AKİT MENÜ

Kültür Sanat

Seneler sonra kapılarını açtı

Sovyetler Birliği dağılmadan önce, soğuk savaş yıllarında denizaltıları gizlemek için kullanılan üs şimdilerde Ukrayna’nın Balaklava bölgesinde müze olarak hizmet vermekte.

2

Sovyetler Birliği dağılmadan önce, soğuk savaş yıllarında denizaltıları gizlemek için kullanılan üs şimdilerde Ukrayna’nın Balaklava bölgesinde müze olarak hizmet vermekte.

3

1993 yılına kadar faal olan üssün, atom bombası saldırılarında dahi içerideki personeli hayatta tutabilecek şekilde tasarlandığı söylenmekte.

4

Balaklava, Sovyetler Birliği’nin en gizli yerleşim alanlarından biriydi. Balaklava, nüfusunun neredeyse tamamı o dönemde bu üste çalışmış.

5

150 bin metrekarelik alanı kaplayan bu tesisin girişi de ajan uçaklar tarafından görülmemesi için özel bir kamuflaj uygulanarak hazırlanmış.

6

Devre dışı bırakma sürecinin başladığı 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 1993 yılına kadar temel düzeyde faal kalmış.

7

Bu süreçte, savaş başlıkları ve verimi düşük torpidoların sökülme işlemleri gerçekleştirilmiş.

8

1996 yılında son Rus denizaltısı, yamaç içinde derinlerde bulunan eski mühimmat deposunda muhafaza edilmekte.

9

Üssün kanal sistemi, rehberli turlar ile halka açık olarak gezilebilmekte.

10

11

12

13

14

JOSEF STALIN HAKKINDA BİLİNMEYENLER - Sayesinde "bıyık" ikonik bir simge oldu. Stalin'den sonra büyük liderler (Hitler, Saddam vs.) bıyığı kendilerine özgü bir simge olarak kullandılar.

15

Avrupa'nın birçok yerini işgal etmeden evvel Stalin de normal bir insandı. Örneğin ilk işi; bir gözlemevinde hava gözlemi yapan bir meteroloji uzmanlığıydı.

16

Stalin tam bir sinema bağımlısıydı. Film izlemeyi çok severdi. Evinde kendine özel sinema salonu bile vardı.

17

İlginçtir; Rus liderin en sevdiği yönetmen Amerikalı John Ford, en sevdiği aktör ise John Wayne'di.

18

Stalin aslında süpermendi! Evet şaşırmayın; asıl ismi Besarionis Dze Jugashvili olan lider ismini Man of Steel (yani süpermen) manasına gelen "Stalin" ile değiştirdi.

19

Milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu olsa da o da hitler gibi "Nobel Barış Ödülü'ne" aday gösterildi. Hem de 1 kez değil, 2 kez! (1945 ve 1948)

20

Bilinenin aksine aslında kendisi "gerçek bir Rus" değil. Stalin, Tiflis doğumlu yani Gürcü asıllı.

21

Liderlik konumuna Lenin sayesinde geldi lakin ilerleyen dönemlerde Lenin'in önderliğinde liderlikten indirilmek istendi. Ama indirilemedi.

22

Sanata ilgisi sadece filmler ile değildi. "Soselo" mahlası ile birçok şiir yazdı ve yayınladı. Ağaç yaşken eğilir. Stalin çocukluğunda çok kavga ederdi. Arkadaşları ona "Pocky" diye seslenirdi.

23

Ağaç yaşken eğilir. Stalin çocukluğunda çok kavga ederdi. Arkadaşları ona "Pocky" diye seslenirdi.

24

Kendisi resmi olarak tam 20 milyon vatandaşının ölümünden sorumlu.

25

Söylenti olsa da enteresan bir bilgi daha; yatak odası konusunda çok titizdi. İzinsiz girenleri idam ettiriyordu.

26

Acımasızlığının sebebi olarak görülen bir hastalığı vardı. Bir damar hastalığı olan "Ateroskleroz" yüzünden asabi olduğuna inanılıyordu. Bu hastalık otopsisinde ortaya çıktı.

27

O çok meşhur "Bir kişinin ölümü trajedi, milyonların ölümü istatistiktir" sözü söylendiği gibi kendisi tarafından değil Alman yazar Kurt Tuholski'ye aittir.

28

16 yaşında bir burs kazanarak Tiflis'te bulunan Ortadoks Ruhban Okulu'na gitti. Neredeyse bir rahip olacaktı.

