AKİT MENÜ

Gündem

Rusya'dan Türkiye'ye skandal tehdit: Türk İHA'ları oraya girerse düşüreceğiz

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Tercüman'a "Hedef Türkiye" başlıklı bir röportaj verdi. Yaycı, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik skandal tehdidini ilk kez açıkladı.

1

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Tercüman'a "Hedef Türkiye" başlıklı bir röportaj verdi. Yaycı, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik skandal tehdidini ilk kez açıkladı.

2

Cihat Yaycı, İsrail'in giderek tehlikeli bir hal aldığını ve gelecekte bu durumdan Türkiye'nin de etkilenebileceğini açıkladı. İşte Yaycı'nın o açıklamaları...

3

1979’da İran İslam Devrimi lideri Hümeyni’ydi. Hümeyni Paris’teydi, orada yaşıyordu. Hükümeti de Paris’te kurmuştu. Devrimi Paris’te planladı ve hayata geçirdi. Sonra devrim olgunlaşınca Hümeyni, Air France uçağıyla Tahran Havaalanı’na indi. Batı kurdurtmuştur bu devleti, ayan beyan açıktır. Bir sene sonra İran, Irak’a saldırdı. Vaat edilmiş topraklar dedikleri, Fırat ve Dicle arasındaki topraklarla Nil arasında kalan alan. İsrail’den yukarıya bakıldığında Irak, Suriye ve Türkiye var.

4

Yakınlarında ise Ürdün ve Mısır var. İsrail’e, Siyonizm’e düşman bir devlet olarak İran kurgulandı ve İran tehditler savurmaya başladı. İsrail de bu tehditler karşısında silahlandı, hatta nükleer silahlar edindi. Herkes de bunu meşru kıldı. Çünkü büyük bir tehdit vardı; İsrail’in silahlanması, İran’ın tehditleriyle meşrulaşıyordu. Ama ne hikmettir 44 senedir o tehditlerden bir tanesi bile İran tarafından İsrail’de gerçekleştirilmedi. Ufak tefek Hizbullah roket attı falan ama İran, vaat edilmiş topraklardan olan Irak’a saldırdı.

5

Sekiz sene İran, Irak’ı tokatladı. Kimden aldığı silahlarla tokatladı? Silahları iki ülkeden almıştı. Biri İsrail, diğeri Amerika. Irak sekiz senenin sonunda iyice perişan olmuştu. Ekonomik açıdan acayip zorluklar yaşıyordu. Amerika, Saddam’ın kulağına bir anda şunu fısıldadı: “Kuveyt sizin hakkınızdır, orası aslında sizindir, orayı ilhak edebilirsiniz. Kuveyt zaten sizin aleyhinize çalışıyor.” Saddam Amerika’dan aldığı bu destekle Kuveyt’i ilhak etti. Sonra ne oldu? Amerika “Sen nasıl Kuveyt’i ilhak edersin, sen nasıl Kuveyt’e saldırırsın, sen nasıl bir anarşist devletsin?” diyerek Irak’a tepki gösterdi. İran’la olan savaşından daha üç sene bile geçmeden Irak’ta Körfez Harekâtı oldu. Birinci Körfez Harekâtı’ndan sonra Irak parçalanmaya başladı. Yukarıda bir Barzanistan kuruldu. Barzani ailesinin İsrail’le çok iyi ekonomik ilişkileri vardı. Hem akrabalık ilişkileri hem de siyasi ilişkileri söz konusuydu. Basra Körfezi’nden itibaren aslında yavaş yavaş vaat edilmiş topraklar parçalanıp İsrail’e hazırlanmaya başlanıyordu. Ondan sonra İkinci Körfez Harekâtı yapılıp Saddam asıldı. Bütün Irak işgal edildi. Samimi olarak İsrail’in düşmanı olan Saddam gitmişti.

