Türkiye ile ilgili ABD Kongresi'ne sunulan ikinci mektup Yunanistan'ı tam anlamıyla karıştırdı. Atina basını ABD'ye ateş püskürmeye başladı.

Türkiye ile ilgili ABD Kongresi'ne sunulan ikinci mektup Yunanistan'ı tam anlamıyla karıştırdı. Atina basını ABD'ye ateş püskürmeye başladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Kongre'ye sunduğu ikinci 'F-16' mektubu, Beyaz Saray'ın Oniki Ada ve Girit çevresindeki toprak parçalarının Yunanistan'a ait olmadığı gerçeğini kabul ettiğini gösteriyor. Yunan basınında yayınlanan çarpıcı mektup ülkeyi sallamaya yetti.

Mektupta ABD Dışişleri, Türk uçaklarının Adalar Denizi'ndeki FIR hattında Yunan hava sahasını ihlal etmesini gerektiren bir durum olmadığını, çünkü Türkiye'nin güneybatı kıyılarına yakın Oniki Ada ile Girit çevresine uzanan ada, adacık ve kayalıkların anlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş 'tartışmalı' toprak parçaları olduğunu belirtiyor.

Atina merkezli Newsbreak haber sitesinde yayınlanan mektuptaki ifadeler komşuyu karıştırdı. Yayınlanan bilgilere göre ABD Kongresi'nde Bob Menendez'in başını çektiği bir grup Rum yanlısı senatör, Yunanistan'a F-35 ve Türkiye'ye F-16 satışına ilişkin Antony Blinken'den ikinci bir mektup talep etti. Senatörler Blinken'den "Türk F-16'ları Yunanistan'a karşı kullanmayacak" şeklinde taahhüt istedi.

Ancak ABD Dışişleri'nin kaleme aldığı mektup Rum lobisinin isteklerinden oldukça uzak bir tonda hazırlanmıştı. Mektupta, Türk uçaklarının Yunan hava sahasını ihlal ettiği iddialarıyla ilgili olarak şöyle deniliyor:

"Eğer bir NATO müttefiki, başka bir müttefikin uluslararası olarak tanınan sınırları dahilinde tekrar tekrar ihlallerde bulunursa, ABD durumu diplomatik olarak çözmeye çalışacaktır. Eğer durum normal diplomatik kanallardan çözülemezse ABD durumu çözmek için ek siyasi ve ekonomik araçlar kullanacak."

Atina basını 'uluslararası ölçekte tanınan sınırlar' diyerek ABD Dışişleri'nin Yunan FIR'ını (Uçuş Bilgi Hattı/Hava Sahası) ve 10 mil olduğu iddia edilen ulusal hava sahasını geçersiz kıldığını belirtiyor.

Yunanistan'ı karıştıran mektup, Newsbreak haberinde şu ifadelerle yorumlandı: Yunan egemenliğinin korunması gibi sunulan ancak 'uluslararası tanınmış sınırlar içinde' denilerek Türk F-16'larına Ege'ye istediği gibi girme hakkı verilen mektup, Türkiye'ye operasyonen anlamda tam kontrol sağlıyor. Türkler böylelikle Limni ile Midilli arasından istedikleri gibi geçerek Rodos-Meriç arasındaki bölgeden Akdeniz'e açılma konusunda serbest oluyor.

Çünkü Blinken mektubuna göre deniz ve hava sahasının uluslararası hukukta belirlenmemiş olması dikkate alındığında, Türkiye uluslararası tanınmış sınırları ihlal etmemektedir. Aynı zamanda mektup, Atina'nın belirlediği FIR hattını da Yunan-Türk hava sınırı olarak kabul etmiyor.

Blinken mektubu, 6 deniz mili ötesindeki adalar için hava sahasını tanımıyor. 6 ilâ 10 mil arasındaki bölge, uluslararası arenada tanınmış Yunan sahası değildir. Böylelikle Türk F-16 ve SİHA'ları 6-10 deniz mili arasında istedikleri gibi uçabileceklerdir. Bu durum, Miçotakis hükümetinin Yunan egemenliğini yasal olarak savunamaması gibi tehlikeli bir tehdide dönüşüyor.

Türkiye özellikle Ege'deki çok sayıda adacık ve kayalığın Yunanlılığına karşı çıkıyor. Hatta Birleşmiş Milletler'e Ege'deki ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki egemenliğin sorgulandığı bir mektup bile gönderdi. Miçotakis hükümeti bu adaların Yunanistan'a ait olduğunu anlatmakta yetersiz kaldı.

Hükümet, dönemin Dışişleri Bakanı Dendias başkanlığında BM'ye gönderdiği cevap mektubunda, bu ada, adacık ve kayalıkların Lozan ve Paris Anlaşmaları ile Yunanistan'a verildiğini belirtiyor. Ancak bu iki anlaşmanın hiçbir yerinde ada, adacık ve kayalıkların resmen Atina'ya verildiğinden bahsetmiyor. Hatta 'adalar' ve 'kaya adacıkları' kelimeleri bile bulunmuyor.

İkinci mektuba göre ABD hükümeti, Yunan egemenliğini sadece Meriç-Dedeağaç hattında güvence altına alıyor. Burada Lozan Anlaşması'na dayalı olarak belirlenmiş bir Türk-Yunan sınırı var. Bunun yanında ABD tüm Ege'yi Erdoğan'ın insafına bırakıyor.

Aslında Blinken mektubu, 2023'te Kongre Araştırma Direktörlüğü'nün hazırladığı raporun devamı niteliğinde. Yunan hükümetinin hiçbir tepki göstermediği bu acınası rapor, Ege'deki Yunan adalarını resmi olarak 'Yunan olmayan' şeklinde nitelendiriyor. Dolayısıyla Türklerin adalar üzerindeki uçuşları Yunan egemenliğini ihlal etmiyor, çünkü bu bölgeler 'tartışmalı'.

Biden yönetiminin talebiyle hazırlanan Kongre Raporu'nun ilgili haritasında pembe renkte gösterilen ada, adacık ve kayalıklara "Yunanistan'ın değil" deniliyor. Bu 29 ada/adacık şöyle:

GİRİT: Gavda, Altınada, Kofunisi, Diya, Dragonada, Elasa. KERPE: İstakida, Safran, Paçeya, Makra. Stenfania, Pontikusa, Sakarcılar, Kardak, Keçi adası, İlipsi, Bulamac, Nergizcik, Eşekada, Agrelusa, Mikonos, Melanezya, Donuz, Kalogeri, Balıkada, Koyun, Zürafa, Çamada, Kina.

29 ada, adacık ve kayalık, Biden yönetimine göre Yunan egemenliğine sahip değil; statüsü yok, tartışmalı ve başıboş. Kongre'ye gönderilen ikinci Blinken mektubu, Yunan egemenliğini Biden eliyle parçalama konusunda Erdoğan'a sunulmuş lütuftur.

KAYNAK: TRHABER