29

Fakat gel gelelim ailesi okul masraflarını karşılayamadığı için okulu bıraktı.

30

Fotoğraflarda devasa bir görüntü çizen liderin boyu aslında çok kısaydı. 163 cm...

31

Hitler ile hep kanlı bıçaklı değildi. Dönemin başında Hitler ile saldırmazlık anlaşması imzalamıştı. Adeta birer kankalardı. Tabi işler sonradan değişti.

32

Sürgün yıllarında Lidia Pereprygina adlı, kendinden 13 yaş küçük bir kadın ile ilişkisi oldu. Hatta kadın hamile kaldı lakin bebeği doğmadan kaybettiler.

33

Stalin tarihteki ilk photshopçulardan biri olabilir. Fotoğrafları üzerinde sıklıkla düzeltme yaptırırdı. Bu onun için çok önemliydi.

34

Doğrulanmamış olsa da ordusu için insan-maymun karışımı süper savaşçı askerler geliştirilmesi için emirleri oldu. (The Scotsman Gazetesi - 20 Aralık 2005)

35

SİBİRYA'DAKİ STALIN'İN ÖLÜM KAMPLARI! - Bir dönem her on Rus’tan birinin siyasi mahkum olarak zorla çalıştırıldığı ve milyonlarcasının can verdiği gulaglar, turizme açılıyor.

36

Stalin iktidara gelir gelmez gizli polis, Stalin muhaliflerini tutuklamaya başladı.

37

Tutuklular için kamp gerekiyordu.

38

1920'lerde kurulmaya başlayan Gulag adı verilen kamplarda 1954'e kadar toplam 2,4 milyon kişi öldü.

39

Kamplar Stalin'in politik baskısının bir simgesiydi.

40

Kamplar Sibirya'nın zorlu koşulları ve batı Rusya'nın ormanlık alanlarına kuruluyordu.

41

-60 derecelere dayanan soğukta zaten kimsenin kaçması, kaçanların da sağ kalması imkansızdı.

42

Kamplarda her çeşit çalıştırma mevcuttu.

43

İşte o kamptan geriye kalanlar...

44

45

46

47

48

STALİN'İN ÖLÜM KAMPLARI! - GULAG, yani Sovyetler Birliği'nde Stalin döneminde milyonlarca insanın "halk düşmanı" suçlamasıyla cezalandırılmak üzere gönderildiği kamplar. Pek çok edebi esere, sinema filmine ve anılara konu olan GULAG'larla ilgili en çok bilinen eser, ünlü Rus edebiyatçı Soljenitsin'in Gulag Takım Adaları adlı romanıdır.

49

Nazilerin toplama kamplarına benzetilen bu kamplarda insanlar gaz odalarında öldürülmedi ancak milyonlarca kişi Sibirya'nın soğuğu, yetersiz beslenme, bakımsızlık, sağlıksız koşullar ve aşırı çalışma nedeniyle öldü.

50

Çarlık rejimini yıkan devrimin ardından Bolşevikler Rusya'da iktidarı devraldı ve Beyaz ordularla yaşanan iç savaştan da galip çıktı.

51

Bu yıllar boyunca iktidarın Komünist Partisi'nin tekelinde toplandığı ülkede, bir yandan da ekonomik bir dönüşüm yaşandı. Üretimin esasını tarımın oluşturduğu ülkede 1930'larda "mucize" diye nitelenen bir sanayi atılımı başlatıldı. Bu atılım ise ancak Stalin'in acımasız diktatörlüğü altında gerçekleştirildi.

52

Bu yıllarda üretim yeteneği son derece genişlemiş ve yıllık büyüme hızı rekor seviyelere ulaşmış olan Sovyetler Birliği'nde aynı zamanda okur yazar olmayan kalmadı, modern sanayi için zorunlu olan tüm kadrolar yetiştirildi.

53

Bu yıllar boyunca ayrıca Sovyetler Birliği'nin askeri gücünü, 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'i geriletip yenilgiye uğratacak kadar gelişti. Ancak bu başarı hikayelerinin yanında anlatılmayan ve hep gözardı edilen milyonların trajedisi vardı: GULAG'lar...

54

Bu "mucize" anlatısının bir diğer ve daha gerçekçi anlatısı ise şöyleydi: 1920'lerin ortasında Sovyetler Birliği'nde Stalinin savunucusu olduğu "Tek Ülkede Sosyalizm" teorisi egemen oldu ve buna göre, Rusya hızla sanayileşmeli ve ileri kapitalist ülkelerle rekabet edebilmeliydi.

