı ve F-35'in yeniden Türkiye'ye teklif edilmesi sonrası akıllara yeniden 'KAAN mı F-35 mi?' sorusu geldi.

2024-02-03 19:23:58
1

F-16 alımı ve F-35'in yeniden Türkiye'ye teklif edilmesi sonrası akıllara yeniden 'KAAN mı F-35 mi?' sorusu geldi.

2

Türkiye'nin milli muharip savaş uçağı Kaan, yüksek manevra kabiliyeti, modern aviyonik sistemleri ve güçlü motoruyla dikkat çekiyor.

3

Son teknolojiye sahip bu uçak, Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterine güçlü bir katkı sağlamak üzere tasarlandı. Savunma sanayindeki yerli üretim hamlesiyle öne çıkan Kaan, Türkiye'nin ulusal güvenliğine katkıda bulunacak önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. Amerika ve Avrupa'dan istediği savaş uçağı desteğini karşılayamayan ve giderek hava savunma sanayi ihtiyacı artan Türkiye, hem ihtiyacı karşılamak hem de kendi savaş uçağı olan Milli Muharip Uçak KAAN'ın üretiminin hız kazanması için elindeki tüm imkanları kullanıyor. Peki F-35'ten kurtuluş yolu KAAN olabilir mi?

4

Kaan, proje adıyla Milli Muharip Uçak (MMU), TUSAŞ tarafından geliştirilen ve Türkiye'nin 2020'li yılların sonunda seri üretim aşamasına getirmeyi planladığı beşinci nesil jet muharip uçak olması bekleniyor. Çift motorlu, düşük görünürlük, sensör füzyonu, hava-hava ve havadan-yere hakimiyetlerde üstün özellikleri bulunan uçak, hava kuvvetlerinde bulunan F-4 ve F-5 savaş uçaklarının yerini alması hedefleniyor. KAAN Geliştirilmesi Projesi Sözleşmesi, SSB ile 05 Ağustos 2016 tarihinde imzalandı.

5

17 Mart 2023'te ilk kez piste çıkan MMU'nun adı 1 Mayıs 2023'te KAAN olarak duyuruldu. Aslı Türk halklarına dayanan Kaan ismi, “yönetici” ya da “Kralların Kralı” anlamına geliyor. Milli Muharip Uçak (KAAN) projesinde, 2023 yılının sonlarına doğru ilk uçuşun gerçekleştirilmesi planlanıyor. Uçağın birebir ölçülerde hazırlanan maketi ilk defa 2019 Paris Havacılık Fuarı'nda kamuoyuna tanıtıldı.

6

Haziran 2021'de ise Türk Hava Kuvvetleri'nin basına yaptığı sunumda MMU'nun tasarım özellikleri ve ihtiyaçları açıklandı. Yüksek manevra kabiliyeti ve güçlü bir itki sistemi, süperseyir kabiliyeti, uzun harekât yarıçapı, radarda düşük görünürlük, sensör füzyonu, gelişmiş veri bağı kabiliyetleri, yüksek hassasiyete sahip mühimmatlar atabilme kabiliyeti olan KAAN, hem hava-hava, hem de hava-yer muharebelerinin gereksinimleri için üstün kabiliyetler sağlaması hedefleniyor

7

. KAAN; Gökdoğan, Bozdoğan, SOM ve NEB gibi birçok yerli mühimmatı taşıyabilecek. Tüm bunların yanı sıra çalışma gruplarının karşılıklı ziyaret ve görüşmeleri sonrasında KAAN Projesi kapsamında bazı alt sistemlerin Azerbaycan'da üretilmesi de planlanıyor. KAAN, 2028'de Hava Kuvvetleri'ne 20 tane teslim edilecek.

8

2029 itibarıyla ayda 2 tane üretilecek. Türkiye'nin istediği ülkeye satabileceği bu 5. Nesil uçak bugünkü rakamla yılda 2,4 milyar dolarlık ihracatın yolunu açıyor. KAAN üstün hava hâkimiyetini: Yeni silahlarla artırılmış havadan havaya muharebe menzili, yüksek/süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas ve tam vuruş, yapay zekâ ve nöral ağ desteğiyle artırılmış muharebe gücü ile sağlıyor.

