AKİT MENÜ

Medya

Bayraktar kardeşler, resmen kudurttu! Bu nasıl bir kepazeliktir Allah aşkına

Kendisini “medya ombudsmanı” olarak pazarlayan solak gazeteci Faruk Bildirici, Selçuk Bayraktar’a yöneltilen iğrenç iftiralara karşı bazı vicdanlı yazarların savunma yapmasını hazmedemedi. Birgün adlı sözde gazetedeki yazısında “Savunan yazarlara ödül puanı mı veriyorlar, bilemedim” gibi çirkin ifadeler kullanan Bildirici, özetle şu herzeleri yumurtladı:

2024-04-23 12:39:00
1

Kendisini “medya ombudsmanı” olarak pazarlayan solak gazeteci Faruk Bildirici, Selçuk Bayraktar’a yöneltilen iğrenç iftiralara karşı bazı vicdanlı yazarların savunma yapmasını hazmedemedi. Birgün adlı sözde gazetedeki yazısında “Savunan yazarlara ödül puanı mı veriyorlar, bilemedim” gibi çirkin ifadeler kullanan Bildirici, özetle şu herzeleri yumurtladı:

2

“Evren Barış Yavuz adlı iletişimci, Haluk ve Selçuk Bayraktar’ın da olduğu Filistin eyleminden bir fotoğrafı “İsrail’e jet yakıtı satıyorlar” yazarak paylaştığında anında hedef alındı. Özellikle Akşam’ın 11 Nisan’daki “Alçaklığı İBB üstlendi” manşetinden sonra Yavuz, tam 10 yıl önce yazdığı “Alevilerin neden bir PKK’si olmalıydı” yazısı gerekçe gösterilerek tutuklandı.

3

Hollandalı Gazeteci Frederike Geerdink’in Selçuk Bayraktar’ın Çukurca’daki bir fotoğrafının üzerine “Defol Kürdistan’dan” yazarak paylaşması da iktidar kalemşorlarını kızdırdı. Onu da muhatap alıp karşı yazılar yayımladılar.

4

Bayraktar kardeşleri en çok hangi yazarların savunduğunu görmek için son on günlük gazetelere baktım. Ahmet Hakan üç yazıyla birinci durumda. “Bayraktar’la uğraşmayın”, “Baykar Erdoğan’a yakın olmasaydı” ve “Bayraktar’a defol diyen bir Hollandalı”, başlıklı yazılar kaleme almış. Ali Saydam, “Ne istiyorlar Bayraktar’dan” ve “Bir bu eksikti” yazılarıyla ikinci sıradan izliyor onu. Hikmet Köksal, İbrahim Karataş, Tarkan Zengin, Faruk Önalan, Hikmet Genç ve İhsan Aktaş da birer yazıyla savunma çizgisine gelmişler.

5

(…) Bunca yazarın desteğe koşması manidar. Acaba savunan yazarlara ödül puanı mı veriyorlar, bilemedim…”