IPSC Başkan Yardımcısı Tamimi, "Filistin, bizim sadece toprağımız değil aynı zamanda kimliğimiz, onurumuz, geçmişimiz ile olan bağımız ve ailemiz anlamına gelmektedir. Uluslararası alanda toprağımıza dönme hakkımız var. Bu yüzden dünyanın neresine gidersek gidelim Filistin'i kalbimizde, düşüncelerimizde ve hayatımızda her zaman koruyacağız." dedi.
İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuştu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gasbı protesto etmek için genel greve gitmiş ve gösteriler düzenlemişti.
İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi öldürmüş, binlerce kişiyi yaralamıştı.
İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinde bulunan Deyr Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazanmıştı.
Olayın gerçekleştiği tarihte Deyr Hanna beldesinde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık yüzde 20'sini Hristiyanlar, geri kalanını ise Müslümanlar oluşturuyordu.
"Toprak Günü" olarak anılan bu olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.
Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.
Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2015'teki verilerine göre İsrail, 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler kendi vatanlarının sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.