55

Yani aşırı ve çok hızlı bir sermaye birikimi gerekiyordu, bunun için ise işçi sınıfının daha düşük ücretle daha fazla çalıştırılması gerekiyordu. Sovyet proleteryasını buna iknanın yolu ise kendi adına iktidarda olanlarca zor uygulanmasıydı.

56

İlk adım 1936'da Moskova Yargılamaları ile atıldı. Daha sonra "Show Trial" diye tarihe geçen bu göstermelik yargılamalar ile Bolşevik Parti'nin 1917'deki Ekim devrimini gerçekleştiren Zinovyev ve Kamanev, Karl Radek, Yuri Piyatakov, Grigory Sokolnikov, Bukharin ve Rykov, Rakovsky gibi tüm lider kadroları bu davalarda işkence altında "devrime ihanet ettikleri" yönünde alınan sahte itiraflara zorlanarak tasfiye edildi, öldürüldü.

57

Öldürülenler arasında 1919 Macar Devrimi'nin önderi Bela Kun ve Troçki'nin Rusya'daki aile üyeleri de vardı. Troçki de 1940'ta Meksika'da bir NKVD ajanı tarafından öldürüldü.

58

Öldürülenler arasında suçlamaları ve sorgulamaları yapan NKVD'nin (İçişleri Halk Komiserliği) eski başkanı Yagoda da vardı. Onun yerini ise Yezhov aldı. 1938'de Yezhov da aynı şekilde kendi yerini alacak olan yeni NKVD şefi Beria tarafından önce bir gün boyunca çıplak bir biçimde dövülerek öldürüldü. Beria da 1953’te Stalin’in ölümünün ardından kurşuna dizildi.

59

Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin önderliğindeki tasfiyeleri, parti genelinde ve toplumda bir "temizlik harekatı" izledi.

60

Moskova Yargılamaları ile 1936-38 arasında girişilen tasfiyede 1924'te ölen Lenin ve hali hazırda iktidarı elinde tutan Stalin dışında 1917 devrimini yapan tüm lider kadro "karşı devrimcilikle" suçlandı.

61

Bu yargılamalarla başlatılan süreçte Komünist Parti her düzeyde, inanmış yüz binlerce üyesini kendi elleriyle hapishanelerde, çalışma kamplarında yok etti.

62

İşte bu sürecin en önemli aygıtı GULAG adıyla bilinen çalıştırma kamplarıydı.

63

Bu kamplar, esas olarak iki fonksiyonu yerine getiriyordu: Rejim karşıtlarını cezalandırmak ve cezalıların bedava iş gücünü sistemli bir şekilde kullanarak sanayinin gelişmesine katkı sağlamak. GULAG'larda kalanların büyük çoğunluğu da siyasi mahkumlardı.

64

Sovyetler Birliği'nde siyasi nedenlerle idam edilen, sürgüne uğrayan, GULAG'larda çalıştırılan ve diğer yöntemlerle cezalandırılanların toplam sayısının 15 milyon olduğu ileri sürülüyor. Resmi kayıtlarda ise bu rakam 4 milyonun üzerinde.

65

Moskova Yargılamaları ile niteliğini ortaya koyan Stalin döneminde siyasi muhalifler "halk düşmanı" suçlamasıyla tasfiye ediliyordu.

66

Devrimin ilk yıllarından beri hukuki bir anlam da dahil olmak üzere kullanılan bu suçlama, Stalin döneminde bir kampanya şekline dönüştü ve akılalmaz bir boyut kazandı. "Halk düşmanının babası", "halk düşmanının kardeşi", "halk düşmanının arkadaşı" gibi nitelemelerle tüm toplum potansiyel bir suçlu hale geldi.

67

GULAG’lar yani Çalıştırma Kampları Genel Yönetimi, 25 Nisan 1930'da, NKVD bünyesinde kuruldu. Sovyetler Birliği'nde daha önce de çalışma kampı cezası vardı. Ancak GULAG'ların kurulmasıyla birlikte tablo değişti.

68

1931'de bu kamplar önceki ceza sisteminin aksine üretim merkezlerine dönüştürüldü. Kamplar büyük sanayi şehirlerinin yanına taşındı.

69

Ceza yasaları 30'lu yıllar boyunca değişti ve GULAG kamplarına göndermeyi öngören suçların sayısı arttı.