6

Irak parçalanmış, Irak’ın kuzeyinde Fırat ve Dicle arasında bir başka kukla devlet kurulmuştu. Bu kukla devlet, Suriye’ye doğru yaklaşmak istiyordu. Çünkü vaat edilmiş toprakların ikinci devleti Suriye’ydi. Suriye’ye doğru yaklaşırken bir anda Suriye’de iç savaş çıktı. Durduk yere çıkan bu iç savaşta güya “Suriye’yi biz toparlayacağız, biz koruyacağız” derken Rusya, ABD, İran oraya girdiler. İŞİD diye bir örgüt yaratıldı. “İŞİD ile mücadele edeceğiz” diye Barzanilerin, PKK’lıların bir kolu bölgeye sevk edildi. Bölgedeki insanlar sürüldü. Biz ensar olduk onlara. Hâlbuki onlar topraklarını terk edip aslında İsrail’e yer açan insanlardı. Topraklarını terk edenlerin yerine Barzani ve PKK başka yerlerden insanlar getiriyordu.

7

Gerçekten Batı’ya doğru sistem işliyor ve Büyük İsrail oluşuyor. İran da Rusya da Suriye’nin içine girdi. Paramparça oldu. Irak’ta olduğu gibi Suriye’nin doğusunda kuzeyden güneye PKK, YPG yapısıyla Rojava Özerk Cumhuriyeti kuruldu. Rojava, Türkçede “batı” demektir. Böylelikle sözde “Batı Kürdistan” kuruldu. Bunlar batıya doğru ilerlerken batıda İran destekledi. Güneyde Amerika ve Rusya destekledi. Esat o esnada ülkesini dilimliyordu. Rusya Amerika ile iş tutuyordu. Uçaklarına hava sahasını açıyorlardı, onların yerleşmesine müsaade ediyorlardı.

8

Sözde Kürt devletinin kurulmasına müsaade ediliyordu. Parçalanan aslında Suriye’ydi. Rusya hava sahasını açarak İsrail uçaklarının gelip Esad’ın sarayını bile bombalamasına izin veriyordu. Bu nasıl bir çelişkiydi? Kimse de görmüyordu bunu ama oyun işliyordu. Bu arada Türkiye’yi de iç savaşa götürmek istiyorlardı. Bunun en son örneği 15 Temmuz’dur. Halkın iradesiyle bu iç savaş meselesinden uzaklaştık. Bu arada Lübnan’da hükümet bir türlü kurulamıyor, patlamalar yaşanıyor. Lübnan ancak huzur bulmuşken iç karışıklıklarla yeniden bu huzur bozuluyor. Birtakım bahanelerle İsrail, Lübnan’a saldırıyor. Her şey hazırdı aslında. Sadece bir sebep gerekliydi. O da Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla gerçekleşti. Bunun üzerine dünya İsrail’i destekledi. Batı dünyası ve kukla Arap devletleri de seslerini çıkarmadılar. Böylece Büyük İsrail’in kurulma süreci başladı.

9

İsrail’de vaat edilmiş topraklara dair bir bakanlık olduğunu biliyor musunuz? İsrail hem teokratik hem de genişlemeci bir devlet. Çünkü her şeyi olduğu gibi Tevrat’ı da tahrip etmişlerdi. Zaten bunlar Tevrat’ın Samuel versiyonundaki 15. surenin 3. ayetinde dediği gibi “Düşmanı vur; kadını, erkeği, bebeğine kadar herkesi öldür; tavuğunu, koyununu, keçisini öldür; her yeri yak yık” söylemine uyuyorlar. Netenyahu da İsrail Millî Savunma Bakanı da bu söyleme göre hareket ediyor.

10

Birleşmiş Milletler’i kuran devletlere bakarsanız aslında birlikte oluşturdukları yapıda birbirlerine düşmanlarmış gibi hareket ettiklerini görürsünüz. Bu şu demek: “Biz beş devlet, dünyayı bu şekilde yöneteceğiz ve bizden daha büyük kimse çıkmayacak.” Bu sistem, bu beş devletin beş daimî üyeden ve onların güvenlik konseyinden daha güçlü bir devletin oluşmasına müsaade etmeyecek. Şimdi bir kere bu düzen kuruluyor ve beş devletten başka hiçbir devlet sivrilemez deniliyor. Dünyayı biz yöneteceğiz, diğerleri ikinci sınıftır deniliyor. Bakıldığında İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra NATO ve Varşova Paktı… Birbirlerine nasıl düşmanlar? Aslında bu da bir çözüm yöntemiydi.

