Yunan basınından Peentapostagma'dan akıllara durgunluk veren analizler gelmeye devam ediyor. Yunan gazetesi bu kez Türkiye'nin insansız hava araçları konusundaki son hamlelerini ilginç bir değerlendirme ile analiz etti.

Yunan basınından Peentapostagma'dan akıllara durgunluk veren analizler gelmeye devam ediyor. Yunan gazetesi bu kez Türkiye'nin insansız hava araçları konusundaki son hamlelerini ilginç bir değerlendirme ile analiz etti.

Aydınlık'ta yer alan habere göre, Yunan Pentapostagma gazetesi, Ege ve Doğu Akdeniz’deki egemenlik anlaşmazlıkları ile Güney Çin Denizi’ndeki ihtilafları karşılaştıran bir analiz yayınladı.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun insansız hava araçlarıyla bir adayı ablukaya alabilme kabiliyetine eriştiğini bildiren gazete, “Türkler de Yunanistan'a karşı Çin modelini kopyalayarak seri saldırı dronları üretiyor.” diye yazdı.

Türkiye’nin Ege’deki planlarına ilişkin “benzersiz” bir durumla karşı karşıya olduklarını belirten gazete, sürü dron konseptinin ne kadar etkili olabileceğinin Çin’in son çalışmasında görüldüğünü kaydetti.

Habere göre Çin Halk Kurtuluş Ordusu Birim 92116'dan Mühendis Chen Huijie tarafından yürütülen bir çalışma, 5 Haziran 2024 tarihinde Çin akademik dergisi Command Control & Simulation'da yayımlandı.

Dron sürülerinin abluka ve alan hakimiyeti konusundaki kritik rolünü gösteren çalışma, Çin'in adalardaki ihtilaflara karşı askeri senaryolara yaklaşımında önemli bir değişimin sinyali veriyor.

Diğer yandan gazete, Amerika Birleşik Devletleri’nin de "Hellscape" adını verdiği kendi dron merkezli stratejisini uygulamaya koyduğunu, bunun da askeri operasyonlara ilişkin bir paradigma değişimini temsil ettiğini vurguladı.

Yunan Pentapostagma gazetesi, hem Çin hem de ABD’nin sürü dron konseptine olan ilgisinin altını çizdikten sonra, Türkiye’nin de bu alana önemli bir yatırım yaptığını kaydetti. Özellikle Libya, Kosova, Kıbrıs ve Suriye’nin kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından dron üsleri kurulduğunu belirten gazete, “Buralar, Türklerin Güneydoğu Akdeniz'i kontrol etmek ve Balkanlar'daki Arnavutluk ve Bosna Hersek gibi diğer dost devletler aracılığıyla da Yunanistan'ın stratejik kuşatmasını uygulamak amacıyla insansız hava aracı üslerine sahip olduğu bölgelerdir.” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’nin son yıllarda kendi kendine yeten bir savunma sanayi vizyonu ile hareket ettiğini ve bu kapsamda çok sayıda insansız hava aracı ürettiğini de hatırlatan gazete, “Tüm bunlar, Erdoğan’ın çatışmaların hüküm sürdüğü bölgelerde giderek daha iddialı hale gelen dış politikasını desteklemeyi amaçlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Haberde, “Dron kullanarak bir Yunan adasını abluka altına almak mümkün mü?” sorusuna da şu yanıt verildi: Devasa sayıda insansız hava aracının kullanımı, Yunan Silahlı Kuvvetleri tarafından üzerinde çalışılmış bir senaryodur. Bu nedenle Türk tehdidine karşı adalarımıza anti-dron sistemleri yerleştirilmiştir. Aynı zamanda Yunan Silahlı Kuvvetleri, askeri personel ve altyapı için büyük tehdit oluşturan FPV tipi dron saldırılarına karşı da anti-dron silahlarıyla donatılmıştır. Son olarak Yunan Hava Kuvvetleri, Ege'de liderliği elinde tutmaktadır ve özellikle F-16 Viper ve Rafale savaş jetlerinin satın alınmasıyla da bunu sıkı bir şekilde korumaktadır. Bu yetenekler, Türk Hava Kuvvetlerinin bir Yunan adasına karşı herhangi bir şey düşünmesini yasaklamaktadır.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi'ni hayata geçirme çabaları da Yunan tarafını tedirgin etti.

“Türklerin Sinsi Yeni-Osmanlı Planları” başlıklı haberlerde, “Bu basit bir şey ya da sadece Türk propagandasıyla ilgili değil. Türklerin ‘Mavi Vatan’ olarak adlandırdıkları bölgedeki tüm gemilerin (askeri ve ticari) hareketini kontrol etmeye yönelik büyük bir ikiyüzlü plan.” ifadeleri kullanıldı. Geçen günlerde İstanbul'da düzenlenen 3. Türkiye Denizcilik Zirvesi'nde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, KKTC'de kurulacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi'nin 2026 yılında hizmete gireceğini duyurmuştu.

Bakan Uraloğlu, “Projenin tamamlanmasının ardından hem ülkemizin hem de KKTC'nin Mavi Vatan'daki hakimiyetini önemli ölçüde artıracağız.” diye konuşmuştu.