70

GULAG'lar totaliter Stalin rejiminin uyguladığı devlet terörünün de sembolüydü. O dönemde baskıcı rejiminin en temel kuruluşlarından biriydi. Ve 1923-1960 yıllarında Sovyetler Birliğinin sanayi bölgelerinde 500'ün üzerinde çalıştırma kampı kuruldu.

71

Stalin dönemindeki ekonomik ve sınaî büyümede bu zoraki emeğin büyük payı vardı. 1934'te GULAG'ın yönetiminde 14 sanayi üretim kampı vardı ve kamplardaki mahkûm sayısı 510 bin 309'du. Bu sayı 1939'da 1 milyon 317 bin 195 olmuştu.

72

1937'deki kitlesel terör ile birlikte GULAG'lara bir yıl içinde 800 bin yeni mahkum geldi ve toplam mahkum sayısı 2 milyonu aştı. Aynı zamanda 1936'da 1.118 idam cezası infaz edilirken bu rakam 1937'de 353 bin 074'e yükseldi. NKVD verilerine göre, Stalin döneminde, GULAG kamplarındaki mahkûm sayısının azami rakamı 2 milyon 760 bin olduğu belirtiliyor.

73

NKVD verilerine göre, Stalin döneminde, GULAG kamplarındaki mahkûm sayısının azami rakamı 2 milyon 760 bin olduğu belirtiliyor.

74

Resmi kayıtlara göre Stalin döneminde siyasi olarak idam edilenler, kamplarda çalıştırılanlar, sürgün edilenler ve diğer türlü cezalandırılanların toplam sayısı 4 milyon 60 bin 306. Ancak tarihçilerin önemlice bir kısmı bu verileri güvenilir bulmuyor ve gerçek rakamların bunun çok daha üzerinde olduğu düşünülüyor.

75

O dönemde Sovyetler Birliği'nde bu kamplar dışında NKVD Kolonileri ve hapishaneler de mevcuttu. Ayrıca Stalin döneminde "halk düşmanı" diye hiç sorgu sualsiz, mahkemesiz idam edilenler veya kayıp olanların sayısının çok olduğu da ifade ediliyor.

76

1937 yılında GULAG kamplarındaki mahkûm sayısının artışı kampların yeniden düzenlenmesini gerektirdi ve kamplar genişletildi. 270 bin mahkumun kaldığı kamplar inşa edildi. Kamplar endüstrinin her alanında faaliyet gösteriyordu.

77

İkinci Dünya savaşı başladıktan sonra çalıştırma kampları Sovyet askerinin ihtiyaçlarına göre üretim şeklini değiştirdi.

78

Ayrıca, savaşın ilk döneminde Sovyet askerinin ağır darbe alması dolayısıyla savaşa yeni elemanlar gerektiriyordu. 1941'in sonlarına kadar tam 420 bin civarında mahkûm beraat etti ve savaşa gönderildi. Bu sayı giderek daha da arttı, 1943’te 1 milyon 250 bin civarında mahkum savaşa gönderildi.

79

Savaş sırasında ayrıca yeni kamplarda açıldı ve bu kamplarda vatan hainleri, düşmana teslim olanlar, esir düşen Alman askerleri ve diğer savaş suçlarıyla yargılananlar yerleştirildi.

80

II. Dünya Savaşı sonrası’nda 1948’de alınan bir kararla "Osoblag" adı verilen yeni özel kamplar kuruldu.

81

Bu kamplara casusluk, sabotaj, terör, troçkistlik, sağcılık, menşevizm, sosyalist devrimcilik, anarşistlik, milliyetçilik, Sovyet karşıtı örgüt üyeliği, Sovyetler Birliği'ne karşı propaganda yapmak gibi suçlamalarla cezalandırılanlar ve bunlarla birlikte beyaz göçmenler yerleştirildi.

82

Bu kamplar diğer kamplara göre özel bir statüye sahipti. Bu kampların yönetimiyle doğrudan Stalin'in ilgilendiği de bilinmektedir.

83

Osoblag'lar büyük yerleşim merkezlerinden uzakta, mahkûmların kaçma ihtimallerinin hiç mümkün olmadığı yerlerdeydi. Kampların korunması özel birlikler tarafından sağlandı.

84

Kamplardaki durumun iç acıtıcı olduğu ve dehşet verici korkunç şeylerin yaşandığıyla ilgili gerçekler Stalin sonrası dönemde ortaya çıktı.

