Türkiye ile Yunanistan arasındaki tansiyon Ege'de yeniden arttı. Yunan tarafının provoke adımları sonrası Ankara bölgeye savaş gemilerini gönderdi. Bu adımların ardından gözler saat 21.00'a çevrildi.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki tansiyon Ege'de yeniden arttı. Yunan tarafının provoke adımları sonrası Ankara bölgeye savaş gemilerini gönderdi. Bu adımların ardından gözler saat 21.00'a çevrildi.

Birlik Gazetesi'nde yer alan habere göre,Yunan basını, Ege Denizi’nin güneyinde en uç bölgede Çoban Adası ve Kerpe bölgesinde, Güney Kıbrıs-Girit arasına kablo döşeme çalışmaları öncesinde İtalyan gemisi Levoli Relume araştırma gemisinin Türk karasularına yaklaşması neticesinde Yunan ve Türk savaş gemilerinin o bölgeye intikal ettiğini ve ortamın oldukça “gergin” olduğu haberleri yapıyor.

Oysa Atina kaynaklarının, iki ülkenin savaş gemilerinin o bölgede bulunduğunu ancak basında belirtildiği gibi “gergin” bir ortamın olmadığı vurgusu yapılırken, Ankara ile açık kanallar vasıtasıyla iletişim içinde olunduğu belirtiliyor.

Dün devam eden diplomatik süreçlere ilişkin bilgi sahibi kaynaklar, Yunan ve Türk savaş gemileri arasında herhangi bir gerilim veya olay riskinin bulunmadığını söyledi. Yetkililer, Atina’nın beklentisinin geminin araştırmalarına devam etmesi ve planlandığı gibi en kısa sürede tamamlaması olduğunu da sözlerine ekledi. Pratik olarak bu, Donanma Hidrografi Servisi’nin Kandiye istasyonunun en son NAVTEX’inin (718/24) belirttiği gibi “Ievoli Relume” gemisi çalışmalarını 24 Temmuz bugün saat 21.00’de bitireceği anlamına geliyor.

Yapılan haberler şu şekilde: “İtalyan gemisi Ievoli Relume’nin Girit-Güney Kıbrıs elektrik enterkonneksiyon projesine ilişkin kablo döşemek amacıyla Güney Ege’de yaptığı incelemeler vesilesiyle, Çoban Adası-Kerpe arasında yaşananlara ilişkin yetkili kaynaklar, “Sahada herhangi bir gerginlik ve kaza riski yaşanmadı” mesajı gönderiyor.

Hem Yunan hem de Türk kaynakların ısrarla vurguladığı gibi, “Yunanistan ile Türkiye arasındaki iletişim kanalları açık ve çalışıyor”.

İki tarafın da belirttiği gibi, Atina ile Ankara arasındaki hatlar, ortaya çıkabilecek gerilimleri önlemek ve ortadan kaldırmak amacıyla hâlâ aktif durumda olduğu ileri sürülüyor.

Bu çerçevede karşılıklı olarak uzlaşmaların yapıldığını, tarafların güvence verdiği gibi geminin başlattığı araştırmayı sürdürüp bir an önce tamamlayacağı belirtiliyor.

Geçtiğimiz günlerde Yunanistan’ın Çoban Adası – Kerpe Boğazı’nın güneyindeki direktifinin altı millik karasularını aşması üzerine Türkiye’nin kendi NAVTEX’ini yayınlayarak Yunan NAVTEX’ine tepki gösterdiği hatırlatılıyor.

Yetkili kaynakların haberde belirttiği gibi, Türk savaş gemilerinin İtalyan gemisini “uluslararası sularda” izlediği ve ulusal karasularını ihlal etmeye veya gemiyi taciz etmeye teşebbüs etmediği tespit edildi.

Türk savaş gemilerinin hareketleri başından itibaren Deniz Kuvvetleri birimleri ve Sahil Güvenlik’e ait bir tekne tarafından izleniyordu.

Ancak Atina, gerginliğe dönüşebilecek herhangi bir rahatsızlığın artmasını istemediğini açıkça belirtiyor. Tam tersi. Görünen o ki, dikkat çekmemeye çalışıyor ve herhangi bir olayı mümkün olduğu kadar atmosferi bozacak açıklamalarda bulunmadan aktarmaya çalışıyor. Yunan diplomasisi için hedef “sakin sular” döneminin devamı.

Kasos ve Kerpe’nin güneyinde yaşananlarla ilgili yorum yapan Atina’daki diplomatik kaynaklar, “İtalyan gemisi Levoli Relume, Kasos (Çoban Adası) yakınlarında su altı kablo döşeme çalışmalarını araştırıyor. Belirtildiği gibi, araştırma gemisinin uluslararası sularda seyretmesinin ardından Türk savaş gemilerinin de bölgeye konuşlanması, Yunan savaş gemilerinin de konuşlanmasına yol açtı.” İfadelerini kullanıyor.

Diplomatik kaynakların daha önce de belirttiği gibi, “araştırmanın mevcut planlamaya göre tamamlanması amacıyla gerekli istişarelerin yapıldığının altı çiziliyor.

Başbakan Yardımcısı ve hükümet temsilcisi Pavlos Marinakis Skai radyosunda bu konuya ilişkin şunları söyledi: “Hükümet bu konuya bütünüyle yanıt veriyor, açıkça diyalog ortamını sürdürmeye çalıştığını söylüyor ve biz bu konuda iyimseriz. Diyalog anlaşma anlamına gelmediği gibi saflık anlamına da gelmez. Ondan sonrası iç politika, iç egemenlik, egemenlik hakları meseleleri, kendi karasularımızdaki araştırmalar gibi konular diyalog, masasına gelmiyor.”