İstanbul’da bulunan Süleymaniye Camisi’ndeki bir mezar taşında, dehşet verici bir cinayet aktarılıyor. Herkesin ziyaret etmek için akın ettiği ünlü caminin avlusunda bulunan mezar taşındaki korkunç hikaye ortaya çıktı.

İstanbul’da bulunan Süleymaniye Camisi’ndeki bir mezar taşında, dehşet verici bir cinayet aktarılıyor. Herkesin ziyaret etmek için akın ettiği ünlü caminin avlusunda bulunan mezar taşındaki korkunç hikaye ortaya çıktı.

Süleymaniye Camisi’nde bulunan bir mezar taşında, korkunç bir cinayetin aktarıldığı ortaya çıktı. Ferik İbrahim Paşa isimli bir kişiye ait olan mezarın kitabesinde Şair Kerimi, bu şahsın eşi yüzünden öldüğünü ve daha sonra kendisinin de kötü bir sona uğradığını anlatıyor. Caminin avlusunda bulunan mezarlıkta yer alan mezarın kitabesinde anlatılan olay, bir aile dramını gözler önüne serdi. Ferik İbrahim Paşa’ya ait olan söz konusu mezar taşında, Şair Kerimi’nin yazdığı şiir yer alıyor ve bu şiir, Ferik İbrahim Paşa’nın dramatik ölümü hakkında önemli bilgiler taşıyor. Şair Kerimi, şiirinin ilk dizelerinde, Ferik İbrahim Paşa’dan övgüyle bahsediyor ve İbrahim Paşa’nın, askeri bir rütbe olan feriklik rütbesinde olduğunu vurguluyor.

Söz konusu şiirde yer alan, “Kendi ehl-i haine kıydı o zat-ı ekreme/ Ol dahi buldu cezasın gördü çarhın nekbetin” dizeleri bulunuyor.” dizelerinde, Paşa’nın ölümüne neden olan kişinin kendi eşi olduğunu ifade ederek, eşinin kaderin uğursuzluğuna uğradığını ve cezasını bulduğunu belirtiyor. Mezar taşında yer alan ifadelerde, Paşa’nın ölümünün Allah’ın takdiri olduğu iletiliyor ve yerinin cennet bahçesi olması temenni ediliyor. Şair Kerimi, sözlerini Ferik İbrahim Paşa’nın diğer dünyada Allah’ın merhametiyle karşılaşması duasıyla noktalıyor.

Ferik İbrahim Paşa’nın ölüm sebebini, Mehmet Süreyya’nın dönemin ünlü kişilerinin biyografilerini içeren eseri Sicil-i Osmani’deki bilgilerden daha açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Aktarılan bilgilere göre, İbrahim Paşa, konağında çalışan Tütüncü Hüseyin isimli şahsın, eşiyle bir ilişkisinin olduğunu hissettiği ve bu sebeple onu hizmetinden çıkardığı aktarılıyor. Eserde yer alan bilgilerde, Paşa’nın eşinin isminin Emine olduğu, paşayla 20 yılı aşkın süredir evli olup 5 çocuğunun bulunduğu ifade ediliyor. Paşa’nın Tütüncü Hüseyin’i hizmetinden çıkarmasının ardından da, eşi Emine’yle ilişkilerinin devam ettiği anlaşılıyor.

Aktarılan bilgiye göre, Emine bir gün, kocası Ferik İbrahim Paşa’yı öldürtmek için Hüseyin’i konağın arka kapısından içeri alır. Hüseyin elindeki bıçakla içeriye girer ve Emine ve Hüseyin, Paşa’yı gafil avlarlar. Emine’nin, Hüseyin’in işini kolaylaştırmak amacıyla Paşa’nın ayaklarından tuttuğu ve Hüseyin’in bıçağıyla, Paşa’yı boğazlayarak öldürdüğü aktarılır. Belgede, olay ortaya çıktıktan sonra, Hüseyin ve Emine’nin idam edilmesine karar verildiği ve idamın Eminönü tarafındaki meydanda yapılacağı iletiliyor. Olayda ilginç olan bir başka taraf ise, Emine’nin devlet dairesinde çalışmakta olan 2 çocuğunun mesleklerinden ihraç edilmeleridir. Bunun sebebi olarak da, annelerinin gayrı meşru ilişkisini bildikleri halde buna engel olmamalarıdır. Sonuç olarak, her gün binlerce ziyaretçinin akın ettiği Süleymaniye Camisi’nde bulunan bu mezar taşı, dramatik bir olayı belgelemesi açısından dikkat çeken bir özelliğe sahiptir.