9

Türkiye, F-35 Müşterek Taarruz Uçağı Programı'na (JSF) Ortak Mutabakat Zabtı ile ortak üretici olarak katıldı. Programın katılımcıları Türkiye'nin yanı sıra ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Avustralya, Danimarka, Kanada ve Norveç'ten oluşuyordu. Türkiye ilk etapta 100 adet F-35A uçağı almayı taahhüt etti. 2018'de 4 F-35 uçağının mülkiyeti Türkiye'ye verilmiş ancak uçaklar ABD'de, Türk pilotların da katıldığı eğitim programlarına tabi tutulmuştu. Daha sonra ise 2 F-35 uçağının daha mülkiyeti verildi. Ancak Türkiye ile ABD arasında S-400 krizi çıktığından bu 6 uçak Türkiye'ye transfer edilmemiş ve 2020 Savunma Bütçesi kapsamında bunların ABD Hava Kuvvetleri için alınması yoluna gidildi.

10

Türkiye ayrıca uçak için 1005 parça üretiyordu. Türk firmalarının da bu üretime katılımı büyük oranda askıya alındı. ABD'nin Aralık 2020 itibarıyla da 1005 parçanın tamamı için yeni tedarikçiler bulduğu ortaya çıktı.

11

Türkiye, Rusya'dan S-400 alması sonrası ABD tarafından F-35 programından çıkarıldı. KAAN ve F-35'in karşılaştırmasında, ABD yapımı uçağın daha ilk analizlerde eşit ölçülere yakın olduğunu gösteriyor. KAAN, iki motorlu bir uçak olmasına rağmen arkadan çıkardığı ısı 1.500 dereceden aşağıda gösteriliyor. F-35'te ise bu ısı 2 bin derecenin üzerinde oluyor. Bu da KAAN'ın termal ısı açısından görünmezlik özelliğinde ABD yapımı F-35'ten daha başarılı yapıyor.

12

Ayrıca ABD uçağında bulunan radar sistemi 20 sene öncesine ait özellikleri barındırıyor. KAAN'ın ise radar özelliklerinin daha da gelişmiş olacak. Bunlarla birlikte F-35 haricinde 5'inci nesil olarak kabul edilen dünyadaki diğer bazı muharip uçaklar olarak Rusya'nın Su-57'si ve Çin'in J-20'si gösteriliyor.

13

MMU KAAN projesinde, 5'inci nesil muharip uçakların radara yakalanmaması, gelişmiş sensör ve iletişim sistemleri, yüksek aerodinamik performans gibi özelliklerini barındıran bir uçağın geliştirilmesi hedefleniyor. Projeyle ilgili olarak açıklama yapan TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, uçağın yeteneklerini tarif ederken ABD'nin F-22 ve F-35 uçaklarının arasında bir yerde bulunduğunu söyledi. KAAN'ın ilk uçuşunu 2023'ün sonunda gerçekleştirmesi; yoğun bir test sürecinden sonra da 2020'lerin sonlarında hizmete girmeye başlaması planlanıyor. Diğer tüm muharip uçak projelerinde olduğu gibi MMU'da da en önemli bileşen, uçağın motorları. Uçuş testlerinde kullanılmak üzere ABD'den, F-16C/D Block 40 ve 50 modellerinde de kullanılan F110-GE-129 turbofan motorları temin edildi. Türkiye bu motorlara ilişkin yoğun deneyime sahip ülkelerin başında geliyor. Ayrıca 1. HİBM'de de bu motorların bakım ve onarımına dair ciddi altyapı ve kabiliyet bulunuyor. Ancak KAAN'ın nihai modelinin performans isteklerini karşılayabilmek için F110'dan da güçlü motorlara ihtiyaç duyuluyor. Bunun için Türkiye kendi motorunu geliştirmeye çalışıyor. Motor geliştirme projesinde yabancı ortak olarak İngiliz Rolls&Royce firmasıyla görüşmeler devam ediyor.

15

İşte detaylı karşılaştırma

16

KAYNAK: SANAYİ GAZETESİ