"Piyasada fiyat artışlarını ya da düşüşlerini en hızlı biz hissederiz. Çünkü, un, şeker, çay, tıraş bıçağı, yara bandı, kırtasiye ürünü; ne ararsanız satıyoruz. Tabii her ürünün bir fiyat endeksi var. Mesela çayın kilosu 100 lira diyelim. Toptancının elinde 10 ton çay var. Daha önceden 100 liralık çaya 95 lira fiyat verdiğinizde çok hızlı bir şekilde satılırdı. Şimdi bırakın 90 lira fiyat vermeyi 75-80 lira diyorsunuz, alan yok. Çünkü piyasada para yok. Oysa firmanın o ürünü satıp, tahsilat yapıp çekini ödemesi gerekiyor. Bu süreçte yüksek faizlerden dolayı para da bulunmuyor. Evi, arabayı satmak istiyor ama nakde çevirmesi zaman alıyor. O zaman ne yapıyor? Stokundaki ürünü düşük fiyata satıp nakde çeviriyor. Yani fiyat kırmak zorunda kalıyor. Firmalar şu an stoktaki ürünleri satışa çıkarmaya başladı. İlginçtir ki firmalar hâlâ liste fiyatlarını artırıyor. İndirimleri ise el altından yapıyorlar. Temmuz ayında bize geçilen listelerde birçok ürünün fiyatına yüzde 20 zam oldu. Ancak dediğimiz gibi siz 100 liralık bir su almak istediğinizde el altından 60 liraya veren de 90 liraya veren de var. Bu durum emlak sektörü için de geçerli. Firma 10 milyon liralık daireyi el altından 7 milyon liraya satıyor. İfşa olmamak için emlakçıyla ilan vermiyor. Yakınlarındakilerine, eşe dosta 10 milyon liralık evi 7 milyon liraya bırakıyor."