85

Osoblag'larda 1950’de 185 bin, 1951’de 215 bin, 1952’de 257 bin, 1953 yılında ise 234 bin mahkûm bulunuyordu.

86

GULAG'lar pek çok kitap ve sinema filmine de konu oldu. Özellikle GULAG'larda yaşayanların yıllar sonra anılarını kaleme almasıyla yaşananların boyutları ortaya çıktı. Bu kitapların bir kısmı Türkçe'ye de çevrildi. Bunlar arasında ünlü Rus edebiyatçı Soljenitsin'in Gulag Takımadaları ile Eugenia Ginzburg, Erica Wallach'ın ve Orlando Figes'in yazdıkları başta gelmektedir.

87

Stalin’in 1936'da başlattığı ve öldüğü 1953’e kadar süren "temizlik hareketi” ile dehşet verici bir devlet terörü uygulandı ve büyük bir korku toplumu yaratıldı.

88

Bu korku toplumunda işçi sınıfı daha fazla ve daha ucuza çalıştırıldı, milyonlarca insan çalışma kamplarında ölümüne çalıştırıldı ve SSCB'nin bu yolla çok hızlı sanayileşmesi sağlandı.

89

İşte Stalin için “Hitler’den daha çok Komünist öldürmüştür” denilmesinin ve Hitler ile kıyaslanmasının nedeni bunlardır.

90

GULAG'ın faaliyetleri sonucunda, 20. yüz yılın en parlak sanayi yapıları ortaya çıktı ve Stalin dönemindeki Sovyet sanayi devrimi gerçekleşti.

91

Elbette GULAG kamplarında çeşitli siyasi suçlamalar uydurularak bütün haklarından mahrum bırakılarak, acımasızca cezalandırılan ve zorla çalıştırılan milyonlarca insanın sömürülmesiyle...

92

SOVYETLERİN GİZLİ ASKERİ PROJELERİ! - Sovyet Rusya bir takım çılgın projeler yürütmekteydi ve bu turbo tren projesi yapımı da bunlardan sadece biriydi. Bu canavar için istenilen hızın yaklaşık olarak 360 km/saat olması kararı verilmişti.

93

Bu canavar için istenilen hızın yaklaşık olarak 360 km/saat olması kararı verilmişti.

94

Sovyet standart demiryolları üzerindeki denemelerde 250 km/saat'lik rekor bir hıza başarıyla ulaşabilmiştir. Ancak nihayetinde trene dahil edilmiş jet motorların yüksek yakıt tüketimi sebebiyle bu projeden vazgeçildi.

95

Ancak nihayetinde trene dahil edilmiş jet motorların yüksek yakıt tüketimi sebebiyle bu projeden vazgeçildi.

96

Bu motorların jet uçaklarından daha fazla yakıt tüketmesi projeyi olumsuz etkiledi.

97

İnanması zor ama yakın bir zamana kadar turbo tren, demiryolu hurdalıklarında paslanmış bir şekilde keşfedilmeyi bekleyene dek kayıp olarak biliniyordu.

98

Bu resimler resimler, 1960-1970 yılları arasında yapılmış en hızlı turbo trenin son durumunu bizlere gösteriyor.

99

Oysa yapımı sırasında büyük teknolojik bir atılım yapılması bekleniyordu. Sovyetler Birliği tarafından 1968'de geliştirilen Mi-12'den daha büyük bir helikopter henüz üretilemedi. Sadece iki tane üretilen bu dev helikopter 37 metre uzunluğunda ve 12 buçuk metre yüksekliğinde. Mi-12 tam 105 ton ağırlığı kaldırabiliyor Helikopterin gerçek boyutlardan çok çok büyük olduğu açık. Nakliye işlemi helikopterin gövdesinin içinde değilde, devasa 4 ayağın arasında taşınıyordu.

100

Soğuk savaş sırasında birçok casusluk romanı ve filmi Sovyetler Birliği'nin hazırladığı gizli teknoloji projelerini konu almıştı. İşte bu senaryolara esin kaynağı olan gerçek projeler....

101

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte soğuk savaşta sona ermiş oldu. İşte bu dönem batan bir geminin içinden dökülen eşyaların su üzerine çıkması gibiydi. Soğuk savaş boyunca saklanan tüm gizli sırlar tek tek su üzerine çıkmaya başladı.

102

Sovyetler Birliği tarafından 1968'de geliştirilen Mi-12'den daha büyük bir helikopter henüz üretilemedi. Sadece iki tane üretilen bu dev helikopter 37 metre uzunluğunda ve 12 buçuk metre yüksekliğinde.

