İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bulunduğu helikopter, zorlu hava koşulları nedeniyle Doğu Azerbaycan eyaletinde dağlık arazide kaza yaptı. İranlı yetkililer helikopterde bulunan Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın kazada hayatını kaybettiğini açıkladı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin bulunduğu helikopter, zorlu hava koşulları nedeniyle Doğu Azerbaycan eyaletinde dağlık arazide kaza yaptı. İranlı yetkililer helikopterde bulunan Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın kazada hayatını kaybettiğini açıkladı.

Bu İran’daki ilk helikopter kazası değildi. 2013 yılında İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad’ı taşıyan helikopter de ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgede düşmüş o kez cumhurbaşkanı kurtulmuştu.

Reisi’nin bu trajik ölümü ile BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşamını yitirdiği helikopter kazasının da bir çok benzerlikleri var. O benzerliklere geçmeden önce İran’da cumhurbaşkanının içinde bulunduğu helikopterin özelliklerine bakmakta fayda var.

REİSİ'NİN BİNDİĞİ HELİKOPTERİN ÖZELLİKLERİ İran medyası, Type 412 model helikopterin özelliklerini ortaya çıkardı. Tamamen dolu bir depolayla 900 kilometre yol alan Type 412, 5.3 ton yükü de taşıyabiliyor. 1979 üretimi olan helikopter ayrıca 13 kişiyi taşıyabiliyor. Eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif söz konusu helikopter kazasıyla ilgili ABD'yi suçladı ve "ABD, İran'a uçak ve yedek parça satışını engelleyerek büyük bir helikopter kazası trajedisinden sorumludur" dedi.

2013'DE ZORUNLU İNİŞ Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın 19 Mayıs Pazar günü helikopter kazasında ölmesi, İran'da önceki yıllarda gerçekleşen diğer kazaları hatırlattı. İran'ın eski cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinejad'ı taşıyan helikopter, 2013 yılında zorunlu iniş yaptı. Kaza, Ahmedinejad'ın ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgede bulunan karayolu tünelinin açılış törenine katılmak üzere bindiği helikopterde meydana geldi. Ahmedinejad ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgede zorunlu olarak inen araçtan yara almadan kurtuldu ve açılış törenine yetişti.

TARİH: 1980 BİR BAŞKA KAZA DAHA İran devriminden bir sene sonra, 1980 yılında ise bir başka helikopter kazası kayıtlara geçti. İran İslam Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olan Beni Sadr, Irak sınırında gerçekleşen söz konusu helikopter kazasından kurtulmayı başardı. Devrimin lideri Humeyni ile ihtilafa düşen Beni Sadr, 1981 yılında görevinden alınmıştı.

Humenyi ile 1979'daki devrim sırasında Paris'ten Tahran'a dönen isimler arasındaki Beni Sadr, yeniden Paris'e döndü ancak bu kez sürgün edimişti. 40 yıllık sürgünün ardından 88 yaşında, 2021 yılında Paris'te öldü.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazası geçirdiği haberlerini akıllara, BBP Lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu suikastini getirdi. CNN Türk'te Ne Oluyor? programında "Reisi'nin kazası, suikaste kurban gittiği bilinen Yazıcıoğlu'nun kazası ile benzerlik taşıyor mu?" sorusuna yanıt arandı.

İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopter, İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletine bağlı Berazin ile Erdeşiri köyleri arasındaki Dizmar ormanında sert iniş yapmış ve bölgeye arama-kurtarma ekipleri yönlendirilmişti.

Flaş gelişme akıllara, Yozgat'a gitmek üzere bindiği helikopterin 25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'taki Keş Dağı'na düşmesi sonucu hayatını kaybeden BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nu getirdi.

"Reisi'nin kazası, suikaste kurban gittiği bilinen Yazıcıoğlu'nun kazası ile benzerlik taşıyor mu?" sorusu CNN Türk'te Ne Oluyor? programında konuşuldu.

Milliyet Gazetesi Yazarı Zafer Şahin benzerliklere şöyle dikkat çekti:

Reisi'nin helikopterinin dışındaki helikopterlerin durumu bu olayı netleştirir. Onda da muhtemeldir ki İran'ın üst düzey yetkililerinin bulunduğu helikopterdir. Acaba o 2 helikopter nerde? Eğer o iki helikopter Reisi'nin helikopteri ile aynı rotayı izlemedilerse, onlar olumsuz hava şartlarını da bildikleri halde Reisi'nin helikopteri o rotadan gittiyse ve diğer iki helikopter farklı rotaya saptıysa ki zaten burada suikast ihtimali kuvvetleniyor.

Yıllar önce yazdığım bir yazı vardı. Rahmetli Yazıcıoğlu'nun helikopteri düştüğünde, sadece iki saat sonra Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürü diyor ki, "Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopter bulundu. Kendisi sağ ve ayağı kırık. Diğer kişiler yaralı olarak Göksun Hastanesi'ne getiriliyor" diyor. Fakat bu açıklama üzerine arama kurtarma çalışmaları duruyor.

Enkaz 3 gün sonra bulunuyor. Belirtilen yerin 115 kilo metre ilerisinde bulunuyor ve Yazıcıoğlu'nun ayağı gerçekten kırık. Bu istihbaratçının Yazıcıoğlu'nun ayağının kırık olduğunu nerden bildiği bir sır. Başka bir tuhaflık helikopterdeki gazeteci rahmetli İsmail Güneş 112'yi arıyor yaralı olarak.

Dakikalarca konuşuyor. 3 gün sonra cansız olarak bulunduğunda çenesi kırık olarak bulunuyor. Çenesi kırık olan bir insan 112 ile dakikalarca nasıl konuşabilir? Otopsi raporunda diyor ki Yazıcıoğlu düşme anından 1 saat sonra hayatını kaybetti.

Oysa ki İsmail Güneş 112 ile konuşmasında "Siyah giyimli adamlar, kim bunlar ya." diyor. Kaza sonrası FETÖ'cüler helikopterden bazı parçaları söküyorlar. GPS cihazı sökülüyor ve yakılıyor. Ve sonra o iki tane FETÖ'cü 15 Temmuz Cumhurbaşkanına suikast için Marmaris'e giden suikast timinden çıkıyor.

Ve sonra o iki tane FETÖ'cü 15 Temmuz Cumhurbaşkanına suikast için Marmaris'e giden suikast timinden çıkıyor.

Ve o ikisi şu an tutuklu. Şu da çok enteresan Yazıcıoğlu ölmeden önce 17 saniyelik bir görüntüsünü izlediğini söyleyen bir gazeteci var. Adı Ahmet Akpak. Ahmet Akpak, 2017 yılında şüpheli bir şekilde şeker komasından hayatını kaybediyor. O gazetecinin oğlu o görüntüleri Yazıcıoğlu ailesine göndereceğini söylüyor.

Alper Akpak, o da bir hafta sonra İstanbul'da bir sokak kavgasında yine şüpheli bir şekilde hayatını kaybediyor. Yine emniyet içerisinde de arama çalışmalarını sabote eden 3 tane FETÖ'cü polis tespit ediliyor. Bu tür işlerde devlet içinde yuvalanmış kripto yapılar etkili olabiliyor.

Yani İran'daki bugün yaşanan hadise de dış kaynaklı olma ihtimali çok kuvvetli ama içerdeki iktidar mücadelesinin sert mücadelenin bir yıl sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek üzere harekete geçen dış güçlerle beraber bir suikast girişi olması muhtemel. Bununa dı Mossad olabilir, bunun adı başka bir ülkenin istihbaratı olabilir.