11

Onlar açısından dünya böyle iki bloklu olarak yönetilecek. Bunların hepsi belgeli. Potsdam ve Yalta konferanslarında Roosevelt, Churchill ve Stalin masaya oturuyorlar. Haritayı önlerine alıyorlar ve Avrupa’yı ikiye bölüyorlar. Yetmiyor, Almanya’yı ikiye bölüyorlar. Yetmiyor, Berlin’i ikiye bölüyorlar. Diyorlar ki: “Bu taraf senin, bu taraf benim. Ben burada NATO’yu kuracağım, sen burada Varşova Paktı’nı kuracaksın. Biz bu şekilde iki kutuplu olarak buraları yöneteceğiz.”

12

Düşman gibi görünenlerin aslından birbiriyle anlaşmalı olduklarını ve koordineli hareket ettiklerini görebiliyoruz. Uluslararası ilişkilerde görünen hiçbir şeye inanmayacaksınız, perde arkasına bakacaksınız. Masa üstündeki bilek güreşine bakmayacaksınız, masa altında diğer elleriyle ne yaptıklarına bakacaksınız. Hem masanın üstünü hem altını göreceksiniz. Varşova Paktı ve NATO bir kere dahi olsa savaşmış mıdır? Silah atmış mıdır? Amerika ile Rusya birbirine bir kere dahi tabanca mermisi dahi atmış mıdır? Ukrayna’da güya karşı karşıyalar değil mi? Niye Rusya’da birlikteler, niye Libya’da birlikteler?

13

Peki, niye Amerikan predatörlerine, SİHA’larına, uçaklarına Rusya Suriye’de hava sahasını açıyor. Bizim sınırımızda fıldır fıldır dolanıyor Amerikan İHA’ları, SİHA’ları. Ama biz bir tane bile SİHA sokamıyoruz Suriye’ye, Rusya “Sokamazsın, düşürürüm” diyor.

14

Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gelince… Uluslararası Ceza Mahkemesi; devletleri yargılamaz, şahıslar yargılıdır. Bu anlaşmaya Rusya ve Amerika imza koyuyorlar mı? Bu bir oyun... Kimler koyuyor imza? Afrika devletleri, Sırbistan… Bunlara ne oluyor? Alıp götürdüler adamları. Kendi imza koymuyor ama. Sistem böyle değil. Çünkü devletleri yargılamıyor Uluslararası Ceza Mahkemesi, kişileri yargılıyor. İmza koyan ülkelerin insanları yargılanıyor Amerika Birleşik Devletleri imza koymamış, dolayısıyla onun hiçbir kimsesini yargılayamıyor. Rusya’yı yargılayamıyor, İsrail’i yargılayamıyor.

21

slında her şey bir plan dâhilinde ilerliyor ve bu plan 129 yıl önceye dayanıyor. Hepsi adım adım gerçekleşmektedir. Bu sebeple boşuna demiyorum hedef Türkiye. Başınızı Gazze’ye gömmeyin. Çok ciddi şekilde sınırlarımızı emniyet altına almalıyız, bu tuzak bizim için kuruldu. Buraya bizi çekmek istiyorlar. Çektikleri an, Türkiye’yi NATO’dan çıkartırlar. Türkiye çıktığı anda da NATO’ya İsrail alınır. Türkiye bu konumda NATO ülkesine saldıran bir ülke olur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de NATO’ya alınır.

22

Kıbrıs’ta NATO devletini işgal eden bir ülke durumuna düşeriz ve başımıza gelmeyen kalmaz. Biz bunları verilere, bilgilere dayanarak; demeçleri, toplantıları, takip edip karşılıklı risk analizi yaparak değerlendiriyoruz.