Çocuklarda/bebeklerde telefon ve tablet kullanımı zeka geriliği, dikkat dağınıklığı ve agresiflik gibi büyük psikolojik rahatsızlıklara sebep veriyor. İngiltere, aşırı ekran ve akıllı telefon kullanımının çocuklar ve gençler üzerinde "açık bir olumsuz etkisi" olduğunu belirterek, sosyal medya hesap açma yaşının 16'ya yükseltilmesini önerdi. İsveç'te ise çocuklar arasında DEHB vakalarında "patlama" yaşandığını ve bunun küresel ortalamanın çok üzerinde olduğunu belirterek, bunun nedenini bulmak için bir inceleme yapılması istendi.

Çocuklarda/bebeklerde telefon ve tablet kullanımı zeka geriliği, dikkat dağınıklığı ve agresiflik gibi büyük psikolojik rahatsızlıklara sebep veriyor. İngiltere, aşırı ekran ve akıllı telefon kullanımının çocuklar ve gençler üzerinde "açık bir olumsuz etkisi" olduğunu belirterek, sosyal medya hesap açma yaşının 16'ya yükseltilmesini önerdi. İsveç'te ise çocuklar arasında DEHB vakalarında "patlama" yaşandığını ve bunun küresel ortalamanın çok üzerinde olduğunu belirterek, bunun nedenini bulmak için bir inceleme yapılması istendi.

İngiltere'de milletvekilleri, bir sonraki hükümete 16 yaş altı çocuklar için akıllı telefon yasağı ve okullarda cep telefonu kullanımına yönelik yasal bir yasak getirilmesi çağrısında bulundu.

Avam Kamarası Eğitim Komitesi, aşırı ekran ve akıllı telefon kullanımının çocuklar ve gençler üzerinde "açık bir olumsuz etkisi" olduğunu belirterek, sosyal medya hesap açma yaşının 16'ya yükseltilmesini önerdi. Komite başkanı Robin Walker, çevrimiçi dünyanın ciddi tehlikeler oluşturduğunu ve ebeveynlerin bu konuda daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu söyledi. Raporda, 16 yaş altı çocuklar için akıllı telefon yasağı, varsayılan ebeveyn kontrolleri ve uygulama mağazalarında uygunsuz içeriklere erişimi engellemek için kontrollerin getirilmesi gibi öneriler teklif edildi. Ayrıca, okullarda cep telefonu kullanımına yönelik yasal bir yasağın değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Raporda, sosyal medya platformlarına erişim için mevcut 13 yaş sınırının 16'ya yükseltilmesi gerektiği ifade edildi. Öte yandan, 2020-2022 arasında çocukların ekran süresinde yüzde 52 artış olduğu ve gençlerin yüzde 25'inin akıllı telefonlarını bağımlılık yapacak şekilde kullandığı belirtildi. Akıllı Telefon Olmayan Çocukluk kampanya grubu, raporu memnuniyetle karşılarken, bazı gruplar yasaklar yerine daha güçlü düzenlemeler yapılması gerektiğini savundu.

İsveç DEHB Vakalarındaki 'Patlamanın' Ardından İnceleme Emri Verdi Hükümet Cuma günü yaptığı açıklamada, İsveç'te çocuklar arasında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktif Bozuluk (DEHB) vakalarında "patlama" yaşandığını ve bunun küresel ortalamanın çok üzerinde olduğunu belirterek, bunun nedenini bulmak için bir inceleme yapılmasını istedi. Sosyal İşler Bakanı Jakob Forssmed, Sağlık ve Refah Kurulu'nun istatistiklerine dayanarak gazetecilere yaptığı açıklamada, 2022 yılında İsveç'teki erkek çocukların yaklaşık yüzde 10,5'ine ve kız çocukların yüzde altısına Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) teşhisi konulduğunu söyledi.

İsveç Tıbbi Ürünler Ajansı'nın bir tahminine atıfta bulunarak, rakamların düzleşmeden önce sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 11'e yükselmesinin beklendiğini söyledi. Hükümet, dünya genelindeki çocukların yaklaşık yüzde beş ila yedisinin DEHB teşhisine sahip olduğunu söyledi. "İsveç bu bağlamda öne çıkmaktadır. DEHB teşhislerinin sayısı zaman içinde keskin bir artış gösterdi... ve azalma belirtisi göstermiyor" dedi.

Buna ek olarak, 10-17 yaş arası erkek çocuklara reçete edilen DEHB ilaçları son 15 yılda yüzde 800 artarak 2001'de reçete edilen erkek çocukların yüzde biri iken 2022'de yüzde 8'e yükseldi. Kız çocukları için bu artış yüzde 0,5'ten yaklaşık yüzde 5'e çıkarak on katına çıktı. Forssmed, Tıbbi Ürünler Kurumu'na ve diğer ilgili makamlara, artışın arkasında ne olduğunu bulmak için bir inceleme yapmaları talimatını verdi. "Daha fazla bilgiye ihtiyaç var" dedi. İsveç'in bir önceki tedavi tavsiyesinin 2016 yılında yayınlanmasından bu yana, "yeni ilaçların yanı sıra yeni araştırmalar ve genişletilmiş göstergeler geliştirildi" dedi. Forssmed, ortaya atılan açıklamalardan bazılarının "sağlık çalışanları, okullar ve halk arasında artan farkındalık (ve) daha geniş tanı kriterleri" olduğunu söyledi. "Ayrıca, teşhisin okulda ekstra yardım alabilmek için resmi veya gayri resmi bir ön koşul olduğuna dair bir inanç var gibi görünüyor." İncelemenin, hükümetin çocuklar ve gençler arasında ruh sağlığını teşvik etme ve intiharı önleme planının bir parçası olduğunu söyledi.