103

Mi-12 tam 105 ton ağırlığı kaldırabiliyor

104

Helikopterin gerçek boyutlardan çok çok büyük olduğu açık.

105

Nakliye işlemi helikopterin gövdesinin içinde değilde, devasa 4 ayağın arasında taşınıyordu.

106

Hazar Denizi Canavarı, Rusların soğuk savaş esnasında yarı uçak yarı gemi olarak geliştirdikleri gizli bir askeri projenin kod adıydı.

107

1960'ların ortasında Amerikan casus uyduları tarafından tesadüfen tespit edilene kadar varlığından kimse haberdar değildi.

108

Muamma 20. yüzyılın sonlarında çözüldü.

109

Canavar, aslında Sovyet lideri Nikita Kruscev'in yakın arkadaşı Aerodinamik Uzmanı Rostislav Alekseyev'in geliştirdiği ve Ekranoplan olarak isimlendirdiği yeni bir tür hava taştıydı. Ekranoplan, sürekli olarak denizin 15-20 metre kadar üzerinde uçuyor, hızlı hareket edebiliyor ve daha az yakıt tüketiyordu.

110

Ekranoplan, sürekli olarak denizin 15-20 metre kadar üzerinde uçuyor, hızlı hareket edebiliyor ve daha az yakıt tüketiyordu.

111

Ayrıca, tam olarak havada olmadığı için hem hava radarları hem de tam olarak su üzerinde olmadığı için denizaltı sonar, radarları tarafından da tespit edilemiyordu.

112

Değişik modelde Ekranoplanlar, Sovyet donanması tarafından uzun yıllar asker (aynı anda 400-500 kişi) ve mühimmat (bir seferde yüzlerce ton) taşımak için kullanıldı.

113

Soğuk savaşın bitimi ile maliyetleri ve bakımsızlık sonucu proje askıya alındı. Ekranoplanların en büyük handikapı, dalgalı denizlerde uçuşunun riskli olması... Ekranoplan (gizli uçak) gemi taklidi yapan uçaklara verilen isim.

114

Şimdiye kadar üretilmiş en büyük uçak 1988'de servise alınan Antonov An-225 ya da Mriya yani Hayal'dir.

115

Şimdiye kadar sadece 1 adet üretilmiştir.

116

Antonov An-225 Sovyetler Birliği'nin uzay mekiği olan Buran'ı ya da Türkçe ismiyle Boran'ı taşımak için geliştirildi.

117

Buran'ın üretildiği yerden Kazakistan'daki Baykonur uzay üssüne taşınması ve bakımı için geri getirilmesi planlanıyordu.

118

Sovyet hükümeti Antonov Tasarım Bürosu'ndan Buran'ı taşıyabilecek kadar güçlü bir uçak geliştirmesini istedi. Uçak 1988 yılında tamamlandı.

119

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yeni Rus yönetimi 1992 yılında uzay mekiği programını iptal etti. Bu ikonik uçak da bu nedenle atıl kaldı.

120

Çünkü sıradan yükleri taşımak için fazla büyük ve masraflıydı. Çünkü sadece uçurulması için bile en az 20 mürettebat gerekiyordu.

121

Sovyet hükümetinin istediği, üretim hattındaki ikinci An-225 ise bu nedenle hiç tamamlanmadı. 20 yıl hangarda bekledikten sonra bir İngiliz taşımacılık şirketi tarafından satın alındı. Modernize edilip 2001 yılında tekrar kullanılmaya başlandı.

122

Günümüzde tanklar, lokomotifler, dev enerji tribünleri gibi yüklerin taşınmasında kullanılıyor.

123

Havacılık efsanesi Antonov An-225 altı motorludur. Uzunluğu 84 metredir. Öyle ki kargo bölmesi Wright kardeşlerin ilk uçuşlarını yapmalarına yetecek kadar uzun ve yüksektir. Kanat açıklığı 88 metredir.

124

Boş ağırlığı yaklaşık 280 tondur. 300 ton yük taşıyabilir. Bu özelliği Mriya'ya dünyanın en güçlü uçağı olma özelliğini de kazandırır.

125

Boşken 15 bin km, tam yüklüyken ise 4 bin km yol kat edebilir. Antonov An-225, 4'ü önde 32 tekere sahiptir. Bu sayede kötü zeminli pistlerde de çalışabilir.